Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

İRTİBAT BÜROLARININ HUKUKİ STATÜSÜ VE UYGULAMADAKİ SORUNLAR

İRTİBAT BÜROLARININ HUKUKİ STATÜSÜ VE UYGULAMADAKİ SORUNLAR

1. GİRİŞ

4875 Sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’na göre “Yabancı yatırımcılar yerli yatırımcılarla eşit muameleye tabidirler”.[1] Bu kanun kapsamında yabancı şirketler de tıpkı yerli şirketler gibi Türkiyede yatırım yapabilmektedir. Yabancı yatırımcılar genellikle Türkiyede tüzel kişiliğe sahip bir şirket kurmakta ya da bu şirketlere ortak olmaktadır. Bir başka yöntem olarak ise merkezi yurtdışında bulunan yabancı şirketler Türkiyede şube açarak ticari faaliyetlerde bulunmaktadır. Bu yolların dışında bazı yabancı şirketler İrtibat Büroları açmaktadır.                                             

2. İRTİBAT BÜROSU

Yabancı yatırımcılar, Türkiye pazarını tanımak, iş ortamını yerinde incelemek ve gelecekteki yatırım olanaklarını değerlendirmek amacıyla çoğu zaman doğrudan ticari faaliyete girmek yerine daha düşük riskli bir varlık biçimini tercih etmektedirler. Yeni bir şirket kurmanın veya şube açmanın getireceği mali ve hukuki yükümlülüklere katlanmadan, Türkiye’de varlık göstermek isteyen bu yatırımcılar için irtibat bürosu (Liaison Office) önemli bir alternatif oluşturur. İrtibat bürolarının tercih edilmesinde önemli pek çok sebep bulunmaktadır. Bu bürolar aracılığıyla yatırımcı, piyasayı test etme, potansiyel iş ortaklarıyla iletişim kurma ve yatırım öncesi hazırlıklarını yürütme imkânına sahip olur; böylece ticari riske girmeden Türkiye’de varlık gösterebilir. [2] Böylece irtibat büroları hem daha az risk barındırması hem de kuruluşunun görece daha kolay olması yabancı yatırımcı açısından cazip bir seçenek oluşturur. 

2.1. İRTİBAT BÜROSUNUN KURULUŞU

İrtibat Bürolarının kuruluşu doğrudan yabancı yatırımlar kanunu uygulama yönetmeliğinin 6. Maddesinde gösterilmiştir. Buna göre “Bakanlık, yabancı ülke kanunlarına göre kurulmuş şirketlere, Türkiye’de ticari faaliyette bulunmamak kaydıyla irtibat bürosu açma izni vermeye ve bu izinlerin süresini uzatmaya yetkilidir.” denilmektedir. [3]

Maddenin devamında ise bakanlığın, yeni kurulan şirketlerin Türkiye’de irtibat bürosu açma taleplerini, şirketin faaliyet konusu, sermayesi ve istihdam edilen personel sayısı gibi unsurlar çerçevesinde değerlendirerek faaliyet izninin verilmesi için şirketin kuruluşundan itibaren en az bir yıllık sürenin geçmesi koşulunu öngörebileceği belirtilmektedir.

İrtibat bürolarının kuruluş ve süre uzatımına ilişkin müracaatlar, istenilen bilgi/belgelerin tam ve eksiksiz olması kaydıyla, başvuru tarihinden itibaren on beş iş günü içinde sonuçlandırılacağı söylenmektedir. [4] Ayrıca 6. maddeye göre: “bakanlık, gerekli görmesi durumunda, faaliyet göstermek için izin, lisans veya benzeri yetkiler alınması gereken diğer sektörlerde yabancı şirketlerin irtibat bürosu açma taleplerini, söz konusu izin veya lisansı veren kurum ya da kuruluşların görüşlerini alarak sonuçlandırabilir”.[5]

Yine İrtibat Bürolarının kuruluşu için müracaatta aranacak belgeler doğrudan yabancı yatırımlar kanunu uygulama yönetmeliğinin 7. Maddesinde ayrı ayrı sayılmıştır.

2.2. FAALİYET SÜRELERİN UZATIMI

İrtibat Bürolarına ilk kuruluş izni en çok 3 yıllık süreyle verilir. Doğrudan yabancı yatırımlar kanunu uygulama yönetmeliğinin 8. Maddesine göre verilen faaliyet süresinin sonunda bu süreyi uzatmak isteyen bürolar, izin bitimine kadar Genel Müdürlüğe müracaat edip yeni başvuru yapabilir. Genel Müdürlük süre uzatma taleplerini, büronun geçmiş yıl faaliyetleri, yabancı şirketin Türkiye’de geleceğe yönelik iş planı ve hedefleri, mevcut ve öngörülen harcama tutarı ile istihdam edilen personel sayısı çerçevesinde değerlendirerek yürütülecek faaliyetin niteliğine uygun şekilde sonuçlandırır. Yönetmeliğe göre izin uzatımı da her defasında en fazla 3 yıl verilebilmekle birlikte, izin konusu faaliyetin niteliğine göre farklı süreler öngörülmüştür.

3. İRTİBAT BÜROLARININ YASAL STATÜSÜ

4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunun 3. maddesinin (h) bendi ile İrtibat bürosu açma izni, Yabancı Yatırımlar Genel Müdürlüğü’ne verilmiştir: “Müsteşarlık, yabancı ülke kanunlarına göre kurulmuş şirketlere, Türkiye’de ticarî faaliyette bulunmamak kaydıyla irtibat bürosu açma izni vermeye yetkilidir.” [6]

Bu hükümden de anlaşılacağı üzere öncelikle irtibat bürolarının ticari faaliyet yapamayacağı belirtilmelidir. Düzenleme ayrıca dolaylı yoldan olsa da irtibat bürolarının kendine ait bir tüzel kişiliğe sahip olmadığını göstermektedir.

Yine belirtmek gerekir ki DYYK’ye göre sadece “yabancı ülke kanunlarına göre kurulmuş şirketlere” Türkiye’de ticarî faaliyette bulunmamak kaydıyla irtibat bürosu açma izni verilebildiğinden, DYYK gereğince bir Türk şirketi irtibat bürosu açamaz. [7]

4. İRTİBAT BÜROSUNUN HUKUKİ NİTELİĞİ VE KAPSAMI

4.1. DAVA VE HUSUMET EHLİYETİ

Yabancı şirketlerin Türkiye’de ticari faaliyet yapmaması kaydıyla açtıkları irtibat büroları 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu ile bunlara ilişkin yönetmelik hükümleri içerisinde düzenlenmiştir. Düzenlemelerden anlaşılacağı üzere İrtibat Bürolarının tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Ayrıca HMK 52/1 inci maddeye göre medenî hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri, tüzel kişiler ise yetkili organları tarafından temsil edilir. Tüzel kişiliği bulunmadığından ve yabancı şirketin yasal yetkili organı da olmadığından irtibat bürosunun dava ve davada taraf ehliyeti yoktur. Bir diğer deyişle irtibat bürosunun ne aktif ne de pasif husumet ehliyeti yoktur. [8] Aslında bu durum yabancı şirketlerle ilgili olan uyuşmazlıklarda en çok karşılaşılan sorunlardan biridir. Zira pek çok kez davacılar, yabancı şirket merkezi yerine Türkiye'de fiilen faaliyette bulunan irtibat bürosunu muhatap olarak dava açmaktadır. Tüzel kişiliği bulunmayan irtibat bürosunun aynı zamanda taraf ehliyeti de bulunamayacağından davalar genellikle usulden reddedilmektedir. Türk hukukuna göre yabancı ana şirketin Türkiye’deki uzantısı niteliği olan irtibat büroları yerine, davalarda ana şirketin bizzat davalı sıfatıyla yer alması gerekir.

