Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

İTHALATTA HAKSIZ REKABET HAKKINDA SORUŞTURMA YAPILMASI VE ÖNLEMLERİN UYGULANMASI

İTHALATTA HAKSIZ REKABET HAKKINDA SORUŞTURMA YAPILMASI VE ÖNLEMLERİN UYGULANMASI

  1. SORUŞTURMA AŞAMASI
  1. Genel Olarak[1]

Ekonomi Bakanlığı verilerine göre 2014 yılı itibariyle 57 soruşturma yürütülmekte olup, 15 farklı ürünle ilgili koruma önlemleri de yürürlüktedir. Şimdiye kadar yürütülen soruşturmalar neticesinde 193 ithalat tebliği yayınlanmıştır. Diğer taraftan Türkiye aleyhine yürütülen anti damping soruşturması ve getirilen önlem sayısı toplamı 107’dir[2].

DTÖ verilerine göre damping uygulamaları açısından ülkemiz bir dönem dünyada 6 ncı sırada; OECD verilerine göre ise eski Doğu Bloğu ülkelerine en çok önlem uygulayan ilk üç ülke arasında yer almıştır.

Bu verilerden de görüleceği üzere, İthalatta Haksız Rekabete Karşı geliştirilen önlemler, ülkemizin ticari hayatı açısından önemli bir parametre haline gelmiştir. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından, ithalata getirilen engellerin yanı sıra, iç piyasanın ithal ürünlere karşı korunması da büyük önem taşımaktadır. Bu mücadelenin uluslararası anlaşmalara uygun olarak yürütülmesi, serbest piyasa ekonomisine entegrasyon açısından elzem hale gelmiştir.

Bu nedenle, Türk mevzuatında öngörülen soruşturma süreci, Dünya Ticaret Örgütü Anti Damping Anlaşması ve Avrupa Birliği müktesebatında öngörülen prosedürler ışığında uyumlaştırılmıştır.

Aşağıda, ilgili mevzuat hükümlerine göre yürütülen soruşturma süreci ve bunun sonunda alınacak önlem kararlarının uygulanması konularına kısaca değinilmiştir

  1. Soruşturmanın Başlatılması

Soruşturmanın başlatılmasına ilişkin inceleme, damping veya sübvansiyona konu olan ithalattan maddi zarar gördüğünü veya maddi zarar tehdidi altında bulunduğunu veya bu tür ithalatın bir üretim dalının kurulmasını fiziki olarak geciktirdiğini iddia eden üreticiler veya üretim dalı adına hareket eden gerçek veya tüzel kişi veya kuruluşların, İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik’in 19 uncu maddesi hükümleri çerçevesinde dampingli ithalat ile yerli üretim dalı üzerindeki zararı ve ikisi arasındaki illiyet bağını gösterir bilgi ve belgeler ile birlikte İthalat Genel Müdürlüğü’ne yazılı olarak müracaat etmesi halinde başlatılmaktadır. Başvuruda, aşağıdaki bilgilerin yer alması gerekir:

1.Başvuranın kimliği ve yerli üretimin hacmi ile değeri,

2.Dampingli ürünün tanımı ve menşe/ihracatçı ülkenin adı, bilinen ihracatçı/ithalatçı/yabancı üreticilerin adları ve dampingli olduğu iddia edilen ürünün normal değeri ile ihraç fiyatları ve

3.Dampingli olduğu iddia edilen ürünün ithalat hacmi ve bu ithalatın iç piyasadaki benzer ürünün fiyatı ve yerli sanayi üzerindeki etkileri.

Bir şikâyetin üretim dalı tarafından veya üretim dalı adına yapılmış sayılabilmesi için; şikayeti destekleyen üreticilerin toplam benzer mal üretiminin, şikayeti destekleyen üreticiler ile şikayete karşı çıkan üreticilerin toplam benzer mal üretiminin % 50'sinden fazla olması ve toplam Türkiye benzer mal üretiminin %25'inden az olmaması gerekir.

Bunun yanı sıra mevzuat gereğince damping incelemesinin re’sen de yapılması mümkün bulunmaktadır. Ancak, re’sen soruşturma açılabilmesi için, 19 uncu maddede tarif edildiği şekilde, damping veya sübvansiyona konu olan ithalatın ve bu ithalattan kaynaklanan zararın varlığı konusunda yeterli delillerin bulunması gerekir.

Genel Müdürlükçe yapılan incelemenin en çok 45 gün içinde tamamlanmasını müteakiben soruşturmanın açılıp açılmaması konusunda İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kuruluna teklifte bulunulur. Kurul tarafından soruşturmanın açılmamasına karar verilirse durum şikâyetçi tarafa bildirilir.

İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulu tarafından soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, konuya ilişkin olarak ilgili ülkeye bildirimde bulunulur ve Resmi Gazete'de yayımlanacak bir tebliğ ile soruşturma başlatılır.

Soruşturmalar genel olarak üç ana aşamayı içerir;

1.Bilginin Toplanması (soru formları aracılığıyla, ilgili taraflarla toplantılar vasıtasıyla, yerinde incelemeler yoluyla vb.)

2.Bilginin Değerlendirilmesi (damping, zarar ve nedensellik bağına ilişkin tespitler vb.)

3.Geçici önlem, anti-damping vergisi veya fiyat taahhütlerinin uygulanması, ya da soruşturmanın herhangi bir önlem alınmadan kapatılması.

DTÖ kurallarına göre tüm bu süreçler normalde soruşturma açıldıktan itibaren bir yıl içerisinde, ancak hiçbir şekilde 18 aydan uzun olmamak kaydıyla, tamamlanmalıdırlar. Bu süre boyunca fiili ithalat yapılmasına ilişkin işlemler engellenmeyecektir.

Burada ilgili taraflardan elde edilen bilgilerin gizliliği hususuna değinmekte fayda vardır. Açıklanması rakiplere önemli bir rekabet avantajı sağlayan veya açıklanması bilgiyi temin edeni ya da bilginin kaynağını olumsuz etkileyen bilgiler gizli bilgi addedilir. Bununla birlikte, bilgiyi sağlayanın isteği ve yetkili makamların izni ile bir bilgi gizli sayılabilir. Bilgi gizli ise, bilgiyi sunan tarafın özel izni olmadan açıklanamaz. Ancak, gizli bilgi sunan taraf bu bilgilerin gizli olmayan özetlerini sunmalıdır. Bu özet, gizli bilginin özünün makul ölçüde anlaşılmasına olanak sağlayacak ayrıntıda olmalıdır.

  1. ÖNLEMLERİN UYGULANMASI
  1. Geçici Önlemler

Ön inceleme aşamasında, dampingin varlığı, zarar (veya zarar tehdidi) ve bunlar arasındaki illiyet bağı ile ilgili ön belirlemeler yapılmış ise, soruşturma esnasında herhangi bir zarar oluşmasını engellemek amacıyla geçici önlemler uygulanabilir. Geçici önlemler; geçici vergi, tahmin edilen geçici anti-damping vergisine eş değerde bir teminat (nakit veya senet) veya soruşturma aracılığı ile kararlaştırılan tahmini damping vergisi tutarının belirtilmesi şartıyla gümrükte değer sabitleştirmesi (gümrük vergilerinin askıya alınması) şeklinde uygulanabilir.

Geçici önlem kararı Kurul’un teklifi üzerine Bakanlık’ın onayı ile alınabilir. Bu durum Resmi Gazete’de yayımlanmak suretiyle ilgililere duyurulur. Geçici önlemler soruşturmanın başlangıç tarihinden itibaren 60 günden önce uygulanamaz. Geçici önlemlerin geçerlilik süresi 4 aydır. Ancak bu süre, söz konusu ticaretin önemli bir yüzdesini temsil eden ihracatçıların talebi, kurulun kararı ve Bakanlık’ın onayı ile 6 aya kadar çıkarılabilir. Damping soruşturması sırasında, zararın önlenmesi için damping marjından daha düşük oranda bir kesin önlemin yeterli olup olmadığının incelenmesi amacıyla, bu süreler (60 gün/4 ay) sırasıyla 6 ve 9 ay olarak belirlenebilir.

  1. Fiyat Taahhütleri

Kurulca yapılan ilk değerlendirmelerde olumlu bir ön belirleme yapıldıktan sonra, soruşturma konusu ürünün ihracatçıları gönüllü olarak ihraç fiyatlarını artırma veya dampingli fiyatlarla ihracata son verme taahhüdünde bulunabilirler. Bu durum, damping soruşturmasının geçici veya kesin önlem alınmaksızın ertelenmesine ya da durdurulmasına yol açabilir.

Genel Müdürlük, taahhüdü kabul edilen taraftan, taahhüdün yerine getirilmesiyle ilgili bilgileri düzenli olarak vermesini ve bu bilgilerin doğruluğunun tespit edilmesine olanak sağlamasını talep edebilir. Bu koşullara uyulmaması taahhüdün ihlali olarak kabul edilir. Taahhütlerin ihlal edilmesi halinde, mevcut verilere dayalı olarak, geçici veya kesin önlem alınabilir.

  1. Kesin Önlemler

Soruşturma sonucunda dampingli veya sübvansiyonlu ithalatın varlığı ve bu ithalatın zarara neden olduğu belirlendiğinde, bu zararın önlenmesi amacıyla, Kurulca belirlenen ve Bakanlıkça onaylanarak kesinleşen damping marjı veya sübvansiyon miktarı kadar veya zararı ortadan kaldıracak daha az bir oran veya miktarda dampinge karşı vergi veya telafi edici vergi alınır. Bu vergi ad valorem veya spesifik vergi olarak nitelendirilmektedir.

Ödenen anti-damping vergisinin damping marjından ya da nihai olarak belirlenen anti-damping vergisinden fazla olduğu durumlarda, fazla ödenen miktar ithalatçılara geri ödenir.

Bu kesin önlem kararı Resmi Gazete’de yayımlanacak bir tebliğ ile ilan edilir. Kesin önlemler, yürürlüğe girme tarihlerinden veya damping veya sübvansiyon incelemesi ile zarar incelemesini birlikte kapsayan en son gözden geçirme soruşturmasının sonuçlandığı tarihten itibaren 5 yıl sonra yürürlükten kalkar. Yürürlük süresinin sona ermesinden en geç 3 ay önce önleme konu olan ürünün yerli üreticileri yeterli delillerle birlikte Genel Müdürlüğe yazılı olarak başvurarak bir nihai gözden geçirme soruşturması açılmasını talep edebilirler.

  1. Dünya Ticaret Örgütü’ne Yapılan Bildirimler

Dünya Ticaret Örgütü Anti-Damping Anlaşmasının 18.5 ve Sübvansiyonlar Anlaşmasının 32.6 maddeleri hükümleri uyarınca, üye devletler tarafından anlaşmaya uygun mevzuat ve değişiklikleri hakkında bildirim yapılması gerekmektedir.

Ayrıca yeni anlaşmaların şeffaflık ilkesi ışığında her altı ayda bir, bir önceki altı ay içerisinde yapılan tüm işlemleri kapsayan bildirim ile geçici veya kesin önlem alınması halinde ise bu önleme ilişkin DTÖ’ye bildirim gecikmeksizin yapılmaktadır.

 

Av. Pınar Yar Karaata 

 

[1] Bkz. International Trade Centre UNCTAD/WTO, Anti-Damping Uygulamaları http://www.orgtr.org/2013/anti-damping-uygulamalari-el-kitabi.pdf (Son erişim tarihi 20.12.2014)

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN