A-GİRİŞ
Günümüzde
sanayileşme ve seri üretim teknolojisindeki gelişmeler sayesinde ciddi anlamda
büyük ve kapsamlı hizmet üretimleri yapılmaktadır. Bunun sonucunda da
tüketiciler açısından önemli hukuki sorunlar oluşmaktadır. Bu konuya ilişkin
hukuki uygulamalara ve düzenlemeler getirilmesi tüketicilerin menfaati
bakımından önem arz etmektedir.
Bilindiği üzere tüketiciler ticari işle uğraşanlara karşı daha zayıf
konumdadır. Bu sebeple tüketicilerin güvenli bir piyasa ortamında ihtiyaçlarını
karşılaması gerekmektedir. Bununla birlikte tüketici aldığı hizmete ilişkin
bilgi alma hakkında sahip olduğu gibi haksız ticari uygulamalar sebebiyle
uğramış olduğu zararlarını da tanzim etme hakkına sahiptir. Ne yazık ki,
ülkemizde ve dünyada piyasada satıcılar, üreticiler veya ithalatçılar yer yer
hukuka aykırı ticari uygulamalar yaparak tüketicileri yanıltma yolu ile menfaat
sağlama kastı içerisindedir. İşte bu tarz ticari uygulamalar tüketicilerin
ticari işle uğraşanlar karşısında mağdur konumunda düşmesine sebep olmaktadır.
6502
sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun haksız ticari uygulamaları uygulama
kapsamına almış bulunmaktadır. Avrupa Birliği Hukukunda ortalama tüketicinin
ekonomik davranışını bozan veya bozma ihtimali olan mesleki özene aykırı olan
ticari uygulamaların “haksız” olduğu kabul edilmiştir. Türk Tüketici Hukuku da
bu gelişmelerden etkilenmiştir.(1) 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanunda bir ticari uygulamanın hangi durumlarda haksız kabul edileceği, ispat
yükünün hangi tarafın üzerinde olduğu ve haksız ticari uygulamanın reklam
yoluyla yapılması düzenlenmiştir. Ancak haksız ticari uygulamanın tespiti ve
denetimi Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nde
düzenlenmiştir. 01.02.2022 tarihli ve
31737 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ticari Reklam Ve Haksız Ticari
Uygulamalar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (“Değişiklik
Yapan Yönetmelik”) uyarınca, Ticari Reklam Ve Haksız Ticari Uygulamalar
Yönetmeliği’nde (“Yönetmelik”) değişiklikler yapılmış olup Değişiklik Yapan
Yönetmelik 01.03.2022 tarihinde yürürlüğe girecektir. İşbu bilgi notu ile
öncelikle ticari reklam ve haksız ticari uygulamanın tanımı ile birlikte haksız
ticari haller incelenecektir. Ardından haksız ticari uygulamalara ilişkin idari
yaptırım ve yasal süreç açıklanarak son olarak Yönetmelik’te yapılan
değişiklikler üzerinde durulacaktır.
I- TİCARİ REKLAM VE HAKSIZ TİCARİ
UYGULAMA NEDİR?
Ticari
reklam; ticaret, iş, zanaat veya bir meslekle bağlantılı olarak, bir mal veya
hizmetin satışını ya da kiralanmasını sağlamak, hedef kitleyi oluşturanları
bilgilendirmek veya ikna etmek amacıyla reklam verenler tarafından herhangi bir
mecrada yazılı, görsel, işitsel ve benzeri yollarla gerçekleştirilen pazarlama
iletişimi niteliğindeki duyurulardır. Haksız ticari uygulama; mesleki özenin
gereklerine uymayan ve ulaştığı ortalama tüketicinin ya da yöneldiği grubun
ortalama üyesinin, bir mal veya hizmete ilişkin ekonomik davranış biçimini
önemli ölçüde bozan veya bozma ihtimali olan her türlü ticari uygulamadır.
II- HAKSIZ TİCARİ UYGULAMA SAYILAN ÖZEL
HALLER NELERDİR?
Kanun ve
Yönetmelik gereğince bir ticari uygulamanın; mesleki özenin gereklerine uymaması
ve ulaştığı ortalama tüketicinin ya da yöneldiği grubun ortalama üyesinin mal
veya hizmete ilişkin ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde bozması veya
önemli ölçüde bozma ihtimalinin olması durumunda haksız olduğu kabul edilir.
Özellikle aldatıcı veya saldırgan nitelikte olan uygulamalar ile Yönetmelik
ekinde yer alan uygulamalar haksız ticari uygulama olarak kabul edilir.
Yönetmelik kapsamında aldatıcı eylemler açıkça düzenlenmiş olup aşağıda
belirtilmektedir.
a) Bir mal ya da hizmetin varlığı, mahiyeti, tedariki, faydası, riski,
uygulaması, içeriği, aksesuarları, satış sonrası hizmetleri, üretim yöntemi ve
tarihi, ifası, amaca uygunluğu, miktarı, teknik özellikleri, menşei,
kullanımından beklenen sonuçları, üzerlerinde yapılan test ve kontrollerin sonuçları,
çevreye olan etkileri ve diğer önemli özellikleri,
b) Ticari uygulamada bulunanın taahhütlerinin kapsamı, pazarlama
sürecinin mahiyeti, sponsor desteği, yetkili otoriteler tarafından
mal veya hizmetin onaylandığına ilişkin ifade veya sembolleri,
c) Bir mal veya hizmetin fiyatı, fiyatının hesaplanma yöntemi, ödeme
koşulları ya da belirli bir fiyat avantajı,
ç) Tüketicinin sahip olduğu yasal haklar veya karşılaşabileceği riskler,
d) Bir mal veya hizmete ilişkin servis, yedek parça, değiştirme veya tamir
hizmetleri,
e) Ticari uygulamada bulunanın veya temsilcisinin; kimliği, mal varlığı,
yetenekleri, statüsü, kurum veya kuruluşlara üyelik bilgileri, sahip olduğu
ticari haklar, fikri ve sınai mülkiyet hakları, yetkili otoritelerden
ödül ve nişan kazanmış olması gibi nitelikleri, sıfatları, unvanları ve diğer
hakları.
Ayrıca yine
Yönetmelik’te bir ticari uygulamanın, ortalama tüketicinin ekonomik
davranış biçimini önemli ölçüde bozması veya bozma ihtimali bulunması ve
aşağıdaki olasılıkları içermesi halinde aldatıcı olduğu kabul edilir:
a)
Rakibinin malı, hizmeti, markası veya diğer bir ayırt edici özelliği ile
karışıklığa sebep olması.
b) Ticari
uygulamada bulunanın, bağlı olduğu meslek odaları ve benzeri kuruluşların ve
varsa bunların üst kuruluşlarının, ilgili faaliyet alanına veya belirli bir
ticari uygulamaya ilişkin düzenlemiş oldukları davranış kurallarında yer alan
yükümlülüklerini yerine getirmemesi.
Aldatıcı ihmal ise şu
şekilde tanımlanmaktadır. Ticari uygulamada bulunanın bir hukuki ilişki kurmak
amacıyla tüketiciye yöneltmiş olduğu öneride önemli bir bilgiyi gizlemesi,
öneriyi tüketiciye anlaşılmaz bir şekilde veya uygun olmayan bir zamanda
sunması, amacı açıkça belli olan ticari uygulamanın amacını tüketiciye
bildirmemesi ve bu durumların ortalama bir tüketicinin normal şartlar altında
taraf olmayacağı bir hukuki işleme taraf olmasına yol açması ya da yol açma
olasılığının bulunması halinde aldatıcı ihmalin varlığı kabul edilir.
a. ALDATICI
TİCARİ UYGULAMALAR
Yönetmelik
29 ve 30 maddelerinde düzenlenen aldatıcı ticari uygulamalar şu şekilde
belirtilmektedir. Yanlış bilgi içeren veya verilen bilgiler esasen doğru olsa
bile sunuluşuna dair bütün koşullar değerlendirildiğinde, ortalama tüketiciyi
aldatan ya da aldatmaya elverişli olan ve bu suretle tüketicinin normal şartlar
altında taraf olmayacağı bir hukuki işleme taraf olmasına yol açan ya da yol
açma olasılığı bulunan ticari uygulamalar aldatıcı olarak kabul edilir.
Yönetmelik kapsamında aldatıcı eylemler açıkça düzenlenmiş olup aşağıda belirtilmektedir.
a) Bir mal ya da hizmetin varlığı, mahiyeti, tedariki, faydası, riski,
uygulaması, içeriği, aksesuarları, satış sonrası hizmetleri, üretim yöntemi ve
tarihi, ifası, amaca uygunluğu, miktarı, teknik özellikleri, menşei,
kullanımından beklenen sonuçları, üzerlerinde yapılan test ve kontrollerin
sonuçları, çevreye olan etkileri ve diğer önemli özellikleri,
b) Ticari uygulamada bulunanın taahhütlerinin kapsamı, pazarlama
sürecinin mahiyeti, sponsor desteği, yetkili otoriteler tarafından
mal veya hizmetin onaylandığına ilişkin ifade veya sembolleri,
c) Bir mal veya hizmetin fiyatı, fiyatının hesaplanma yöntemi, ödeme
koşulları ya da belirli bir fiyat avantajı,
ç) Tüketicinin sahip olduğu yasal haklar veya karşılaşabileceği riskler,
d) Bir mal veya hizmete ilişkin servis, yedek parça, değiştirme veya
tamir hizmetleri,
e) Ticari uygulamada bulunanın veya temsilcisinin; kimliği, mal varlığı,
yetenekleri, statüsü, kurum veya kuruluşlara üyelik bilgileri, sahip olduğu
ticari haklar, fikri ve sınai mülkiyet hakları, yetkili otoritelerden
ödül ve nişan kazanmış olması gibi nitelikleri, sıfatları, unvanları ve diğer
hakları.
Ayrıca yine
Yönetmelik’te bir ticari uygulamanın, ortalama tüketicinin ekonomik
davranış biçimini önemli ölçüde bozması veya bozma ihtimali bulunması ve
aşağıdaki olasılıkları içermesi halinde aldatıcı olduğu kabul edilir:
a)
Rakibinin malı, hizmeti, markası veya diğer bir ayırt edici özelliği ile
karışıklığa sebep olması.
b) Ticari
uygulamada bulunanın, bağlı olduğu meslek odaları ve benzeri kuruluşların ve
varsa bunların üst kuruluşlarının, ilgili faaliyet alanına veya belirli bir
ticari uygulamaya ilişkin düzenlemiş oldukları davranış kurallarında yer alan
yükümlülüklerini yerine getirmemesi.
Aldatıcı ihmal ise şu
şekilde tanımlanmaktadır. Ticari uygulamada bulunanın bir hukuki ilişki kurmak
amacıyla tüketiciye yöneltmiş olduğu öneride önemli bir bilgiyi gizlemesi,
öneriyi tüketiciye anlaşılmaz bir şekilde veya uygun olmayan bir zamanda
sunması, amacı açıkça belli olan ticari uygulamanın amacını tüketiciye
bildirmemesi ve bu durumların ortalama bir tüketicinin normal şartlar altında
taraf olmayacağı bir hukuki işleme taraf olmasına yol açması ya da yol açma
olasılığının bulunması halinde aldatıcı ihmalin varlığı kabul edilir.
b. SALDIRGAN TİCARİ UYGULAMALAR
Saldırgan
ticari uygulamalar Yönetmelik madde 30’de düzenlenmiş olup şu şekilde
tanımlanmaktadır. Bir ticari uygulamanın; taciz, fiziksel şiddet dâhil cebir
veya haksız tesir yoluyla ortalama tüketicinin bir mal ya da hizmete ilişkin seçim
veya davranış özgürlüğünü önemli ölçüde bozması veya bozma olasılığı taşıması
ve tüketicinin bu sebeple normal şartlar altında taraf olmayacağı bir hukuki
işleme taraf olması veya taraf olma olasılığının artması halinde saldırgan
olduğu kabul edilir. Bir ticari uygulamanın; saldırgan olup olmadığı
belirlenirken aşağıdaki hususlar dikkate alınır:
a) Ticari
uygulamanın zamanı, yeri, mahiyeti ve devamlılığı,
b) Ticari
uygulamanın tehdit ya da hakaret içeren söz veya davranışlar içerip içermediği,
c) Tüketicinin
muhakeme yeteneğini bozduğu bilinen doğal afet gibi bir felaket ya da aynı
derecede bir başka durumun ticari uygulamada bulunan tarafından, tüketicinin
mal veya hizmete ilişkin kararını etkilemek için kötüye kullanılıp
kullanılmadığı,
ç)
Tüketicinin, sözleşmeyi feshetme ya da başka bir mala, hizmete veya ticari
uygulamada bulunana yönelme gibi haklarını kullanmak istemesi karşısında,
ticari uygulamada bulunan tarafından getirilen ağır veya orantısız sözleşme
dışı bir engelin bulunup bulunmadığı,
d) Hukuka
aykırı bir eylemde bulunulacağı tehdidinin olup olmadığı.
III- İDARİ YAPTIRIM VE YASAL SÜREÇ
Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanun’un 63. maddesi 1. fıkrasında ticari reklamlarda
uyulması gereken ilkeleri belirleme ve haksız ticari uygulamalara karşı
tüketiciyi korumaya yönelik düzenlemeleri yapma, bu hususlar çerçevesinde
inceleme ve gerektiğinde denetim yapma, inceleme ve denetim sonucuna göre
durdurma veya aynı yöntemle düzeltme veya idari para cezası veya gerekli
görülen hâllerde de üç aya kadar tedbiren durdurma cezası verme hususlarında
görevli kurumun Reklam Kurulu olduğu belirtilmiştir. Reklam Kurulu bu görevleri
re’sen inceleme yapmak suretiyle yerine getirebileceği gibi bir tüketicinin
başvurusu üzerine de yapabilmektedir.
IV- YÖNETMELİK’TE YAPILAN
DEĞİŞİKLİKLER
Ticari
Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler
aşağıda maddeler halinde sayılmaktadır.
1- Reklamların
tüketicilerin korkularını ve batıl inançlarını istismar edemeyeceğine
ilişkin madde kaldırılmıştır.
2- Fiyat
bilgisi içeren reklamlar ile ilgili maddeye bir mal veya hizmete ilişkin olarak
tüketicinin satın alma davranışı ve diğer kişisel verileri analiz edilerek
sunulan fiyatın kişiselleştirilmiş fiyat olduğu kabul edileceği ve tüketiciye
bu şekilde bir fiyat sunulması durumunda, bu hususa ilişkin bilgi ile o mal
veya hizmet ile ilgili olarak satıcı veya sağlayıcı tarafından belirlenen
güncel satış fiyatına ve kişiselleştirilmiş fiyata aynı alanda yer verileceği
hususu eklenmiştir.
3- İndirimli
satış reklamlarına ilişkin madde bir mal veya hizmetin indirimden önceki satış
fiyatının tespitinde indirimin uygulandığı tarihten önceki otuz gün içinde
uygulanan en düşük fiyat esas alınacağı, ayrıca meyve ve sebze gibi çabuk
bozulabilen mallara ilişkin reklamlarda indirimin miktarı veya oranı
hesaplanırken, indirimli fiyattan bir önceki fiyatın esas alınacağı
belirtilmiştir. Yine aynı hususta düzenlenmiş indirimli satışa konu
edilen mal veya hizmetlerin indirimden önceki fiyattan daha düşük fiyatla
satışa sunulduğunun ispatı reklam verene ait olacağına ilişkin düzenleme
kaldırılmıştır.
4- Finansal
hizmetlere ilişkin reklamlar hakkındaki düzenlemeye bir mal veya hizmetin bağlı
kredi ile satışa sunulduğunun belirtildiği reklamlarda kredinin vadesine, faiz
oranına, tüketiciye toplam maliyetinin aylık ve yıllık yüzde değerine ve geri
ödeme koşullarına reklamın yayınlandığı alanda ya da bir bağlantı veya uyarı
işareti ile tüketicilerin yönlendirilerek ayrıntılı bilgi alabileceği bir
internet sitesinde veya açılır ekranda yer verileceği hususu eklenmiştir.
5- Reklama ilişkin özel
düzenlemesi bulunan mal veya hizmetlere ilişkin madde; ilaçlar, beşeri tıbbi ürünler, tıbbi
cihazlar, sağlık hizmetleri, gıdalar, takviye edici gıdalar, kozmetik ve
temizlik ürünleri, biyosidal ürünler, tütün mamulleri ve alkollü
içkilerin reklamları, ilgili mevzuatında yer alan reklam ve tanıtımla ilgili diğer
hükümlere de uygun olmalıdır şeklinde değiştirilmiştir.
6- Ayrıca internet ortamında satışa sunulan bir mal veya hizmetin fiyat, nitelik ve
benzeri hususlarında karşılaştırma yapılarak sıralama yapılması durumunda,
sıralamanın hangi ölçütler dikkate alınarak oluşturulduğuna ilişkin bilgiye
aynı alanda ya da bir bağlantı veya uyarı işareti ile tüketicilerin
yönlendirilerek ayrıntılı bilgi alabileceği açılır ekranda kolayca
görünebilecek şekilde yer verileceği belirtildi ve reklam
veya sponsorluk ve benzeri anlaşmalara dayanılarak gösterilen
sıralama sonuçlarında reklam ibaresine yer verilmesi zorunlu kılındı.
7- Tüketici
değerlendirmeleri ve tüketici şikâyetlerinin yayınlanmasına ilişkin esaslar
belirlenmiş olup aynı zamanda tüketici değerlendirmelerinin sadece ilgili mal
veya hizmeti satın alanlar tarafından yapılmasına izin verilmiştir. Bununla
birlikte, bir mal veya hizmetin satışını artırmak amacıyla doğru olmayan
değerlendirmelerin yapılmasına ya da mal veya hizmeti onaylayan ifadelerin
kullanılmasına yönelik anlaşma yapılmasının yasaklandığı da belirtilmiştir.
B- SONUÇ
Yukarıda
ayrıntılı şekilde izah edildiği üzere, haksız ticari uygulamalar malların veya
hizmetlerin tedarik edilmesi, satımı ya da sunumu sırasında tüketicinin özgürce
karar verme iradesini etkileyen dürüstlük kuralına aykırı eylemlerdir. Haksız
ticari uygulamalar nedeniyle tüketiciler büyük zarar görmektedir. Bu nedenle
tüketicilerin bu eylemlere karşı korunmaları için tüketicileri koruyacak
önlemlerin alınması gerekmektedir. Aldatıcı ve saldırgan nitelik taşıyan ticari
uygulamalar ‘haksız’ ticari uygulama olarak gerek Avrupa Birliği Hukukunda
gerekse Türk Hukukunda kabul edilmektedir. (4) Kanunda ve Yönetmelik’te
kapsamlı şekilde düzenlendiği üzere, ticari uygulamada bulunan kişilerin mal
satarken ve hizmet sunarken mesleki özene uygun hareket etmesi gerekmektedir.
Kaldı ki, ticari uygulamaların yasaklanma sebebi tüketicilerin piyasada özgür
şekilde hareket edebilmelerinin saplanmasıdır. Bu sebeple ticari uygulamada
bulunanların Kanun kapsamında ve Yönetmelik uyarınca yapılan değişikliklere
uygun şekilde davranarak tüketicilerin zarara uğratmamaları gerekmektedir.
Av.
Merve Çelik
Kaynakça:
1. Prof. Dr. Ebru Ceylan, Tüketici Hukukunda Haksız Ticari Uygulamalar ve Uygulama Örnekleri, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, Yıl 8, Sayı 15, Haziran 2020, s.123.
2. Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği
3. Ticari Reklam ve Haksız Ticari
Uygulamalar Yönetmeliğinde Değişiklikler Yapılmasına Dair Yönetmelik
4. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanun
5. Prof. Dr. Ebru Ceylan, Tüketici Hukukunda Haksız Ticari Uygulamalar ve Uygulama Örnekleri, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, Yıl 8, Sayı 15, Haziran 2020, s.145.