Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

PANDEMİ DÖNEMİNDE İŞÇİLERE KULLANDIRILAN ÜCRETSİZ İZİN SÜRELERİ KIDEM SÜRESİNE DAHİL MİDİR?

PANDEMİ DÖNEMİNDE İŞÇİLERE KULLANDIRILAN ÜCRETSİZ İZİN SÜRELERİ KIDEM SÜRESİNE DAHİL MİDİR?

1. İş Hukukunda Ücretsiz İzin

Ücretsiz izin sıklıkla uygulanmasına rağmen İş Hukukta düzenlenmemiştir. İş Kanunda [1] ücretsiz izin ayrı bir şekilde düzenlenmemekle beraber Kanunda atıf yapıldığı hükümler bulunmaktadır.  Bu sebeple de işçiye tek taraflı olarak ücretsiz izne çıkma olanağı veren yol izni ve analık iznini hariç tutmak gerekir. Yargıtay kararları uygulamalarıyla “tarafların ücretsiz izin konusunda anlaşmaları halinde, ücretsiz izin süresince iş sözleşmesinin askıda kalacağı” esası kabul edilmiştir. İş sözleşmesinin askıda kaldığı bu süre içerisinde işçi çalışmayacak, işveren de işçiye ücret ödemeyecektir. İş sözleşmesi tamamen askıya alındığı için işçiye hiçbir ödeme yapılmayacaktır. Yani asıl ücret dışında ücret ekleri ve sosyal yardım vb. ödemeleri de yapılmayacaktır. Bu sebeple de ücretsiz izin süresince işverene ait olan işletme riskine işçi katlanmış olacaktır. [2]

İşçinin ücretsiz izne çıkartılması için işçinin muvafakati olması zorunludur. Ücretsiz izne çıkarılması işçi aleyhine bir durumdur ve iş sözleşmesinde yapılacak esaslı bir değişiklidir. Bu sebeple de işveren işçiyi tek taraflı şekilde ücretsiz izne çıkartamayacaktır. Ancak sonradan bu kuralın bir istisnası çıkmıştır. Buna aşağıda değineceğiz. Bu kapsamda kural olarak kanunla bir düzenleme bulunmadığı takdirde işçinin muvafakati olmadan ücretsiz izne çıkartılması mümkün değildir. Yine iş sözleşmesine ya da toplu iş sözleşmesine konulan bir hüküm ile de işçi rızası olmada ücretsiz izne çıkarılabilir yönünde görüşler bulunmaktadır. Ancak bu yöndeki görüşe tarafımca katılmak mümkün değildir. İş sözleşmesine konulan b yöndeki hüküm işçi aleyhine bir düzenleme olduğundan işçi lehine yorum ilkesi kapsamında işçiyi bağlamaması gerekir.

Uygulamada ücretsiz izin verilmesinin amacı tarafların iradelerine bağlı olarak sürekli borç ilişkilerinin devamını sağlamak [3] işletme gerekleri ile iş sözleşmesinin feshini önlemek içindir. [4]

2. İş Kanundaki Ücretsiz İzin Uygulamaları

Yukarıda da kısaca belirmiş olduğumuz üzere 4857 sayılı İş Kanunu bazı özel durumlarda işçiye tek taraflı olarak ücretsiz izne ayrılma imkânı tanımıştır. Aşağıda incelenen durumlarda sözleşmede yer alan bir hükmün uygulanması yahut tarafların anlaşması ile çalışma koşullarının değiştirilmesi değil, yasanın işçiye tanıdığı bir hakkın kullanımı söz konusudur.

2.1. Ücretsiz Yol İzni

İşçi yıllık ücretli iznini, işyeri adresinin bulunduğu adresten başka bir yerde kullanmak isteyebilir. Bu durumda, iznini geçirmek istediği yere gidiş ve dönüşünde geçireceği zaman yıllık izin süresinin azalmasına neden olabilecektir. Bu durumda işçinin yıllık izin hakkını kullanma süresi azalacak ve bu durum da işçinin dinlenmesine engel olabilecektir. [5] Bu gibi sorunları engelleme amacıyla İş Kanunun 56/VI maddesinde düzenleme getirilmiştir. Bu düzenlemeye göre;

“…Yıllık ücretli izinleri işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara istemde bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplam dört güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır. İşveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır…”

Bu düzenleme kapsamında işçinin dört güne kadar ücretsiz izin kullanabilecektir. Verilecek yol izni en çok dört gündür; fakat bu hüküm her isteyene dört günlük ücretsiz yol izni verileceği anlamını taşımamaktadır. Bu sürenin belirlemesinde, işçinin iznini geçireceği yerin işyeri adresinin bulunduğu yere “uzaklığı” ve kullanılacak “vasıta” göz önünde tutulur belirlenmektedir. [6] İşçi yol izni talebini belgelediğinde işveren gerekli izni işçiye vermek zorundadır. İşçinin bu yönde bir talebi yoksa işveren kendiliğinden bu şekilde izin veremez ve yol iznini yıllık izne ilave etmesi mümkün değildir. [7]

2.2. Ücretsiz Analık İzni

4857 sayılı İş Kanunu’nun “Analık Halinde Çalışma ve Süt İzni” başlığını taşıyan 74. maddesine göre kadın işçinin doğum öncesi ve sonrasında toplam on altı hafta çalıştırılmaması esastır. Çoğul gebelik halinde, doğumdan önce çalıştırılmayacak sekiz haftalık süreye iki hafta daha eklenecektir.  Yine aynı madde içerisinde isteği halinde kadın işçiye, on altı haftalık sürenin (çoğul gebeliklerde on sekiz hafta) bitiminden sonra, “altı aya kadar ücretsiz izin verileceği” hükme bağlanmıştır. Söz konusu düzenleme şu şekildedir;

“…İsteği halinde kadın işçiye, onaltı haftalık sürenin tamamlanmasından veya çoğul gebelik halinde onsekiz haftalık süreden sonra altı aya kadar ücretsiz izin verilir. (Ek cümle: 29/1/2016-6663/22 md.) Bu izin, üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinme hâlinde eşlerden birine veya evlat edinene verilir. Bu süre, yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınmaz…”

Bu düzenlemenin amacı kadın işçiye çocuğunun bakımını gerekli şekilde sağlaması ve sağlığın korunmasıdır. [8] Kanununda düzenlenen 6 aylık süre azami bir süredir. Kadın işçinin an fazla talep edeceği süredir. Kadın 6 aydan daha bir kısa süre içinde ücretsiz izin talebinde bulunabilir. İşverenin altı aya kadar talep edilen ücretsiz izni vermesi zorunludur, işverene burada tanınan bir takdir hakkı bulunmamaktadır. Kadın işçinin işverenin izini almadan bu izini kullanma hakkına sahiptir. [9]

2.3. Ücretsiz İzin Döneminde Geçen Sürelerin Kıdem Sürelerine Etkisi

Bilindiği üzere İş Kanundaki, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin süreleri, ihbar süreleri gibi işçi lehine getirilmiş birçok hakkın doğumu ve hesaplanması işçinin işyerindeki kıdemi ile doğrudan ilgilidir. [10] Yukarıda açıklamış olduğumuz üzere ücretsiz izin sürelerinde iş sözleşmesi askıdadır. Bu süre içinde işverenin ücret ödeme sorumluluğu bulunmadığı gibi SGK prim ödeme yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Yine işçi de bu süre zarfında çalışmamaktadır. Bu açıdan da ücretsiz sürelerinin kıdem sürelerine dahil edilmemesi gerekmektedir. Yargıtayın da görüşü bu yöndedir. [11]

Yargıtay Kararı - 9. HD., E. 2010/11576 K. 2012/16728 T. 14.05.2012 tarihli karar şu şekildedir;

“…4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II.e maddesi uyarınca ücretleri sözleşme ve kanuna göre hesaplanıp ödenmez ise işçi, iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir. İşçi bu halde bir yıllık kıdem koşulu gerçekleştiği takdirde kıdem tazminatına hak kazanır.

Kıdem tazminatının süre olarak hesaplanmasında, çalışılan ve İş Kanununa göre çalışılmış sayılan sürelerin toplamı esas alınmalıdır. Çalışılmayan veya kanun gereği çalışılmış sayılmayan süreler, örneğin işçinin iş sözleşmesinin askıda olduğu süreler, kıdem süresinden sayılmamalıdır. Bu anlamda çağrı usulü çalışmada çağrılmayan sürelerin kıdem süresinden sayılma olanağı yoktur. Keza ücretsiz izinde geçen süreler kıdem tazminatına esas süre bakımından dikkate alınmaz. 2822 Sayılı Yasa'nın 42. maddesinin 5. fıkrası uyarınca grev ve lokavtta geçen süreler kıdem süresine eklenemez. Tutukluluk ve hükümlülükte geçen süreler de kıdem tazminatına esas sürede dikkate alınmaz. Zira kanunda bu durumlar çalışılmış sayılan günler içinde yer almamıştır...” 

3. İş Kanunun Geçici 10. Maddesi Kapsamında Verilen Ücretsiz İzin Sürelerinin Kıdeme Dahil Olup Olmadığı Sorunu

Yukarıda açıklamış olduğumuz üzere işverenin işçiyi tek taraflı şekilde ücretsiz ize çıkartma hakkı bulunmamaktadır. İş Kanunun geçici 10. Maddesi ile pandemi döneminde işçinin rızası alınmadan işverenlere tek taraflı olarak işçinin ücretsiz izne gönderebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu madde düzenlemesi şu şekildedir;

“Bu Kanunun kapsamında olup olmadığına bakılmaksızın her türlü iş veya hizmet sözleşmesi, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay süreyle 25 inci maddenin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde ve diğer kanunların ilgili hükümlerinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler, belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi, işyerinin herhangi bir sebeple kapanması ve faaliyetinin sona ermesi, ilgili mevzuatına göre yapılan her türlü hizmet alımları ile yapım işlerinde işin sona ermesi halleri dışında işveren tarafından feshedilemez. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç aylık süreyi geçmemek üzere işveren işçiyi tamamen veya kısmen ücretsiz izne ayırabilir. Bu madde kapsamında ücretsiz izne ayrılmak, işçiye haklı nedene dayanarak sözleşmeyi fesih hakkı vermez. Bu madde hükümlerine aykırı olarak iş sözleşmesini fesheden işveren veya işveren vekiline, sözleşmesi feshedilen her işçi için fiilin işlendiği tarihteki aylık brüt asgari ücret tutarında idari para cezası verilir. Cumhurbaşkanı birinci ve ikinci fıkrada yer alan üç aylık süreleri her defasında en fazla üçer aylık sürelerle 30/6/2021 tarihine kadar uzatmaya yetkilidir.”

Söz konusu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere pandemi döneminde işçinin ücretsiz izne çıkmama gibi bir itiraz hakkı dahi bulunmamaktadır. İşverenin tek taraflı kararı ile işçi ücretsiz izne çıkartılmaktadır. Normal ücretsiz izinlerindeki kural bu sürelerin kıdeme eklenmemesi yönündedir. Ancak burada işçinin bir takdir hakkı bulunmamaktadır. Bu konuda yargılamada birçok farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bizim de en baştan katılmış olduğumuz görüş kapsamında Bölge Adliye Mahkemesi kararı pandemi dönemindeki ücretsiz izin sürelerinin işçinin kıdemine dahil edilmesi gerektiği yönünde karar tesis etmiştir. Uygulamada oluşan boşluk Bölge Adliye mahkemesinin bu yöndeki kararı ile doldurulmuş ve söz konusu karar İş Hukuku İlkelerine uygun olacak şekilde verilmiş ve bu kapsamda kısada pandemi döneminde ücretsiz izin kullanan işçinin bu ücretsiz izin sürelerinde geçen sürenin kıdem sürelerinden sayılması gerektiğine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı - Sakarya BAM, 11. HD., E. 2022/542 K. 2022/693 T. 23.3.2022 tarihli kararı şu şekildedir; [12]

“4857 Sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesi kapsamında davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için davacının en az 6 aylık kıdeminin bulunması gerekir.

Hizmet döküm cetvelinin incelenmesinde davacının 2020/03 döneminde 30 gün, 2020/04 döneminde 7 gün, 2020/5 döneminde 18 gün, 2020/6 döneminde 1 gün, 2020/07 döneminde 1 gün sigortalı olarak gösterildiği ve fiili çalışmasının bulunduğu, davacının Nisan, Mayıs ve Temmuz aylarındaki çalışmalarının eksik gün bildiriminin 18 kod nosu ile "Kısa Çalışma Ödeneği" olarak bildirildiği, davacının Haziran dönemi eksik gün bildiriminin 29 kod nosu ile "Pandemi Ücretsiz İzin Ve Diğer" ve 2020 Ağustos döneminden 2021 Haziran dönemi sonuna kadar eksik gün bildiriminin 28 kod nosu ile "Pandemi Ücretsiz İzin" olarak gösterildiği, davacının 01/08/2020 tarihinden 30/06/2021 tarihine kadar kesintisiz olarak ücretsiz izinde bulunduğu anlaşılmıştır.

Çözümlenmesi gereken sorun 4857 sayılı kanunun Geçici 10. maddesi kapsamında kullandırılan ücretsiz izin süresinin işe iade davalarında 6 aylık kıdem süresinde dikkate alınıp alınamayacağıdır.

4857 Sayılı Yasanın Geçici 10. maddesinde;     

"Geçici Madde 10

...

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç aylık süreyi geçmemek üzere işveren işçiyi tamamen veya kısmen ücretsiz izne ayırabilir. Bu madde kapsamında ücretsiz izne ayrılmak, işçiye haklı nedene dayanarak sözleşmeyi fesih hakkı vermez.


...

Cumhurbaşkanı birinci ve ikinci fıkrada yer alan üç aylık süreleri her defasında en fazla üçer aylık sürelerle 30/6/2021 tarihine *1* kadar uzatmaya yetkilidir." şeklinde düzenleme bulunmaktadır.

28/07/2020 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan Dijital Mecralar Komisyonu Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 5. Maddesi ile,

" 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun geçici 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına “haller ve benzeri sebepler” ibaresinden sonra gelmek üzere “, belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi, işyerinin herhangi bir sebeple kapanması ve faaliyetinin sona ermesi, ilgili mevzuatına göre yapılan her türlü hizmet alımları ile yapım işlerinde işin sona ermesi halleri” ibaresi eklenmiş ve dördüncü fıkrasında yer alan “altı aya” ibaresi “her defasında en fazla üçer aylık sürelerle 30/6/2021 tarihine" şeklinde değiştirilmiş ve belirli aralıklarla alınan Cumhurbaşkanı Kararı ile söz konusu hüküm 30/06/2021 tarihine kadar uzatılmıştır.

Yargıtay 9. Ve 22. Hukuk Dairelerinin yerleşik kararlarına göre işçinin ücretsiz izinde bulunduğu sürelerde iş akdi askıdadır. Yargıtay 9 Hukuk Dairesi 09/11/2017 tarih 2016/2890 - 2017/17860 E.K Sayılı Kararında "...İşçinin 6 aylık kıdem hesabına deneme ve askıda kalan sürelerde da dahil edilir. Başka bir anlatımla bu hesapta fiili çalışma süreleri mutlak olarak aranmaz." şeklindeki kararı da dikkate alındığında 7244 sayılı kanun ile 4857 sayılı kanuna eklenen Geçici 10. Madde kapsamında tek taraflı izin uygulaması sonucunda kullandırılan ücretsiz izin süreleri 6 aylık kıdem süresi hesabında dikkate alınması gerektiği bu nedenle ilk derece mahkemesince yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması gerekirken dava şartı yokluğundan davanın reddine dair karar verilmesi hatalı olduğu anlaşılmakla oy birliğiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”

Av. Gülden Mehmed Altın

 

Kaynakça:

1. 4857 Sayılı İş Kanunu (RG: 10.06.2003 tarihli)

2. Süzek, Sarper: İş Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul 2021, s. 502.

3. Süzek, Sarper: İş Akdinin Askıya Alınmasının Genel Teorisi, Savaş Yayınları, Ankara 1989, s. 42.

4. Demir, Fevzi: “Toplu İş Sözleşmesi ile İşçinin Onayının Önceden Alınması”, Sicil İş Hukuku Dergisi, S.2, Haziran 2006, s. 108; Alp, Mustafa: İş Sözleşmesinin Değiştirilmesi, Seçkin Yayınları, Ankara 2005, s. 228.

5. Ekonomi, Münir: İş Hukuku C. I, Ferdi İş Hukuku, Yenilenmiş 3. Bası, İTÜ Vakfı Kitap Yayınları No: 18, İstanbul 1987, s. 34.; Akyiğit, Ercan: “6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununda Yıllık Ücretli İzin”, Sicil İş Hukuku Dergisi, S. 24, Aralık, 2011, s. 262.

6. Ekonomi, Ferdi İş Hukuku, s. 347-348; Akyiğit, Yıllık Ücretli İzin, s. 267.; Çelik, Nuri: İş Hukuku Dersleri, Beta Yayınları, 26. Baskı, İstanbul 2013, s. 387; Uzun, Bekir: “4857 Sayılı İş Yasası ve Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği ile Getirilen Düzenlemeler Işığında Yıllık Ücretli İzin”, MERCEK, Nisan 2004, s. 77.

7. Mollamahmutoğlu, Hamdi: İş Hukuku, 3. Baskı, Turhan Kitabevi Yayınları, Ankara 2008, s. 959-960; Akyiğit, Yıllık Ücretli İzin, s. 265; Ekonomi, Ferdi İş Hukuku, s. 348.

8. Ekonomi, Münir: “Kadın İşçilerin Gebelik ve Doğum Halinde Feshe Karşı Korunması”, Çalışma ve Toplum Dergisi, 2009/3, s. 26.

9. Ekonomi, Gebelik, s. 26.

10. Süzek, Askı, s. 94.

11. Yarg. 9. HD. 14.05.2012, E. 2010/11576, K. 2012/16728, 29.12.2013; Yarg. 9.HD. 15.05.2008, E. 2007/14104, K. 2008/12368; Yarg. 9. HD. 06.02.2007, E. 2007/2147, K. 2008/2294; Yarg. 9. HD. 24.05.2007, E. 2006/30640, K. 2007/16360,

12. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı - Sakarya BAM, 11. HD., E. 2022/542 K. 2022/693 T. 23.3.2022 tarihli kararı

 

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN