Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

ZİNA SEBEBİNE DAYALI BOŞANMA SONUCUNDA KUSURLU EŞİN KATILMA ALACAĞININ KALDIRILMASI VEYA AZALTILMASI (TMK M. 236/2)

ZİNA SEBEBİNE DAYALI BOŞANMA SONUCUNDA KUSURLU EŞİN KATILMA ALACAĞININ KALDIRILMASI VEYA AZALTILMASI (TMK M. 236/2)

I. GİRİŞ

 

1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 236. maddesinin birinci fıkrasına göre her eş veya mirasçılarının diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olmaktadır. “Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi” adı verilen bu sistem, 4721 sayılı yeni Medeni Kanun’un yasal mal rejimi olarak belirlenmiş olmakla; bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih itibariyle eşler arasında yasada belirtilen şekil şartları ve hukuka uygun olarak bir mal rejimi sözleşmesi yapılmamışsa eşler arasında yasa gereği edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanmaktadır.

TMK m. 236’nın ikinci fıkrasında ise zina veya hayata kast nedeniyle boşanma kararı verilmesi durumunda hâkim tarafından kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verilebileceği düzenlenmektedir. Zira, edinilmiş mallara katılma rejiminin temel mantığı, eşlerin evlilik birliği süresince edinilen mallar üzerinde eşit hakka sahip olmasıdır. Ancak kanun koyucu tarafından, evlilik birliğinin zina veya hayata kast nedeniyle sona ermesi durumlarının bahse konu temel mantık ile bağdaşmayacağı düşüncesiyle maddenin ikinci fıkrasında bu yönde bir düzenlemeye gidilmiştir.

Bu çalışmanın konusunu “zina sebebiyle” boşanma kararı verilmesi durumunda kusurlu eşin katılma alacağının kaldırılması veya azaltılması oluşturmakta olup “hayata kast sebebiyle” boşanma ile bu kapsamdaki sonuçları incelenmeyecektir.

 

II. KAVRAMLAR

Zina sebebiyle boşanma kararı verilmesi durumunda kusurlu eş açısından katılma alacağının sonuçları incelenmeden önce konuya ilişkin temel kavramlara kısaca değinmek gerekmektedir.

 

a-Zina Sebebiyle Boşanma

Boşanma sebepleri Türk Medeni Kanun’un 161-166 maddeleri arasında sınırlı sayıda düzenlenmiştir. Bunlar; (i) zina, (ii) hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, (iii) suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, (iv) terk, (v) akıl hastalığı, (vi) evlilik birliğinin sarsılmasıdır.

TMK m. 161’de düzenlenen ve özel/mutlak boşanma sebeplerinden olan zina, eşlerden birinin evliliğin temel yükümlülüklerinden olan sadakat yükümlülüğüne aykırı olarak, bir başka kişiyle cinsel ilişkide bulunmasını ifade etmektedir. Yargıtay’ın yerleşik hale gelmiş içtihatlarına göre zina sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için cinsel ilişki koşulunun gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Ancak bu eylemin tespitindeki zorluklar sebebiyle “cinsel ilişki” kavramı dar yorumlanmamaktadır [1]. Örnek vermek gerekirse Yargıtay, kocanın başka bir kadınla otel odasında birlikte kalmış olmasını [2] veya kadının geceyi başka bir erkeğin evinde geçirmiş olmasını [3] zina sebebine dayalı olarak boşanma davasının kabulü için yeterli görmektedir.

Belirtmek gerekir ki, zina sebebine dayalı boşanma davası açmaya hakkı olan taraf için, boşanma sebebinin öğrenilmesinin ardından altı aylık ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıllık hak düşürücü süreler bulunmaktadır.

 

b-Artık Değer ve Katılma Alacağı

Edinilmiş mallara katılma rejimi, mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi durumlarında, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere sona ermektedir.

Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde eşin edinilmiş mallarından (aktif değer) bu mallara ait borçların (pasif değer) çıkarılması ile elde edilen pozitif değere “artık değer” adı verilmektedir [4]. Kanun koyucu tarafından TMK m. 231’de düzenlenen tanıma göre ise artık değer, eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Maddenin ikinci fıkrasına göre değer eksilmesi dikkate alınmamaktadır.

Artık değer hesaplanırken öncelikle eşin aktif değerleri dikkate alınmaktadır. Hesaba dahil edilecek ilk aktif değer edinilmiş mallar [5] olmakla TMK m. 235/1 gereğince bunların tasfiye anındaki değerleri hesaba katılmaktadır. Sonrasında, TMK m. 227’de düzenlenen değer artış payı alacağı ile TMK m. 229’da iki bent halinde sayılan [6] karşılıksız kazandırmalar ile devirler hesaba dahil edilmektedir. Bunun akabinde, TMK m. 230’da düzenlenen edinilmiş mallardan kişisel mallara giden, denkleştirmeye tabi tutulacak miktarlar dikkate alınmaktadır. Artık değer hesabında dikkate alınacak pasif değerler ise TMK m. 227 hükmü gereğince değer artış payı borcu, TMK m. 230’da yer alan kişisel mallardan edinilmiş mallara giden denkleştirmeye tabi tutulacak miktarlar ile TMK m. 231/1’de düzenlenen edinilmiş mallara ilişkin borçlardır. [7]

Bu şekilde hesaplanan artık değer üzerinde eşlerden her biri kural olarak diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olmaktadır. Ayrıca eşlerin birbirlerinden olan alacakları takas edilmektedir. Eşlerden her birinin diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerindeki alacak hakkına “katılma alacağı” adı verilmektedir. Yargıtay’ın bir kararında katılma alacağı;

 

“Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden ( TMK m. 229 ) ve denkleştirmeden ( TMK m. 230 ) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının ( TMK m. 219 ) toplam değerinden, bu mallara dair borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin ( TMK m. 231 ) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır ( TMK m. 236/1 ). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.” şeklinde tanımlanmıştır [8]. Belirtildiği üzere yasa gereği genel kural eşlerden her birinin yarı oranında hak sahipliği olmakla birlikte yasa koyucu tarafından bazı durumlarda bu hakkın kaldırılabileceği veya azaltılabileceğine ilişkin istisna getirilmiştir.

 

III.ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMADA KUSURLU EŞİN KATILMA ALACAĞI

 

Kanun koyucu tarafından, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun kabul ettiği yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi gereği her eşin diğer eşe ait artık değerin yarısı oranındaki katılma alacağı hakkının zina sebebine dayalı boşanma kararı verilmesi durumunda kusurlu eş açısından azaltılabileceği veya kaldırılabileceğine ilişkin istisna getirilmiştir. Bu husus kanunda emredici olarak düzenlenmemiş olmakla hakkaniyete göre hâkim tarafından karar verilebileceği öngörülmüştür. Belirmek gerekir ki, TMK m. 236/2’de düzenlenen istisna, kanuna dayanak teşkil eden İsviçre Medeni Kanunu’nda yer almamakta olup TMK m. 236 gerekçesinde de ikinci fıkradaki hükmün Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu tarafından ilave edildiği açıkça belirtilmiştir. [9]

TMK m. 236/2’de düzenlenen bu hususa hâkim tarafından karar verilebilmesi için öncelikle boşanma kararı verildiği anda taraflar arasındaki mal rejiminin edilmiş mallara katılma rejimi olması gerekmektedir. Eşler tarafından yasal rejiminin dışına çıkılarak başkaca bir mal rejimi seçilmiş olması durumunda uygulama alanı bulamayacaktır. Taraflar arasındaki mal rejiminin iradi olarak değiştirilmesinin yanı sıra, TMK m. 180 gereği ayrılık kararı veya m. 197/2 gereği birlikte yaşamaya ara verilmesi veyahut m. 206 gereği olağanüstü mal rejimine geçilmesi durumlarında taraflar arasındaki mal rejiminin hâkim tarafından değiştirilmiş olması durumlarında da TMK m. 236/2’de düzenlenen hüküm gündeme gelemeyecektir. [10]

Madde metninden de görüldüğü üzere, hâkim tarafından katılma alacağının azaltılması veya kaldırılmasına karar verilebilmesi için, evliliğin zina (veya hayata kast) sebebine dayalı boşanma kararıyla sona ermiş ve kararın kesinleşmiş olması gerekmektedir. Burada hâkime tanınan takdir yetkisinin kıyasen başka boşanma sebeplerine uygulanabilmesi mümkün değildir. Örnek vermek gerekirse, boşanmaya sebep olan olaylarda zina veya hayata kast niteliğinde fiillerden söz edilmiş ve hatta yargılama sürecinde ispatlanmış olsa da Mahkemece TMK m. 166/1’de yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması uyarınca boşanma kararı verilmesi durumunda da TMK m. 236/2 hükmünün uygulanamayacağı kabul edilmektedir. [11]

Aleyhine katılma alacağının azaltılması veya kaldırılmasına karar verilecek eşin kusurlu olan taraf olduğu yine madde metninden anlaşılmaktadır. Bu maddede düzenlenen zina ve hayata kastın her ikisi de kusurlu boşanma sebeplerinden olduğundan evliliğin bu sebeplerden birine dayalı olarak sona ermesi durumunda katılma alacağının kaldırılması veya azaltılmasına karar verecek hâkimin yeniden kusur incelemesi yapmasına gerek bulunmamaktadır.

Madde metninde hâkimin kusurlu eşin artık değerdeki pay oranını hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verileceği belirtilmiş olmakla bu hususta hâkime takdir yetkisi tanınmıştır. Doktrindeki görüşlere göre hâkim bu kararı verirken, zina veya hayata kast fiilinin işleniş şekli ve kusurun derecesi, evlilik birliğinin süresi, tarafların mali durumları ve kusurlu eşin dava konusu mala katkıları gibi unsurların göz önünde bulundurulacağı ifade edilmektedir. [12]

 

IV.SONUÇ

 

Yürürlükte olan Medeni Kanun’a göre yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimindeki eşlerin yarı yarıya hak sahibi olma kuralına bir istisna teşkil eden TMK m. 236/2 hükmü, kanun koyucu tarafından zina ve hayata kast fiillerine tabiri caizse bir ceza olarak öngörüldüğünü söylemek yanlış olmayacaktır.

Doktrinde çokça eleştirilen ve fakat destekleyenleri de olan bu düzenleme ile yasa gereği doğan bir hak olan artık değere katılma alacağının, diğer alacak-borç ilişkilerinden farklı olarak, evlilik birliğindeki sadakat yükümlüğüne aykırı ve hayata kast gibi Türk Ceza Kanunu anlamında da suç teşkil eden bir fiilin gerçekleştirilmesi durumlarında tamamen ortadan kaldırılabilmektedir.

 

Av. Selin Kurt Erdem

 

Kaynakça:

1. Ahmet M. Kılıçoğlu, Aile Hukuku, Turhan Kitabevi, 3. Bası, Ankara, 2017, s. 93.

2. Yargıtay 2. HD, 19.01.2012, 2010/22120 E. 2012/670 K.

3. Yargıtay 2. HD, 19.04.2010, 2010/5442 E. 2010/7658 K.

4. Zafer Zeytin, “Artık Değere Katılma ve Değer Artış Payı Alacağında Zamanaşımı”, Terazi Hukuk Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 21, Mayıs 2008, Sayfa: 15-24.

5. Edinilmiş mallar TMK m. 219’da şu şekilde tanımlanmaktadır:

Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.

Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:

      1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler,

      2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,

      3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,

      4. Kişisel mallarının gelirleri,

      5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler.

6. TMK m. 229: Aşağıda sayılanlar, edinilmiş mallara değer olarak eklenir:

1. Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,

7. Fahri Erdem Kaşak, “Zina veya Hayata Kast Nedeniyle Artık Değerdeki Pay Oranının Azaltılması veya Kaldırılması (TMK m. 236/II)”, ASBÜ Hukuk Fakültesi Dergisi (2020/1), 112-130.

8. Yargıtay 8. HD, 09.05.2017, 2015/16945 E. 2017/6716 K.

9. Kaşak, a.g.m.

10. Emel Badur, “Zina veya Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Halinde Kusurlu Eşin Artık Değerdeki Payı”, Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 2, Ekim 2016, Sayfa: 39-63

11. Yargıtay 8. HD, 01.04.2019, 2019/552 E. 2019/3464 K.

12. Badur, a.g.m.

- Badur, Emel, “Zina veya Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Halinde Kusurlu Eşin Artık Değerdeki Payı”, Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 2, Ekim 2016, Sayfa: 39-63

- Yargıtay 8. HD, 01.04.2019, 2019/552 E. 2019/3464 K.

- Kaşak, Fahri Erdem, “Zina veya Hayata Kast Nedeniyle Artık Değerdeki Pay Oranının Azaltılması veya Kaldırılması (TMK m. 236/II)”, ASBÜ Hukuk Fakültesi Dergisi (2020/1), 112-130.

- Kılıçoğlu, Ahmet M., Aile Hukuku, Turhan Kitabevi, 3. Bası, Ankara, 2017.

- Zeytin, Zafer, “Artık Değere Katılma ve Değer Artış Payı Alacağında Zamanaşımı”, Terazi Hukuk Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 21, Mayıs 2008, Sayfa: 15-24.

- Yargıtay 2. HD, 19.01.2012, 2010/22120 E. 2012/670 K.

- Yargıtay 2. HD, 19.04.2010, 2010/5442 E. 2010/7658 K.

- Yargıtay 8. HD, 09.05.2017, 2015/16945 E. 2017/6716 K.

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN