Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

TÜRKİYE’DE YEŞİL TAKSONOMİ ÇALIŞMALARI VE YEŞİL TAKSONOMİNİN ENERJİ SEKTÖRÜNE YANSIMASI

TÜRKİYE’DE YEŞİL TAKSONOMİ ÇALIŞMALARI VE YEŞİL TAKSONOMİNİN ENERJİ SEKTÖRÜNE YANSIMASI

1. Çevre ve İklim Problemlerinin Hukuka Yansıması Olarak Yeşil Taksonomi Kavramı

Yeşil taksonomi temelde; kategorizasyon ve sınıflandırma bilimi olan taksonominin, yeşil taksonomi adını alarak hangi ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilir olduğunun tanımlanmasıdır. Yeşil Taksonomi uygulamalarının ortaya çıkma amaçları; Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde yer alan İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından; “iklim değişikliği ile mücadelenin uluslararası toplum odağına yerleşmesi, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG- Environmental, Social, Governance) alanlarında duyarlı yatırımların artması, şirketler ve finansal piyasa oyuncularının aktivitelerini etkileyebilecek risklerin yönetilmesi, çevresel veya sosyal konulara duyarlı yatırımcı ve tüketicilerin taleplerine cevap verilmesi, ülkeye yatırımcı çekilmesi, yeşile boyama riski ile mücadele edilmesi, finansman erişiminin kolaylaştırılması” olarak sayılmıştır. [1]

Küresel bir problem olarak çevresel sorunlar pek tabii uluslararası konferans ve anlaşmalara konu olmuş olup bu konunun ele alındığı ilk toplantı 1972 tarihli Birleşmiş Milletler Stockholm Konferansı’dır. Bunun beraberinde; çevre ve iklim değişikliğine yönelik 1992 yılında Rio de Janeiro’da “BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi”, 1997 yılında “Kyoto Protokolü”, 2009 “Kopenhag Anlaşması”, 2015 yılında ise “Paris Anlaşması” imzalanmıştır.

Temelde görülmektedir ki; yeşil taksonomi ile çevresel problemlere ve iklim krizine karşı sürdürülen çalışmalara bir yenisi eklenmiş, sürdürülebilir faaliyetlerin sınıflandırılması ile söz konusu faaliyetlere yönelik yatırımların desteklenmesi amaçlanmıştır.

Sınıflandırmada yer alan, yeşil taksonomi düzenlemelerinin öncüsü kabul edilen AB Yeşil Taksonomi düzenlemesinde gerek sosyal gerek siyasi açıdan birtakım tartışmalara yol açan sınıfların başında enerji sektörü yer almaktadır. Zira çevresel zararları en çok gündeme gelen alanlardan biri de yine enerji sektörüdür. Bu sebeple, Enerji Hukukundaki değişimin en itici güçlerinden biri de çevrenin korunması konusundaki endişedir. 19. yüzyıl sonundan itibaren insan kaynaklı bir iklim değişikliği gözlemlenmeye ve çözüm arayışları gündeme gelmeye başlamıştır. Küresel iklim değişimine karşı korunmada ilk düşünülmesi gereken karbon salınımının ve diğer sera gazlarının azaltılmasıdır. Karbon ve diğer sera gazlarının salınımının başlıca sebeplerinden biri ise fosil yakıtların kullanımıdır. Netice itibari ile temelde iklim değişikliği için en etkili çözüm olarak fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının sağlanması gündeme gelmektedir. [2]

2. AB Yeşil Taksonomisine Genel Bakış

Yeşil Taksonomi düzenlemelerinin başını oluşturan AB Taksonomi Tüzüğü, 12 Temmuz 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bunun beraberinde, Avrupa Komisyonuna, yetki devrine dayanan hukuki tasarruflar, (delegated acts) yoluyla çevresel hedeflerin gerçekleştirilmesi için sürdürülebilir faaliyetlerin listesini oluşturma görevi verilmiştir. Çevresel olarak sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerin listesinin oluşturulduğu AB Taksonomisi ile sürdürülebilir yatırımın artırılması, firmalar ve yatırımcılar için hangi ekonomik faaliyetlerin çevresel olarak sürdürülebilir olarak değerlendirilebileceğine ilişkin açık, pratik ve uygulanması kolay tanımların oluşturulması amaçlanmakta olup, böylece yatırımcılar için güvenliğin sağlanması ve özel yatırımcıların yeşil aklamadan (green washing) korunması hedeflenmektedir. [3]

Avrupa Birliği yeşil taksonomi uygulamaları; ilgili mevzuatın oluşturulması ve hangi faaliyetlerin sürdürülebilir olduğunun tespitinden ibaret değildir. Zira küresel olarak büyük önem arz eden, kapsamlı bir çalışmayı gerektiren yeşil taksonominin uygulamada fayda gösterebilmesi için sınıflandırılan ekonomik faaliyetlere yönelik para akışının da değerlendirilmesi gerekmektedir. Para akışının değerlendirilmesinden kastedilen aslında yatırımcıların sürdürülebilir faaliyet ve projelere yatırım yapmalarının sağlanmasıdır. Bu amaçla AB Komisyonu 21 Nisan 2021 tarihinde “Sürdürülebilir Finans Önlem Paketi” kabul edilmiş, 9 Aralık 2021’de ise ilk AB İklim Yetki Yasası (EU Taxonomy Climate Delegated Act) yürürlüğe girmiştir. 15 Temmuz 2022’de AB Taksonomisinin kapsamı genişletilmiş, birtakım nükleer ve gaz enerji faaliyetleri taksonomiye dahil edilmiştir. Nükleer ve gaz enerjisine yönelik taksonomi çalışmaları, sosyal ve siyasi sorunları müteakiben yatırımcı ve uzmanları iki zıt görüşe itmiştir. Birtakım görüşler karbon salınımının en büyük kaynağı olarak görülen nükleer ve gaz enerji faaliyetlerinin taksonomiye dahil edilme çabasının taksonomi niteliğine aykırı olduğunu dile getirirken birtakım uzmanlar ise yeşil taksonominin kapsamının olabildiğince genişletilmesi gerektiği, amaçsal olarak hedeflenenin aslında mevcut faaliyetlerin en yeşil versiyonuna ulaşmak olduğunu dile getirmiştir.

AB Yeşil Taksonomisinde enerji sektörü, Regülasyon (EU) 2020/852 ve beraberindeki düzenlemelerle şekillendirilmiştir. Enerji sektörü için temel olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi, enerji verimliliğinin arttırımını sağlayacak yeni teknoloji ve projeler, karbonsuz enerji üretimi, fosil yakıtların kullanımını sınırlandıran geçiş teknolojileri, birtakım sınır ve kurallara tabi olarak nükleer enerji projeleri, akıllı elektrik şebekeleri taksonomi içinde yer almaktadır. [4]

AB Yeşil Taksonomi uygulama ve düzenlemeleri, günümüz itibariyle bir yandan oturmuş bir düzen içinde seyrederken bir yandan geliştirilmeye ve yeşil hedeflere yönelik ilerlemeye devam edilmektedir.

3. Türkiye’de Yeşil Taksonomi Çalışmaları

Türkiye’de yeşil taksonomi alanında her ne kadar resmi olarak yürürlüğe giren bir mevzuat olmasa da “Türkiye’de Yeşil Taksonomi Raporlama Kılavuzlarının Hazırlanması ve Potansiyel Kullanıcıları ile Faydalanıcılarının Belirlenmesi” projesi başta olmak üzere yeşil taksonomiye dair birtakım proje çalışmaları yapılmış ve taslak bir yönetmelik oluşturulmuştur. Taslak yönetmelik için temel kaynak AB Mevzuatı olup, görülmektedir ki Türkiye Ulusal Yeşil Taksonomi planı AB Yeşil Taksonomisi ile uyumlu seyredecektir. Taslak yönetmeliğin ilk maddelerinde yönetmelik amacı ve kapsamı belirtilmiştir. Yönetmeliğin amacı; “sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu ekonomik faaliyetlerin desteklenmesi, sürdürülebilir yatırımlara finansman akışının teşvik edilmesi ve piyasada yeşile boyamanın önlenmesi amacıyla hazırlanan Türkiye Yeşil Taksonomisinin usul ve esaslarını düzenlenmesi. “olarak belirtilmiştir. Kapsamı ise; “Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları kapsamında sürdürülebilirlik raporlaması yapmak zorunda olan kurum ve kuruluşların Türkiye Yeşil Taksonomi kapsamındaki ekonomik faaliyetleri, Türkiye Yeşil Taksonomisinin uygulama şartları, teknik tarama kriterleri, raporlama ve doğrulama işlemleri, idari/teknik usul ve esasları, Türkiye Yeşil Taksonomi kapsamına giren kurum ve kuruluşların kullanacakları Çevrimiçi Taksonomi Yönetim Sistemine ilişkin diğer hususlar” olarak belirtilmiştir. [5]

Ulusal Yeşil Taksonomi için belirlenen altı hedef mevcuttur, bu hedefler AB Yeşil Taksonomisi ile eş şekilde belirlenmiştir. Hedefler:

1- Sera gazı emisyonlarının azaltımı

2- Deniz ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve korunması

3- Biyoçeşitliliğin korunması

4- İklim değişikliğine uyum

5- Döngüsel ekonomiye geçiş

6- Kirliliğin önlenmesi ve kontrolüdür.

Yine Ulusal Yeşil Taksonomi taslağında dört temel şart belirtilmiş olup bu şartlar AB Yeşil Taksonomi düzenlemeleri ile eş niteliktedir. Dört şart:

1- Çevresel hedeflerden bir veya daha fazlasına önemli ölçüde katkıda bulunması, (substantial contribution)

2- Diğer çevresel hedeflere zarar vermemesi, (do no significant harm)

3- Asgari güvenlik önlemlerinin alınması, (minimum social safeguards)

4- Belirlenen teknik kriterlere uyması (technical screening criteri)

Olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede Ulusal Yeşil Taksonomide, AB Mevzuatında olduğu gibi uygun (eligible) ve uyumlu (aligned) ekonomik faaliyetlere bir çizelgenin izlenilmesi yoluyla ulaşılacaktır. İlgili faaliyet taksonomide listelenmiş ise uygunluk şartı sağlanmış olacaktır. Bununla birlikte faaliyetin ilgili dört şartı sağlaması ise taksonomiye uyumluluk şartını sağladığını gösterecektir. [6]

Yeşil taksonomi, amaç itibari ile her ne kadar küresel bir problem olarak seyreden çevresel ve iklim problemlerine karşı bir çözüm olarak düzenlenmişse de pek tabii söz konusu ulusal hedeflerin ve ulusal taksonomi içeriğinin AB mevzuatı ile uyumlu ilerlemesi, Türkiye’nin Avrupa ile olan finansal ilişkilerini geliştirecek ve yatırımcıları Türkiye’ye çekme politikasına katkı sağlayacaktır.

AB Yeşil Taksonomisi ile aynı doğrultuda, Ulusal Yeşil Taksonomi taslak yönetmelikte enerji sektörüne yönelikSera gazı emisyonlarının azaltımı için önemli ölçüde katkı sağlama” başlıklı 8. maddede:

“a) Gelecekte önem arz edecek ve tasarruf potansiyeli yüksek olan yenilikçi teknolojilerin kullanımı da dahil olmak üzere yenilenebilir enerji üretmesi, iletmesi, depolaması, dağıtması ve kullanması,

b) Fosil yakıt kullanan elektrik üretim faaliyetleri hariç olmak üzere enerji verimliliğini artırması,

f) Enerji sistemlerinin karbonsuzlaştırılmasını sağlamak için gerekli enerji altyapısını kurması,

g) Yenilenebilir ve sıfır emisyonlu kaynaklardan temiz ve verimli yakıtları üretmesi durumunda sera gazı emisyonlarının azaltımına önemli ölçüde katkı sağlamış sayılır.” şeklinde düzenlemeler mevcuttur.

4. Sonuç

Yeşil taksonomi alanında küresel olarak öncü kabul edilen AB mevzuatının Türkiye başta olmak üzere diğer ülkelerde esas alınması, AB mevzuatı üzerinden ulusal yeşil taksonomi düzenlemelerinin yapılması doğaldır. Bununla birlikte yukarıda da yer verildiği üzere sürdürülebilir proje ve faaliyetlerin yürütülmesi ve desteklenmesi taksonomi biliminden fazlasını gerektirmekte olup uygulama itibari ile söz konusu faaliyetlere finansal destek sağlanması, firmaların ve yatırımcıların bilinçlendirilmesi, tüm bunların yürürlüğe koyulması ve uygulanması için gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması, hukuk sistemlerine bütünsel olarak entegre edilmesi gerekmektedir.

Stj. Av. Melda İz


Kaynakça:

1.https://webdosya.csb.gov.tr/db/dongusel/icerikler/yes-l-taksonom--20241017141452.pdf

2. Türk ve Alman Hukukunda İdare Hukuku Boyutuyla Yenilenebilir Enerji Üretimi, Dr. Zeynep Nihal Aydınoğlu

3.https://ticaret.gov.tr/dis-iliskiler/yesil-mutabakat/surdurulebilir-finansman/taksonomi

4. https://eur-lex.europa.eu/eli/reg/2020/852/oj/eng

5. Türkiye Yeşil Taksonomi Yönetmeliği Taslağı

6.https://webdosya.csb.gov.tr/db/dongusel/icerikler/ulusal-taksonom--kr-terler--calismalari-20241013180209.pdf

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN