Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

KİRA TESPİT DAVASI NETİCESİNDE VERİLEN KARARIN İCRASI

KİRA TESPİT DAVASI NETİCESİNDE VERİLEN KARARIN İCRASI

1. Giriş

Ülkemizde insanların temel ihtiyaçlarından biri olan barınma ihtiyacının karşılanması amacıyla kullanılan en yaygın yöntemin kiralama olduğunu düşündüğümüzde, kira sözleşmelerinin diğer sözleşme türlerinden farklı olarak toplumsal bir öneminin olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Kira sözleşmesi, kiraya veren ve kiracı arasındaki ilişkiyi düzenlerken, bu ilişkinin unsurları içerisinde kira bedeli, sözleşmenin esaslı bir unsurunu oluşturmaktadır.

Özellikle günümüz ekonomik koşulları kapsamında enflasyonun yüksek seyri ve emtia bedellerinin katlanarak artması neticesinde kira bedelleri de önemli ölçüde ve hızlı şekilde artmıştır. Bu sonuç neticesinde kira bedelleri birkaç yıl içinde emsalleri karşısında oldukça düşük hale gelmiştir. Bu durumun kiraya veren bakımından katlanılır hale gelebilmesi için kira bedellerinin sonradan açılacak kira tespit davaları ile emsalleri düzeyine yaklaştırılmasına izin verilmiştir.

2. Kira Bedelinin Belirlenmesi ve Kira Tespit Davası

Konut ve çatılı işyeri kiralarında yenilenen kira döneminde uygulanacak kira bedelinin belirlenmesine ilişkin esaslar 6098 sayılı Türk Borçla Kanunu’nun (“Kanun”) 344. maddesi ile düzenlemiştir. Hüküm uyarınca; kanun koyucu, konut ve çatılı işyeri kiralarında tarafların kira bedeli için belirleyeceği artış oranını Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayımladığı tüketici fiyat endeksinde gerçekleşen on iki aylık ortalama değişim oranı ile sınırlamıştır. Kanundaki artış oranına ilişkin bu sınırlama her bir yenileme dönemi için geçerlidir. Kanunda öngörülmüş tüketici fiyat endeksi sınırını aşacak şekilde kararlaştırılan kira artış oranları geçersiz olup artış hükmü tümden geçersiz sayılmamakla beraber “azami hadde indirme ilkesi” uyarınca sınırı aştığı oranda geçersiz kabul edilecektir.

Makalenin konusunu teşkil eden 5 yıldan uzun süreli veya 5 yıldan sonra yenilenen kira sözleşmeleri bakımından öngörülen TBK m. 344/3 hükmü ise sözleşme dengesini kiraya veren lehine kurmak üzere düzenlenmiştir. İşbu hüküm uyarınca 5 yıldan uzun süreli veya 5 yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, fiyat endeksindeki on iki aylık ortalamalara göre değişim oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri de göz önünde bulundurularak hakim tarafından hakkaniyete uygun biçimde belirlenecektir.

2.1. Kira Tespit Davasında Talep

Kira tespit davasının konusu esas olarak taraflar arasında uygulanacak yeni kira bedelinin belirlenmesi oluşturur. Bunun yanında işbu davada kira alacağının tahsili, tahliye ve benzeri taleplere yer verilemez. Dolayısıyla kira tespit davasında davacı sınırlı talep imkanına sahiptir. Zira TBK 344/3 uyarınca kira tespit davasının konusu 5 yıllık süre dolduktan sonra kira bedelinin emsal kira bedelleri de dikkate alınarak hakim tarafından belirlenmesidir.

Yargıtay HGK, 16.03.2021 tarihli. 2017/2792 E. ve 2021/267 K. sayılı kararında;

“Bu davalarda sadece ilgili kira döneminde geçerli olacak kira bedelinin tespiti istenir ve kira bedelinin tespiti davasının sınırlı bir konusu vardır.”

şeklinde ifade edilmiştir. [1]

Bunun yanında, yeni dönem kira bedelinin tespitiyle birlikte, kira tespit kararının geriye doğru, davanın açıldığı kira yılının başından itibaren uygulanması mümkündür. Bu hususta hüküm kurulabilmesi için davacının mutlaka talepte bulunmuş olması gerekir.

2.2.      Dava Açma Süresi ve Kararın Etkisi

Kira tespit davasının sonucunda verilecek tespit kararının hangi tarihten itibaren uygulanacağı hususu bakımından, davanın açıldığı tarih ve bununla birlikte sözleşmede artış şartının bulunup bulunmaması önem arz eder. Bu hususa dair esaslar Kanunun 345. maddesinde düzenlenmiştir. Hükümden anlaşılacağı üzere kira tespit davasında verilen tespit hükmünün hangi tarihten sonra uygulanacağı hususu bakımından davanın açıldığı tarih ve sözleşmede artış şartının bulunup bulunmaması önem arz etmektedir.

Sözleşmede yeni kira döneminde kira bedelinin arttırılacağına ilişkin hükme yer verilmiş olması halinde TBK m. 345/3 uyarınca, kira tespit davası yeni kira dönemi içinde açılmalıdır. Açılan davada mahkemece belirlenecek kira bedeli ise bu yeni kira döneminin başlangıcından itibaren geçerli olacaktır.

Taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesinde kira bedelinin arttırılacağına dair bir anlaşma bulunmaması halinde, TBK 345/2 uyarınca, yeni kira dönemi başlamadan en az 30 gün öncesinde kira tespit davası açılmış olmalı ya da aynı süre içinde yeni kira döneminde kira bedelinin arttırılacağına dair ihbarda bulunulmuş olması gerekir. Ancak bu şartların sağlanması halinde açılan davada belirlenen kira bedeli geriye etkili olarak yeni kira döneminin başından itibaren etkili olacaktır.

2.2.1. Kira Artış Anlaşması Bulunan Sözleşmelerde

Tarafların sözleşmede yeni kira döneminde kira bedelinin arttırılacağına ilişkin bir hükme yer vermiş olmaları halinde, yenilenen kira yılı içinde herhangi bir tarihte açılacak kira tespit davasında mahkemenin vereceği karar, yenilenen kira yılının başından itibaren geçerli olabilecektir. Zira artık kiracı sözleşmedeki hüküm sebebiyle yeni dönemde kira bedelinin arttırılacağını bilmektedir [2].  Yukarıda bahsedildiği üzere, tespit edilen kira bedelinin geriye doğru işlemesi için davacının bu hususta talepte bulunmuş olması şarttır.

Kira tespit davası 5 yıllık sürenin dolmasının ardından başlayan yeni kira yılında açılmayıp takip eden yıllar içinde de açılmış olabilir. Bu durumda davacı kira tespit kararını geçmişe dönük olarak en erken yenilenen kira yılının başından itibaren uygulanmasını talep edebilir. Yoksa mahkemenin tespit ettiği kira bedelinin daha geriye giderek önceki kira yıllarına uygulanması talep edilemez.

Yargıtay 3. HD 28.05.2019 tarihli, 2017/8071 E., 2019/5079 K. sayılı karar uyarınca;

“Her ne kadar 09.12.2015 tarihinde açılan dava ile 01.09.2014 tarihinden itibaren başlayan dönem için kira bedelinin tespitine karar verilemez ise de; Mahkemece taraf beyanları dikkate alınarak bir sonraki dönem için (01.09.2015) kira bedelinin tespitini isteyip istemediği hususunun da davacıya sorulmak suretiyle, istenmesi halinde bir sonraki dönem için kira bedelinin tespitine karar verilmesi gerekir.” [3]

Öte yandan, sözleşmede halihazırda kararlaştırılmış olan kira artış oranı, kira tespit davası neticesinde verilen karardan etkilenmez. Kira tespit davası ile kira miktarında müdahale edilmiş olmasında dahi, bir sonraki yenileme dönemlerinde taraflarca öngörülmüş artış oranı aynı şekilde uygulanmaya devam eder.

Yargıtay 6. HD, 2014/12999 E., 2015/10017 K. sayılı karar uyarınca;

“AHM’NİN … E.K. sayılı kararında 16.01.1992 tarihinden itibaren yıllık kira bedelinin 1.850.000.000 olarak uyarlanmasına karar verilmiş olup, Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre uyarlama ya da tespit davalarında uyarlama ya da tespite karar verilmesi sözleşmedeki artış oranını ortadan kaldırmayacağından devam eden dönemlerde tespit edilen bedel üzerinden tarafların kira sözleşmesinde kararlaştırdıkları artış oranında artış yapılması gerekir…” [4]

2.2.2. Kira Artış Anlaşması Bulunmayan Sözleşmelerde

Kira artış anlaşması bulunmayan sözleşmelerde, kira tespit davası neticesinde verilen hükmün geriye etkili hüküm doğurabilmesi için davacının TBK 345/2’de öngörülmüş süreler aralığında harekete geçmesi şarttır.

Yargıtay 3. HD. 06.03.2017 tarihli 2017/1736 E. 2017/2469 K. sayılı kararı uyarınca;

“… Yani sözleşmede kira artış şartı varsa ihtara gerek olmadan tesbiti istenilen dönemin sonuna kadar dava açılabileceği, artış şartı yoksa dönem başlamadan 30 gün önce açılan davanın dava dilekçesinin tebliğ ettirilmesi ya da ihtarla kiranın arttırılacağının ihtar edilerek dönem başlamadan 30 gün önce bu ihtarın tebliği ile davanın dönem sonuna kadar açılması gerekir.” [5]

davacının yeni kira dönemi başlamadan 30 gün önce dava açıp dava dilekçesini kiracıya tebliğ etmesi veya kiranın arttırılacağına dair ihtarın yine aynı süre içinde kiracıya tebliğinin gerektiği yargıtay kararı ile öngörülmüştür. Böylece kiracının talep edilen artışı uygun bulmaması halinde sözleşmenin bitiminden 15 gün önce bildirimde bulunarak kira sözleşmesini sonlandırmak ve taşınmazı tahliye etmek için hakkını kullanmasına imkan tanınmıştır.