Davacının talep ve iddialarının husumet ehliyeti bulunmayan irtibat bürosuna yönlendirmesi usul ve hak bakımından mümkün değildir. Dolayısıyla dilekçede “şirketi adına temsilen ve izafeten” ibaresiyle davacı tarafından hukuki varlığı yalnızca temsil ve idari işlevlerle sınırlı olan irtibat bürosunun davalı gösterilmesi usul ve kanuna
aykırıdır. Ne Milletlerarası Özel Hukuk mevzuatında ne de Ticaret hukuku mevzuatında
izafeten irtibat bürosuna açılmasını mümkün kılan bir düzenleme bulunmamaktadır.

4.2. İRTİBAT BÜROSUNUN İCRA VE İFLAS SÜREÇLERİNDE YERİ

Yukarıda açıkladığımız gibi irtibat bürosu ayrı bir tüzel kişi değildir; yabancı ana şirketin bir birimidir. Bu sebeple icra ve iflas kanunu bakımından icra takibine muhatap olan, hukuki olarak yabancı ana şirket olmalıdır. Çünkü icra dairesince borçlu olarak gösterilen irtibat bürosu, tüzel kişilik eksikliği nedeniyle borçlu sıfatını taşıyamaz. Örneğin İİK m.58 takip talebi icra dairesine yazılı veya sözlü olarak ya da elektronik ortamda yapılacağını söyleyerek talepte gösterilmesi gerekilen hususları belirtir. Maddenin devamında: “Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yeri” denmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere icra takibinin belirli bir borçluya yöneltilmesi gerektiğini söylemek gerekir. Yani takip, ancak tüzel veya gerçek kişiliği haiz bir borçluya yöneltilebilir. Tüzel kişiliğe sahip olmayan irtibat bürosuna takip başlatılamaz. Yabancı şirket adına başlatılan icra takiplerinde ise icra ya da ödeme emri irtibat bürosuna tebliğ edilemez. Böyle bir durumda usulsüz tebliğ nedeniyle icra işlemi iptal edilebilir. Ancak yabancı şirkete usulüne uygun tebligat yapılabilmiş ve icra takibi kesinleşmiş ise irtibat bürosunun mal varlığı üçüncü bir kişi istihkak iddiasında bulunmadığı, üçüncü kişiye ait olduğu ispatlanmadığı sürece haczedilebilir. [9]

4.3. ARABULUCULUK BAŞVURUSU VE İRTİBAT BÜROSU

Öncelikle arabuluculuğa başvurunun bir dava şartı olduğu hükümlere dikkat etmek gerekir. Bu noktada 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi “Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” diyerek sayılan ticari davalar için bir zorunluluk getirmiştir. Dolayısıyla bu şart sağlanmadan açılan davalar, HMK m.115/1 uyarınca hâkim tarafından kendiliğinden usulden incelenir ve dava şartı yokluğunun tespiti halinde HMK m.115/2 gereğince usulden reddedilir.

6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu da bu konuda “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” diyerek arabuluculuğa başvurulmadığı durumda davanın akıbetini belirtmiştir.

Bu alınan maddelerle birlikte irtibat bürosuna karşı açılmak istenilen davadan önce dava şartı olarak başvurulması gerekilen arabuluculuk süreci ve sonucunu değerlendirmek gerekecektir. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununda belirtildiği üzere arabuluculuk süreci; tarafların arabulucuya bizzat veya kanuni temsilcileri ya da avukatları aracılığıyla başvuruları suretiyle başlar. Bu durumda yukarıda açıkladığımız gibi irtibat bürosu ne dava tarafı ne de tarafların kanuni temsilcisi sıfatında olacaktır. Ve başvurusu geçerli bir başvuru olarak değerlendirilemeyecektir. Sonuç olarak arabuluculuk şartı bu şekilde karşılanmamış olacaktır. Uygulamada da buna paralel olarak davalı taraf irtibat bürosu gösterilerek arabuluculuğa gidildiğinde mahkemeler, bu başvuruyu geçersiz sayıp şartın gerçekleşmediğini kabul etmektedir. Dava şartı olan arabuluculuk süreci gerçekleşmediğinde de mahkeme Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A uyarınca davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verir. [10]

5-SONUÇ

İrtibat büroları Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan uygulama yönetmeliğinde detaylıca düzenlenmiştir. Özetlemek gerekirse irtibat büroları: yabancı ülke kanunlarına göre kurulmuş şirketlere, Türkiye'de ticari faaliyette bulunmamak kaydıyla ana şirketin pazarı tanıma, tanıtım ve iletişim ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik, izin esasına dayanan özel bir temsilcilik kurumudur.

Bu kurumun en dikkat çekilmesi gerekilen özelliği ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olmaması ve dolayısıyla ne aktif ne pasif husumet (taraf) ehliyeti taşımamasıdır. Davalılar genellikle fiili muhatap gibi gözüken irtibat bürolarına karşı dava açtıklarından bunun sonucunda taraf, temsil ve tebligat gibi konularda sıkça problem yaşamaktadırlar. Mahkemeler de bu durumlarda usulü eksiklik sebebiyle davayı reddetmektedir.

Dosya hazırlanırken muhatabın ana şirket olarak tespit edilmesi bu noktada oldukça önemli ve dikkat edilmesi gerekilen en önemli husustur.

Buna paralel olarak irtibat bürolarının tüzel kişiliğinin bulunmaması arabuluculuğun dava şartı sayıldığı durumlarda arabuluculuk başvurusunun yalnızca irtibat bürosu gösterilerek yapılmasında da soruna yol açmaktadır. Yabancı ana şirket gösterilmeyen arabuluculuk başvurusu geçerli olmaz. Mahkeme ise dava şartının yokluğunu tespit eder ve davayı usulden reddedebilir.

Benzer şekilde İcra ve iflas Kanunu’na göre temel olarak takip işlemleri hukuken borçlu olan gerçek veya tüzel kişiye karşı başlatılır. Aynı sebepten yola çıkarak tüzel kişiliğe sahip olmayan irtibat bürosuna karşı doğrudan takip yapılamayacaktır. Alacaklıların takiplerini ana şirket aleyhine, ana şirketin yetkili temsilcisi gösterilerek düzenlemeleri gerekmektedir.

Stj. Av. Eren Özcan

Kaynakça:

1.https://mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=4875&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5

2.https://www.izmirbarosu.org.tr/pdfdosya/turk-hukukunda-irtibat-burosu-ve-ozellikleri201942717457795.pdf

3.https://www.mevzuat.gov.tr/anasayfa/MevzuatFihristDetayIframe?MevzuatTur=7&MevzuatNo=4396&MevzuatTertip=5

4.https://www.mevzuat.gov.tr/anasayfa/MevzuatFihristDetayIframe?MevzuatTur=7&MevzuatNo=4396&MevzuatTertip=5

5.https://www.mevzuat.gov.tr/anasayfa/MevzuatFihristDetayIframe?MevzuatTur=7&MevzuatNo=4396&MevzuatTertip=5

6.https://mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=4875&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5

7.https://www.izmirbarosu.org.tr/pdfdosya/turk-hukukunda-irtibat-burosu-ve-ozellikleri201942717457795.pdf

8.https://www.izmirbarosu.org.tr/pdfdosya/turk-hukukunda-irtibat-burosu-ve-ozellikleri201942717457795.pdf

9.https://www.izmirbarosu.org.tr/pdfdosya/turk-hukukunda-irtibat-burosu-ve-ozellikleri201942717457795.pdf

10. https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6325.pdf

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN