1. Vatandaşlık Kavramının Tanımı
Vatandaşlık hukuku
incelenirken, vatandaşlık kavramının farklı şekillerde ifade edildiği;
yurttaşlık, uyrukluk kelimeleri yanında tabiiyet kavramıyla beraber kullanıldığı
görülür. Bu kavramların birçoğu eş anlamlı olsa da tabiiyet ile vatandaşlık
farklı durumları karşılamaktadır. Vatandaşlık, gerçek kişiyle devlet arasındaki
siyasi ve hukuki bağı ifade ederken tabiiyet ise bir kişi (gerçek veya tüzel
kişi) veya şeyi (hava araçları, gemiler vs.) devlete bağlayan siyasi ve hukuki
bağdır. Kavramların kapsamından da anlaşılacağı üzere, tabiiyet vatandaşlığı da
kapsayan bir ifade olup, daha geniş bir anlam ifade ettiğinden, vatandaşlık ile
aynı manada kullanılması her zaman doğru olmayacaktır. [1]
Doktrinde vatandaşlığın genel
kabul gören, ortak bir tanımı yapılmamıştır. Nomer, bunun nedenini
vatandaşlığın nitelik ve kapsamca belirli ve tüm insanlar tarafından kabul
edilecek bir tanımına henüz erişilememiş olunmasına bağlar. [2]
En genel anlamıyla vatandaşlık,
insan unsuruyla devlet arasındaki bağı ifade eder. [3]
Başka bir deyişle vatandaşlık,
kişi ile devlet arasında kurulmuş, hukuki ve siyasi yönlere sahip bir bağı
tanımlar. [4]
Türk hukukunda ise vatandaş
tanımı, Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun (TVK) 3. maddesinin birinci fıkrasının (ç)
bendinde, "Türk vatandaşı, Türkiye Cumhuriyeti Devletine vatandaşlık bağı
ile bağlı olan kişiyi ifade eder" şeklinde düzenlenmiştir. [5]
2. 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu
2.1. 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun Hazırlanması ve Gerekçeleri
403
sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği dönemden itibaren geçirdiği değişiklikler
sonucu Kanun'un güncel metnine getirilen haklı eleştiriler yanıtsız
kalmamıştır. Kanun koyucu vatandaşlık kanununun kendi içindeki sistemsel
bütünlüğün sağlanması, ayrıca küreselleşme ve vatandaşlık hukukundaki direktif
ilkelerde yaşanan gelişmeleri takip etmeyi ve bu doğrultuda 403 sayılı Kanun'u
güncellemeyi gündeme getirmiş, bu da yürürlükteki 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı
Kanunu'nun çalışmalarına başlanmasına sebebiyet vermiştir. [6]
İçişleri
Bakanlığınca hazırlanan TVK tasarı ve gerekçesi, ilk olarak 7 Nisan 2006 tarih
ve 1824 sayılı Başbakanlık üst yazısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM)
sunulmuştur. 22. Yasama Dönemi sonunda görüşülmeyerek kadük kalan 1/1192 esas
numaralı Tasarı, 23. Yasama Dönemin- de Başbakanlık'ın 8 Kasım 2007 tarih ve
4226 sayılı yazısıyla tekrardan TBMM'ye sunulmuş, 1/458 esas numarasını
almıştır. TBMM Başkanlığı ilgili tasarıyı; tali olarak Avrupa Birliği Uyum,
Adalet ve Dışişleri komisyonlarına, esas olarak da İçişleri Komisyonuna havale
etmiştir. İçişleri Komisyonu ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu, tasarıyla
ilgili 22. Dönem, 23.Dönemde ise İçişleri Komisyonu, Raporunu 8 Ocak 2008'de
kabul ettiği Raporunu 1232 sayılı sıra sayısı ile 28.06.2006 tarihinde hazırlamış
yeni tasarı metniyle birlikte 90 sayılı sıra sayısı olarak TBMM Başkanlığına sunmuştur.
[7]
Tasarının
genel gerekçesinde öncelikle vatandaşlık kanununa dair neden yeni bir düzenleme
gerektiğinin cevabı verilmiş, dönemin şartları çerçevesinde ortaya çıkan
ihtiyaçların zorlaması sonucu yapılan değişikliklerin 403 sayılı Kanun'un
sistematiğini bozduğu belirtilmiştir. Ayrıca genel gerekçede Anayasa'nın 66.
maddesinde gerçekleşen değişiklik ve TMK hükümleri ile uyumun sağlanması
gerekliliği üzerinde durulmuştur.
Genel
gerekçede Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesine de atıf yapılmakta, bu Sözleşme ‘ye
uygun bir düzenleme yapma ihtiyacına değinilmektedir. Hatta bu Sözleşmeye genel
gerekçede yapılan birden fazla atıf, Kanun'un tarafı olmadığımız bir Sözleşmeyi
esas alarak düzenlendiği intiba yaratmakta olup, doktrinde genel gerekçede
uluslararası hukukun diğer kaynaklarına da yer verilmesinin doğru olacağı
yönünde bir görüş bulunmaktadır. [8]
2.2.
Genel Olarak 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu
TVK, çok
vatandaşlık hallerini yasaklamamaktadır. Herkesin tek vatandaşlığı olması
yönündeki direktif ilkenin etkisini yitirmesi buna etkendir.
Çok
vatandaşlık hallerine dair yorumlar Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesinde de çok
vatandaşlığa sahip olunmasının engellenmesi yerine bu hallerden doğan
sorunların çözümü yönündedir. TVK'da herkesin sadece bir vatandaşlığı olması
gerektiğine dair direktif ilkenin ulaşılması gereken bir hedef olmadığını, Türk
vatandaşlarının izin almadan kendi iradeleri ile diğer bir devletin
vatandaşlığını kazanmalarının 403 sayılı Kanun'da olduğu gibi yaptırıma
bağlanmadığını göz önüne alarak, söylemek mümkündür. [9]
Doktrinde
ve TVK tasarısının genel gerekçesinde eleştirilen 403 sayılı Kanun'daki Türk
vatandaşlığının kazanılması sistemi, 5901 sayılı Kanun ile değiştirilmiştir.
Tasarıda yer alan sistem doktrinde de kendine taraftar bulan çağdaş bir
yaklaşımdır.
403
sayılı Kanun'da Türk vatandaşlığının kazanılması, yukarıda anlatıldığı gibi,
kişinin iradesini merkeze alarak 3 başlık altında düzenlenirken, TVK'da bu
sistem değiştirilmiştir. TVK'da vatandaşlığın kazanılması doğumla (aslen) veya
sonradan (mükteseben) olmak üzere iki başlık altında düzenlenmiştir. [10]
403
sayılı Kanun'da, kanun metninde yer alan kavramlar tanımlanmamışken, TVK bundan
farklı olarak, 3. maddede kanunda geçen bazı kavramları (çok vatandaşlık,
yabancı vs.) tanımlamıştır. Ayrıca TVK'da çocuğun tanımı yer almazken, bu
kavram Türk Vatandaşlığı Kanununun Yönetmelik'te (TVKUY) tanımlanmıştır.
TVKUY'nin 3. maddesinin (c) bendinde çocuk, "on sekiz yaşını tamamlamamış
kişi” olarak ifade edilir. Aynı maddenin (e) bendinde ergin kay- ramı
tanımlanmış, bu kavramın TMK'ya göre ergin kişi kavramına denk geldiği
belirtilmiştir.
2.3 Evliliğe
İlişkin Hükümlerdeki Farklılıklar
TVK
çalışmalarında 403 sayılı Kanun'daki sistematik boşlukların daha çok kanundaki
diğer vatandaşlığın kazanılması veya kaybı çeşitlerine ait olduğu düşünülmüş,
evlilik yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılmasına ilişkin sorunların 403
sayılı Kanun'da 4866 sayılı Kanun vasıtasıyla yapılan değişiklik ile bir nebze
de olsa çözüldüğü kanısıyla evlilik yoluyla vatandaşlık kazanma müessesesinde
fazla değişiklik yapılmamıştır. Kuruma dair en mühim değişiklik, evlenme
yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılmasının yetkili makam kararıyla Türk
vatandaşlığının kazanılması yolları arasında düzenlenmesidir. Böylece kurumun
403 sayılı Kanun'daki yerinden kaynaklanan tartışmalar da son bulmuştur.
Bununla birlikte Kanunda 403 sayılı Kanun'un istisnai vatandaşlığa alınma
başlıklı 7. maddesinde sayılan Türk vatandaşıyla evli olmak veya evlenme kararı
ile Türkiye'ye yerleşmiş olmak şartları TVK'da yer almamıştır. [11]
Vatandaşlık
başvurusundan sonra Türk vatandaşı yabancı eşin ölümü hâlinde sağ kalan yabancı
eşin başvurusunda aile birliği içinde yaşama bu duruma dair bir düzenlemeye yer
verilmemiş idi. Doktrinde bu şartın aranmaması TVK ile getirilen bir yenilik
olup, eski düzenlemede yalnızca vatandaşlık başvurusunda bulunmuş sağ kalan
yabancı eşler için aranmaması eleştirilmiş, üç yıllık evlilik birliğinde
yaşamış yabancı eşlerin başvuruda bulunmasalar dahi bu hükümden yararlanmaları
gerektiği savunulmuştur. [12]
2.4. Evlenme
Yoluyla Türk Vatandaşlığını Kazanma
Evlilik
yoluyla vatandaşlığın kazanılması, TVK'nın 16. maddesinde düzenlenmiştir. 4866
sayılı Kanun ile getirilen değişikliğe paralel olarak, maddenin birinci
fıkrasında evlilik nedeniyle doğrudan Türk vatandaşlığının kazanılamayacağı
belirtilmiştir. Düzenlemeye göre evlilik yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma
için başvuruyu, bir Türk vatandaşıyla 3 yıldan beri evli olan ve bu evliliği
süren yabancılar yapabilir. Madde gereğince başvuru sahiplerinde "aile
birliği içinde yaşama, evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette
bulunmama, milli güvenlik ve kamu düzeni açısından engel teşkil edecek bir hali
olmama" şartları aranır. Görüldüğü üzere 403 sayılı Kanun'un 4866 sayılı
Kanun ile değiştirilen 5. maddesinde yer alan en az üç yıllık evli olmak,
evliliğin devam etmesi ve aile birliği içinde yaşama şartları yeni düzenlemede
de korunmuş, bunların yanına "evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir
faaliyette bulunmama" ve "milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından
engel teşkil edecek bir hali bulunmama" şartları eklenmiştir. [13]
Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir
faaliyette bulunmama şartı her ne kadar 403 sayılı Kanun'da yer almasa da
2004/7275 sayılı Yönetmelik'in 2/2-b bendinde "fuhuş yapmak, fuhşa
aracılık etmek veya fuhşa zorlamak, kadın ticareti yapmak gibi herhangi bir
faaliyet içinde bulunmamak' şartı yer almaktaydı.
Evlilik
birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama hali bu şartı karşılar
niteliktedir. Doktrinde Tiryakioğlu, kavramın bu şekilde karşılanmasını haklı
bulmuş, fuhuş yapmak, fuhşa aracılık etmek ile başlayan bir şartın yabancılar
hakkında bir ön yargı yaratacağını belirtmiştir. [14]
Aynı şekilde milli güvenlik ve kamu düzeni
bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama ise yine 403 sayılı Kanun'da
bulunmasa da 2004/7275 sayılı Yönetmelik'in 2/2-c bendinde aranan şartlar
arasında yer almıştır. Yönetmelik hükmünde milli güvenlik ve kamu düzeni
yanında genel ahlaktan bahsedilse de TVK'da bu hususa yer verilmemiştir.
Kanunda, evlenme
yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılmasının asli şartlarından sayılan
"aile birliği içinde yaşamak şartı yine TVK ile oluşturulan vatandaşlık
başvuru inceleme komisyonu tarafından nesnel şekilde değerlendirilecektir.
Komisyon eşler arasında gerçek bir evlilik ile birlikte yaşamın varlığını
araştıracaktır. İçişleri Bakanlığının ilgili il emniyet müdürlüğü ve komisyon
vasıtasıyla yürüttüğü inceleme ve soruşturma, güvenlik soruşturması özellikleri
taşımaktadır (TVKUY 28-30)1. Komisyonun görevi Kanun'da ve TVKUY'de çizilen
yetki sınırları kapsamında dosya hazırlama, varsa başvurulardaki eksiklikleri
tamamlatma ve hazırlanan dosyayı İçişleri Bakanlığına göndermekten ibaret
olmalıdır. Ancak TVKUY'de il emniyet müdürlüklerince yapılacak soruşturmanın
kapsamında "fuhuş yapmak ve fuhşa aracılık etmek gibi davranışlar"
ifadesi yer almakta ve metindeki "gibi davranışlar"ın hangi
ölçütlerle belirleneceği konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. [15]
3.
Evlenme Yoluyla Vatandaşlık Kazanma Şartları
Evlenme
yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılması TVK'nın 16. maddesinde düzenlenmiştir.
Buna göre maddede yer alan koşulları sağlayan kişiler, evlenme yoluyla Türk
vatandaşlığını kazanabilir. Bu şartlar aşağıda tek tek incelenecektir.
3.1. En
Az Üç Yıldır Devam Eden Geçerli Bir Evlilik
TVK'nın
16. maddesinde, yabancının evlenme yoluyla vatandaşlık kazanabilmesi için bir
Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olma ve başvuru anında bu
evliliğin devam ediyor olması şartı aranmaktadır. Kanun maddesinde bahsetmese
de bu evliliğin Türk hukukunda geçerli bir evlilik olması gerektiğine dair
şüphe bulunmamaktadır. [16]
Evliliğin
hukuken geçerliliği, yabancılık unsuru nedeniyle MÖHUK'un ilgili hükümlerinden
hareketle tespit edilecektir. Evlilik müessesesi, tarafların şahsi durumunu
yakinen ilgilendirdiğinden evliliğe uygulanacak hukukun da tarafların yoğun ve
sıkı ilişkiler içerisinde olduğu devletin hukuku olması faydalıdır. Evlilik,
kişinin durumunda mühim değişiklikler getirdiğinden, tarafların evlenmesine
uygulanacak hukukun; vatandaşı olunan devlet ya da yerleşim yeri veya mutad
meskenin bulunduğu devletin hukuku olması tercih edilmektedir.
Buna göre
evliliğin geçerliliğine dair evlenme ehliyeti ve maddi şartlar bakımından MÖHUK
13/1; evliliğin şekli geçerliliği bakımından ise MÖHUK 13/2 hükümleri
doğrultusunda evliliğin geçerli olup olmadığı yorumlanacaktır. Taraf menfaatini
dikkate alan MÖHUK 13. maddede, evlenmenin ehliyet ve şartlarına taraflardan
her birinin evlenme anındaki milli hukukunun uygulanacağı hükmolunmuştur.
Evlenmenin şekline dair ise evlenmenin gerçekleştiği hukuku uygulama alanı
bulacaktır. Bu nedenle, taraflardan birinin milli hukukuna göre evlenme
ehliyeti bulunmuyorsa, evlilik için geçerli şartlar sağlanmamışsa veya şekil
şartlarına uyulmamışsa evlilik geçersiz sayılacaktır. [17]
Eşlerin
Türkiye'de evlenmesi halinde evlenmenin yetkili Türk mercileri önünde
gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Türk hukukunda evlendirme mercileri ise
belediye sınırları içerisinde belediye başkanı veya bu işle görevlendireceği
memur, köylerde muhtardır. Evlendirme Yönetmeliği uyarınca İçişleri Bakanlığı,
il nüfus ve vatandaşlık müdürlükleri, il ve ilçe müftülükleri ve ilgili dış
temsilciliklere evlendirme memurluğu görev ve yetkisi verebilmektedir. Ancak
Evlendirme Yönetmeliği'nin 7. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; eşlerden
birinin yabancı olması durumunda yetkili merciler belediye memurları ile nüfus
müdürlükleridir ve işlemin il veya ilçe sınırları içerisinde yapılması gerekir.
Türk
vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılmasının bir diğer şartı da Türk
vatandaşı ile evlenen yabancının evliliğinin asgari üç yıldan beri devam
etmesidir. Belirtilen üç yıllık sürenin başvuru tarihi itibarıyla dolması
gerekmektedir. Ayrıca yabancının başvurusu hakkında İçişleri Bakanlığınca
verilecek karar tarihinde de bu evlilik devam etmelidir. Türk vatandaşlığını
kazanmak için başvuran yabancı kişinin Türk vatandaşı eşi sonradan Türk
vatandaşlığını kazanmış bir kişiyse, TVKUY 25/3 fıkrası uyarınca, üç yıllık
sürenin hesaplanmasında sonradan Türk vatandaşlığını kazanmış kişinin
vatandaşlığı kazanma tarihi esas alınır.
3.2. Aile
Birliği İçinde Yaşama
TVK'nın
16. maddesiyle düzenlenen evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma
şartlarından bir diğeri aile birliği içinde yaşamadır. Şart ile, evliliğin 3
yıl boyunca devam etmesinin yanında bu evliliğin aile birliği içerisinde devam
etmiş olması aranmaktadır. [18]
TVK'da
403 sayılı Kanun'da ayrıca yer alan "fiilen birlikte yaşama" şartına
yer verilmemiş, aile birliği içinde yaşama durumu yeterli sayılmıştır. Bu
bağlamda aile birliği içerisinde yaşam, olağan şekilde fiilen birlikte yaşamayı
da içerisinde barındıran ancak eşlerin istisnai hallerde birlikte yaşayamaması
halini de dışlamayan bir anlamı betimlemektedir. Doktrinde Güngör, bu kavramdan
hareketle aile olma duygusu ortadan kalkmadığı sürece, sebebi ne olursa olsun
geçici süreliğine fiilen bir arada yaşayamayan yabancı eşin de bu şartı
sağlamasının mümkün olduğunu savunmuştur. [19]
Aile
birliği içinde yaşama şartının, evliliğin yalnızca vatandaşlığın kazanılması
amacıyla değil, gerçekten evlenmek niyetiyle yapılıp yapılmadığını teyit eden
bir şart olarak arandığı söylenebilir. Aile birliği içinde yaşanılıp
yaşanılmadığı ise il emniyet müdürlüğü ve vatandaşlık başvuru inceleme
komisyonu tarafından yapılacak bir inceleme ve soruşturma ile belirlenir.
Aile
birliği içerisinde yaşamanın biri kanundan diğeri de içtihattan kaynaklanan iki
istisnası bulunmaktadır. İlk istisna TVK'nın 16. maddesinin ikinci fıkrasında
belirtilen husustur. Bununla birlikte vatandaşlık başvurusundan önce evliliğin
ölüm veya boşanma gibi sebeplerle sona ermesi durumunda bu şart gerçekleşmiş olmayacaktır.
[20]
İkinci
istisnayı ise aile birliğinin mücbir sebepler (force majeure) nedeniyle
sekteye uğraması hali oluşturmaktadır. Doktrinde mücbir sebeplerin yanında,
kişinin kaçınabilmesi imkânsız olan beklenmedik bir olay veya bir durumun (cas
fortuit) da aile birliği şartına bir istisna getirdiğinin kabulünün adil
olacağı savunulmuştur.
3.3. Yabancı
Eşin Evlilik Birliği ile Bağdaşmayacak Bir Faaliyette Bulunmaması
Evlilik
yoluyla Türk vatandaşlığını kazanacak kişinin, evlilik birliğiyle bağdaşmayacak
bir faaliyette bulunmaması gerekmektedir. Bundan ne anlaşılması gerektiğine
dair TVKUY'nin 28/1-b bendinde "fuhuş yapmak, fuhşa aracılık etmek gibi
davranışlar" örnek olarak sayılmıştır. Görüldüğü üzere bu şart, 2004/7275
sayılı Yönetmelik'teki şartları karşılar niteliktedir. Evlilik yoluyla
vatandaşlık kazanma müessesesinin hukukumuzdaki tarihsel süreci göz önüne
alındığında, kanun koyucunun bu şartı getirmesindeki amacının evlilik gibi Türk
milletinin kutsal kabul ettiği bir kurumun gayri ahlaki gayelere hizmetine
engel olunması olduğu görülmektedir.
Bir
"faaliyet" içinde bulunulup bulunulmadığı da il emniyet müdürlüğünce
yapılacak araştırma ile belirlenecektir. TVKUY'de evlilik birliğiyle
bağdaşmayacak faaliyetler örneklendirilmiş olup, "gibi davranışlar"ın
ise ne olduğu, evlilik birliği ile bağdaşıp bağdaşmadığı hususu yetkili
makamlarca olayın özelliğine göre değerlendirilmektedir. Nomer'e göre bu
faaliyetler, yabancının boşanmaya sebep olacağı fiil ve davranışlardır.
Güngör,
faaliyetin evlilik birliğiyle bağdaşmaması sebebiyle Türk vatandaşlığının
kazanılamaması için; anılan faaliyetin evlilik birliği sağlandıktan sonra
başlayan, evlilik birliği içerisinde devam eden ya da tekrarlanan bir faaliyet
olması gerektiğini savunmaktadır. [21]
3.4. Yabancı
Eşin Milli Güvenlik ve Kamu Düzeni Bakımından Engel Teşkil Edecek Bir Hali
Bulunmaması
TVK'da
yer alan yetkili makam kararıyla vatandaşlığın kazanılması yollarında (Türk
vatandaşlığının yeniden kazanılması hariç), her kuruma özgü şartlar yanında,
"milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali
bulunmama" şartı aranmıştır. 403 sayılı Kanun döneminde bu şart kanun
metninde yer almasa da bu şarta ilişkin bir gizli yönergenin olduğu mahkeme
kararlarında görülmektedir.
TVK'nın
16. maddesinde milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek halden
ne anlaşılması gerektiğine yönelik açıklayıcı hüküm de bulunmamaktadır. Evlenme
yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılmasına eklenen şartla hem 403 sayılı Kanun
döneminde getirilen kanunilik eleştirisi dikkate alınmış, hem de şartın
yorumlanmasında idareye içeriği belirsiz çok geniş bir takdir yetkisi verilmiştir.
[22]
Aynı şart
yukarıda ifade ettiğimiz gibi TVK'nın yetkili makam kararıyla Türk
vatandaşlığının kazanılma şartlarını belirten 11. maddesinin (g) bendinde de
yer almıştır. Fıkranın gerekçesinde, "milli güvenlik bakımından tehlike
oluşturan ve milli menfaatler ve ülke bütünlüğü aleyhine faaliyette
bulunanlarla bu faaliyetleri destekleyenlerin ya da bu gibi kişi veya
kuruluşlarla ilişki içerisinde bulunanların ve herhangi bir isyan, sabotaj,
casusluk, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, evrakta sahtecilik gibi kamu düzenini
bozan faaliyetlerde bulunanların Türk vatandaşlığını kazanmalarını engellemek
hedeflendiğini" belirtilmiştir.
Milli
güvenlik kavramı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2/1-d bendinde
"Devletin anayasal düzeninin, milli varlığının, bütünlüğünün,
milletlerarası alanda siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik dahil bütün
menfaatlerinin ve ahdi hukukunun her türlü dış ve iç tehditlere karşı korunması
ve kollanması" olarak tanımlanmıştır. Tanımda öncelikle korunması gereken
değerler açıklanmış, ardından bu değerlerin gelebilecek iç ve dış tehditlere karşı
korunması gerektiği vurgulanmıştır. Kamu düzenine ilişkin ise Anayasa Mahkemesi
(AYM) bir kararında, kamu düzeni kavramının tanımının tam olarak yapılmasının
güç olduğunu belirtmiş, sonrasında ise kamu düzeninin toplumda huzur ve sükûnetin
sağlanması, devletin ve devlet teşkilatlarının korunmasını hedefleyen her şeyi
kapsayan bir kavram olduğunu ifade etmiştir.
Milli
güvenlik ve kamu düzeni, devletin devamlılığı ile doğrudan ilişkili olması
sebebiyle temel hak ve özgürlükleri sınırlayabilmektedir. Bu duruma Anayasa'nın
birçok maddesinde rastlamak mümkündür. Milli güvenlik ve kamu düzeni kavramları
neden gösterilerek temel hak ve özgürlüklerin bile kısıtlandığı göz önüne
alındığında, devletin hükümranlık yetkisini kullandığı vatandaşlık hukukunda
milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel taşıyan bir hali olan kişilerin
vatandaşlığa alınmaması evleviyetle kabul edilmelidir.
Milli
güvenliği tehdit eden şahısların Türk vatandaşlığını evlenme nedeniyle
kazanması mümkün değildir. Bu şahıslara örnek olarak casus/ajan, istihbarat
örgütü üyesi veya herhangi bir terör örgütüyle bağlantılı olan kişiler
gösterilebilir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu kişilerin evlenme yoluyla
vatandaşlık kazanma taleplerini hükümranlık hakkı uyarınca reddedebileceği
konusunda şüphe yoktur. Ancak bu şart yabancı eş özelinde arandığı için yabancı
eşle evli Türk vatandaşının milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından bir engel
taşıması önem taşımamaktadır.
TVKUY'nin
"Araştırma, soruşturma ve geçerlilik süresi" başlıklı 72. maddesinin
beşinci fıkrası, milli güvenlik ve kamu düzeni ifadelerine yer vermese de şart
ile ilgilidir. Fıkra hükmüne göre "İlgili kurumlarca yapılan araştırma
sonucunda Anayasa ile kurulu devlet düzenini yıkma yolunda faaliyette
bulunduğu, bu faaliyetlerde bulunanlarla iş birliği yaptığı veya bunları maddi
olarak desteklediği, Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milleti ile bölünmez
bütünlüğüne karşı yurt içinde veya dışında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu
kapsamına giren suçlarla ilgili faaliyetlerde bulunduğu, isyan, casusluk ve
vatana ihanet suçlarına katıldığı, silah ve uyuşturucu madde kaçakçılığı, insan
kaçakçılığı ve insan ticareti yaptığı veya bunlarla ilişki içerisinde bulunduğu
tespit edilenler ile taksirli suçlar hariç olmak üzere ertelenmiş, zamanaşımına
uğramış, hükmün açıklanması geri bırakılmış, paraya çevrilmiş veya affa uğramış
olsa dahi, altı aydan fazla hapis cezası alanlar Türk vatandaşlığını
kazanamaz." Erten'e göre, fıkrada milli güvenlik ile kamu düzeni
arasındaki ayrım net olmamakla birlikte, hükmün eylemleri sıralayan ilk bölümü
milli güvenlik, mahkeme kararı ve hapis cezasının süresinin dikkate alındığı
ikinci bölümü ise kamu düzeni ile ilgilidir.
TVKUY'de
kişinin milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel oluşturan bir halinin
olup olmadığının tespiti için bazı hükümler düzenlenmiştir. Ancak TVKUY'nin
25/2-c bendinde "herhangi bir suçtan dolayı yargılamasının devam ettiği
veya hükümlü ya da tutuklu olduğu" tespit edilen kişilerin başvurusunun
kabul edilmeyeceği hükmolunduğu halde, aynı Yönetmeliğin 26/1-e bendine göre
Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılmasında başvuru için gerekli
belgeler arasında "Herhangi bir suç nedeniyle hakkında kesinleşmiş mahkeme
kararı bulunuyor ise onaylı bir örneği"nin yer alması birbiriyle
çelişmektedir.
TVKUY'nin
35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, başvuran için evlenme yoluyla Türk
vatandaşlığını kazanmasında "milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından
engel teşkil edecek bir halinin bulunup bulunmadığının tespiti için" Millî
İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığından ve Emniyet Genel Müdürlüğünden arşiv
araştırması istenecektir. Aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca yapılacak
şartın araştırmasında tespit edilen durumlar açık bir şekilde bildirilmelidir. [23]
4. Sonuç
TVK madde
16 uyarınca Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla
kazanılması düzenlenmiştir. Evlenme ile doğrudan Türk vatandaşlığının
kazanılması söz konusu değildir ve belirli şartların gerçekleşmesi
gerekmektedir. Türk vatandaşı ile evli bulunan bir yabancının vatandaşlığı
kazanması için en az üç yıldır evli olması, aile birliği içerisinde yaşaması,
evlilik birliği ile bağdaşmayan faaliyetlerde bulunmaması ve kamu düzeni ve
milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek hallerinin bulunmaması şartları
aranmaktadır.
Bu
şartların bulunup bulunmadığı yönetmelik uyarınca belirtilen komisyonca
incelenecek, evli kişilerin ayrı ayrı veya birlikte değerlendirmeye alınmaları
sağlanacak ve bu şartları haiz olup olmadıklarına bakılacaktır. Bu şartların
haiz olunduğuna karar verilmesi durumunda bu bilgiler bakanlığa gönderilecek ve
kişinin evlenme yolu ile vatandaşlığı kazanma kararı bakanlık tarafından
verilecektir.
Stj. Av.
Shiva Malkoç
Kaynakça:
1. Doğan,
Vatandaşlık, S 5, Berki, Osman Fazıl: Türk Hukukunda Evlenmenin Tabiiyete
Tesiri, AÜHFD, 1972, C.3, S1, S.15 vd. (Evlenme); Göğer, Sf.6; Fişek, Hicri, Türk
Vatandaşlık Hukuku, Ankara1959, Sf.12.
2. Hicri,
Türk Vatandaşlık Hukuku, Ankara,1959, Sf.12
3.Uluocak,
Nihal, Türk Vatandaşlık Hukuku, Ankara1986, Sf.5 vd.
4. Doğan, Vahit, Türk Vatandaşlık Hukuku, Ankara 2019
5. 5901
Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu, RG,12.06.2009, s.27256.
6. Çözme, Rıza Furkan, Türk Vatandaşlığının Evlenme Yoluyla
Kazanılması, Ankara 2021, S.52
7. TBMM,
Türk Vatandaşlığı Kanunu tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile İçişleri
Komisyonları Raporları (Erişim Tarihi: 04.09.2020)
9. Erten,
Rifat, Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı’nın Türk Vatandaşlığının Kazanılmasına
İlişkin Hükümleri Hakkında Değerlendirmeler, Ankara Barosu Derneği,2008, y,66,
Sf.39
10. Çözme,
Rıza Furkan, Türk Vatandaşlığının Evlenme Yoluyla Kazanılması, Ankara 2021, Sf.53
11. Çözme, Rıza Furkan, Türk Vatandaşlığının Evlenme Yoluyla
Kazanılması, Ankara 2021, Sf. 54
12. Giray,
Faruk Kerem,”5901 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu Hakkında Değerlendirme”,2011,
Sf.3I87
13. Erten,
Tasarı, Sf.50
14. Tiryakioğlu,
Bilgin, Tasarı, Ankara,2008
15. Çözme,
Rıza Furkan, Türk Vatandaşlığının Evlenme Yoluyla Kazanılması, Ankara 2021, Sf.55
16. Erkan,
Mustafa, Türk Vatandaşlığı Kanununda 7039sayılı Kanun ile Yapılan
Değişikliklerin İncelenmesi,2019, Sf. 52
17. Sirmen,
Kazım Sedat, Eş Cinsel Birliktelikler ve Bunların Kanunlar İhtilafı Hukukunda
Düzenlenişi ,2009, Sf. 4
18. Nomer,
Ergin, Türk Vatandaşlık Hukuku, İstanbul,2019
19. Güngör, Gülin, Tabiiyet Hukuku, Ankara,2020, Sf.139
20. Güngör,
Gülin, Tabiiyet Hukuku, Ankara,2020, Sf.134
21. Çözme, Rıza Furkan, Türk Vatandaşlığının Evlenme Yoluyla
Kazanılması, Ankara 2021, Sf. 61
22. Doğan,
Vahit, Türk Vatandaşlık Hukuku, Ankara 2019, S,95
23. Çözme,
Rıza Furkan, Türk Vatandaşlığının Evlenme Yoluyla Kazanılması, Ankara 2021, S
64-65