DEPREMDE İŞVERENİN SORUMLULUĞU NEDİR?
Eğer bir işçi deprem anında işyerinde ölürse, işveren, işçinin ölümünden sorumlu tutulabilir. Bunun nedeni, işverenin işyerindeki çalışanların güvenliğini sağlama yükümlülüğünden gelmektedir.
Eğer bir işçi deprem anında işyerinde ölürse, işveren, işçinin ölümünden sorumlu tutulabilir. Bunun nedeni, işverenin işyerindeki çalışanların güvenliğini sağlama yükümlülüğünden gelmektedir.
Türkiye’de meydana gelen ilki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki iki büyük deprem; Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis ve Malatya'da büyük yıkıma ve tahribata yol açtı. Ülkemizin deprem ülkesi olduğu ve yaşanan bu depremin son deprem olmayacağı bilgisine hepimiz sahibiz.
Bu makale ile İdarenin deprem gibi afetlerde yükümlülüğü; Mevzuat, Danıştay kararları ve AİHM kararları ile incelenmiştir.
Ülkemizde meydana gelen ve 11 ilimizde yıkıcı sonuçlar doğuran depremler nedeniyle depremin meydana geldiği 06.02.2023 tarihinden itibaren ülkemizde pek çok yeni hukuki düzenleme yürürlüğe girmiştir.
06.02.2023 tarihinde gerçekleşen ve Türkiye'yi yasa boğan ve 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca hasar tespit çalışmalarına başlamıştır.
Ücret, işçinin yaptığı işin karşılığı olarak işverenden aldığı ödemedir. Toplumda yaşayan herkesin hayatını bir şekilde kazanarak devam ettirdiği bir dünyada, işçilerin emeklerinin karşılığı olarak aldıkları ücretle hayatlarını idame ettirdikleri şüphesizdir. Toplumun büyük bir bölümünü ilgilendiren ücretin önemi ve kanuni düzenlemesi, korunması işçinin hayatını ve ailesinin geleceğini yakından ilgilendiren bir durumdur. Bu kapsamda ücret, sadece emeğin karşılığı olarak verilen bir paradan ziyade aynı zamanda ülkenin ekonomisi, çalışma barışı ve huzuru için de önem arz eden bir kavramdır.
Uzay teknolojisinde hızla artan gelişmeler, uzayda bulunan ay, mars, asteroit ve diğer gezegenlerden faydalanmayı gündeme getirmiş; bu kapsamda gök cisimlerindeki kaynakların araştırılması, bulunması, çıkarılması, işletilmesi gibi hususlar, uzayın devletler ve hatta özel sektör nezdinde ticari faaliyetlerde bulunabileceği yeni bir piyasa haline gelmesi sonucunu doğurmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmının dördüncü bölümünde 299. madde ve devamında Kira sözleşmesine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Bu sözleşme, kiracıya kiralananı olağan ölçüler içinde kullanma yetkisini verir. Kira sözleşmesi şekil şartına bağlı olmayıp yazılı veya sözlü olarak kurulabilir.
Dijitalleşmenin hızlanmasıyla birlikte, ülkelerin yerel rekabet hukuku mevzuatları yeterli olmamakta, teknoloji firmalarının yasalara uygun şekilde faaliyet göstermesi için tek dijital pazarın (Digital Single Market) sağlanması gerekli görülmektedir. Tek dijital pazarın sağlanmak istenmesinde bir diğer sebep ise dijital aktörlerin sunduğu hizmetlerden faydalanan tüketicilerin korunmasını sağlamaktır.
Hizmet sürelerinin bir diğer adıyla sigortalılık sürelerinin birleştirilmesi; kendisine yaşlılık aylığı bağlanacak olan sigortalının bir sosyal güvenlik kurumunda yaşlılık aylığı için yeterli hizmet süresinin bulunmadığı durumlarda diğer sosyal güvenlik kurumlarındaki hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle yaşlılık aylığına hak kazanmasına imkân veren bir müessesedir.
Yapay zekâ, günümüzde bilim kurgu filmlerinin çoğalmasıyla ve teknolojik gelişmelerle birlikte her kesimden insanın ilgi alanı haline gelmiştir. Eskiden sadece askeri amaçlı kullanılan yapay zekâ, evlerdeki televizyona kadar kullanılmaya başlanmasıyla birlikte yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
Elektronik Ticaret Aracı Hizmet Sağlayıcı ve Elektronik Ticaret Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”) 29/12/2022 tarihli ve 32058 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. İşbu Yönetmelik, 23/10/2014 tarihli ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a dayanılarak hazırlanmıştır.