Öngörülen sürelere uyulmamış olunmasına rağmen kiraya veren tarafından açılan tespit davasında kira tespitinin yeni kira döneminden itibaren geçerli olacak şekilde yapılmasını talep edilmişse Yargıtay 3. HD. 02.12.2019 tarihli 2019/3381 E., 2019/9536 K. sayılı kararı uyarınca;

“… davacının 01.01.2014 tarihinden itibaren kira bedelinin tespitini talep edebilmesi için, süresinde gönderilmiş ihtarname veya açılmış bir dava olmadığına göre, geriye dönük kira bedelinin tespitinin mümkün olmadığı, bu durumda mahkemece; davacıya talebi açıklattırılarak her iki talebi yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılmak suretiyle, davacının 01.01.2015 tarihinden itibaren başlayan dönem yönünden kira bedelinin tespitini istemesi halinde bu dönem için karar verilmesi…” [6]

hakim tarafından davacıya, bir sonraki kira yılı geçerli olmak üzere kira tespit davası olarak devam edip etmeyeceği sorulmalıdır.

2.2.3. Kira Sözleşmesinin Sona Ermiş Olması Halinde

TBK 344/3 uyarınca kira tespiti davasına konu olan kira sözleşmesi, dava tarihinden önce veya dava sırasında sona erdirilmiş olabilir. Bu durumda sözleşmenin sona erdirildiği tarihe kadar geçen ve taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan yeni dönem kira bedelinin mahkeme tarafından tespiti yapılabilir. Yapılacak tespit neticesinde verilen hüküm uyarınca kiracının ödediği ve ödemesi gereken bedeller arasındaki farkın, kiracıdan talep ve tahsil edilmesi mümkün hale gelecektir.

3. Kira Tespiti Davası Neticesinde Verilecek Hüküm

Kira tespit davasında verilecek hüküm, kural olarak, yenilik doğuran nitelikte olup bir eda hükmü ihtiva etmez. Kira bedelinin tespiti davalarında verilen kira tespiti kararları, diğer tespit davalarında olduğu gibi hukuki ilişkiyi tespit etmez. Amacı yenilenen kira döneminde belirsiz olan kira bedeli unsurunu belirli hale getirmektir. [7]

Bu durumdan hareketle, kira tespit kararlarıyla var olan hukuki ilişkiye ilişkin yeni bir hukuki durum ortaya çıkarılmamakta veya olan bir hukuki durumun değişmesi söz konusu olmamaktadır. Ayrıca tespit davasındaki karar eda niteliği taşımadığı için ilamlı icra değil, ilamsız icra yoluyla takibe konu olabilecektir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2792 E. 2021/267 K. sayılı kararı uyarınca,

“…Kira bedelinin tespiti davalarında verilen kira tespiti kararları, diğer tespit davalarında olduğu gibi hukuki ilişkiyi tespit etmez. Amacı sadece kira sözleşmesinin yeni dönemde belli olmayan kira bedeli unsurunu belirli bir hale getirmekten ibarettir.

… Böylece kira tespiti kararları eda davaları sonunda verilen mahkumiyet kararlarına değil, inşai davalar sonunda verilen kararlara yakın bir nitelik göstermektedirler. Dolayısıyla kira bedelinin tespitine ilişkin olarak açılmış olan davada, tespit davasında olduğu gibi bir hukuki ilişkiye dair karar verilmesi yerine, var olan hukuki ilişkiye ilişkin yeni bir hukuki durum ortaya çıkması söz konusu olmaktadır…” [8]

4. Tespit Edilen Kira Farkı Alacağının İcrası

Önceki başlıklarda belirtildiği üzere, mahkeme tarafından tespiti yapılan güncel kira bedeli, davacı tarafından geçmişe etkili hüküm ifade edilmesi için ayrıca bir talebe konu edilmedikçe, hüküm tarihinden itibaren geçerlidir. Geriye etkili olarak hüküm ifade edecek kira farkı alacaklarının icrası için ise kira tespit kararının kesinleşmesi koşulu aranır.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 12.11.1979 tarihli kararı uyarınca;

“Kiranın tespitine ilişkin mahkeme kararları ile tespit edilen kira farkı alacağının ifa zamanının gelmiş sayılması için sadece alacaklının borçludan edada bulunmasını isteyebileceği zamanın gelmiş olması yeter olmayıp aynı zamanda o kararın kesinleşmesi gerektiğine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 12.11.1979 günü yapılan ikinci toplantısında salt çoğunlukla karar verildi.” [9]

verilen karar ile farklı içtihatların ortaya çıktığı bu hususun sonuca bağlanmasını sağlamıştır. Dolayısıyla karar kesinleşene kadar eski kira bedelini ödeyen kiracının temerrüdünden bahsedilemez ve eksik ödeme sebebiyle sözleşme feshedilemez. Çünkü yeni kira bedeli, en erken, davada verilen kararın kesinleşmesiyle muaccel olur. [10]

Mahkemenin işbu dava neticesinde verdiği tespit kararı geçmişe etkili olarak yeni kira dönemi başından itibaren geçerli olur. Kararın kesinleştiği tarihten itibaren ise temerrüt faizi işletilmeye başlar. Kiraya veren, bu fark için kira bedelinin kesinleşmesinden sonra alacak davası açabilir, icra takibi başlatabilir hatta TBK 315’e dayanarak vereceği süre içinde ödenmeyen farkı gerekçe göstererek sözleşmeyi feshedebilir.

Muaccel olmuş borcun temerrüte düşmesi için ayrıca ihtarın gerekip gerekmeyeceği hususu bakımından Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 24.11.1995 tarihli 1994/2 E. 1995/2 K. sayılı kararı uyarınca;

“Kira tespitine ilişkin mahkeme kararı ile belirgin hale gelen kira farkı alacağına, ayrıca ihtara gerek kalmaksızın, kira tespiti kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerektiğine 24.11.1195 gününde ve üçüncü toplantıda oyçokluğuyla karar verildi.” [11]

verilen içtihadı birleştirme kararı ile nihayete ulaşmıştır. Kararda bahsedildiği üzere, tespit kararının kesinleştiği tarih, işleyecek olan faizin de başlangıç tarihidir. Bir başka ifadeyle, geçmişe dönük kira bedeli arttırılan kiracının, geçmişte eksik ödediği kira bedelleri bakımından faiz borcu doğmayacaktır.

3.3. Kira Farkına Uygulanacak Faiz

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 24.11.1995 tarihli 1994/2 E. 1995/2 K. sayılı kararı kapsamındaki içtihat uyarınca kira tespit davasında talep üzerine mahkemenin geçmiş dönem kira farkı alacağını tespit etmesi üzerine ve tespit kararının kesinleşmesi itibariyle kiracı temerrüde düşecektir. Hükmün kesinleştiği tarihten itibaren temerrüt faizi işlemeye başlar.

Temerrüt faizinin oranının belirlenmesi hususu, kira sözleşmesinde temerrüt faizine ilişkin bir anlaşma olup olmaması ve kira sözleşmesinin ticari iş olup olmamasına göre değişiklik gösterir.

Kira sözleşmesinin ticari iş niteliğinde olmaması halinde ve kira sözleşmesinde temerrüt faizine dair bir maddeye yer verilmemişse 3095 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenen ve uygulamada “yasal faiz” olarak bilinen oranın uygulanması gerekir.

Kira sözleşmesinin ticari iş niteliğinde olduğu hallerde, kira sözleşmesinde temerrüt faizine ilişkin anlaşma varsa, anlaşmadaki faiz oranı uygulanacaktır. Sözleşmede bir oran öngörülmemişse, 3095 sayılı kanunun atfıyla TCMB tarafından yayımlanan kısa vadeli avans işlemlerinde uygulanan faiz oranının uygulanması gerekir.

Stj. Av. Berfin Dicle Onar


Kaynakça:

1. Yargıtay HGK, 16.03.2021 tarihli. 2017/2792 E. ve 2021/267 K. sayılı kararı

2. Özyakışır, 2019, Konut ve Çatılı İşyeri Kira Sözleşmelerinde Kira Bedeli

3. Yargıtay 3. HD 28.05.2019 tarihli, 2017/8071 E., 2019/5079 K. sayılı kararı

4. Yargıtay 6. HD, 2014/12999 E., 2015/10017 K. sayılı kararı

5. Yargıtay 3. HD. 06.03.2017 tarihli 2017/1736 E. 2017/2469 K. sayılı kararı

6. Yargıtay 3. HD. 02.12.2019 tarihli 2019/3381 E., 2019/9536 K. sayılı kararı

7. Doğan, 2023, Kira Hukuku Davaları

8. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2792 E. 2021/267 K. sayılı kararı

9. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 12.11.1979 tarihli kararı

10. Yeniocak, 2023, Kira Bedelinin Belirlenmesi Kira Tespit ve Uyarlama Davaları

11. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 24.11.1995 tarihli 1994/2 E. 1995/2 K. sayılı kararı

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN