Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

İCRA TUTANAKLARININ İİK M.8 UYARINCA ALENİLİĞİ VE İSPAT KUVVETİ

İCRA TUTANAKLARININ İİK M.8 UYARINCA ALENİLİĞİ VE İSPAT KUVVETİ

I. TUTANAK KAVRAMI

Tutanak; meclis, kurul, mahkeme vb. yerlerde söylenen sözlerin olduğu gibi yazıya geçirilmesi, belgelenmesi gereken bir durumu tespit edenler tarafından imzalanan belge, zabıt varakası anlamlarına gelmekte olup tutanaklar, yalın ve açık bir üslupla, kişisel görüş ve yorumlara yer verilmeden olduğu gibi yazılır. Tutanaklar, bilgisayar ve daktiloda yazılabileceği gibi, okunaklı olmak şartıyla el yazısı ile de yazılabilir. Tutanak elle yazılacaksa dolma kalem veya tükenmez kalem kullanılır. Tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar hukuken geçerli belgelerdir.

İİK m. 8; “İcra ve iflas daireleri yaptıkları muamelelerle kendilerine vakı talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları ilgililer ve icra müdürü veya yardımcısı veya kâtibi tarafından imzalanır. İcra ve iflas dairelerince verilen kararlar gerekçeli olarak tutanaklara yazılır. İlgililer bu tutanakları görebilir ve bunların örneğini alabilir. İcra ve iflas dairelerinin tutanakları, hilafı sabit oluncaya kadar muteberdir. “

İİK m. 8’de, tutanakların icra dairelerinin yaptıkları işlemlerle ilgili olarak, icra dairelerine gelen talep ve beyanlar hakkında düzenleneceği ifade edilmektedir. İcra ve iflas daireleri, kendi işlemlerine ilişkin olarak –haciz tutanağı örnek olarak gösterilebilir- ve talep ile beyana ilişkin olarak –sözlü şikâyet örnek olarak gösterilebilir- tutanak düzenlemektedir. İcra tutanaklarının mutlaka icra takip işlemlerine ilişkin olması gerekmemektedir.

II. İCRA TUTANAKLARININ DÜZENLENMESİ

A. Tutanakların Dosyalanması

Her icra işi için bir dosya açılır. Her dosyanın üzerine esas veya talimat defterindeki sıra numarası, alacaklının, borçlunun, müflisin ad ve soyadı yazılır. Bir işe ait tutanaklar ve tüm evrak bu dosyaya konulur. İcra iflas dairelerinde dosya usulünün uygulanması zorunludur (İİK Yön. m. 16, İİK Niz. m. 20) [1]. İcra tutanakları el ile ya da yazı makinesi ile yazılabilir [2]. Yazıların okunaklı, temiz olması, tutanakta kazıntı ya da silinti yapılmamış olması, yanlış yer çizildikten sonra doğrusunun yazılması gerekmektedir [3]. Tutanaklara birbirini takip eden sayfa numaraları verilmelidir

 

B. Tutanakların İmzalanması

İİK m. 8/1, c. 2’de tutanakların ilgililer, icra müdürü veya yardımcısı veya kâtibi tarafından imzalanması gerektiği ifade edilmektedir. İİK Yön.m. 22/2’de ise yazı ile veya sözlü olarak yapılan talepler, itirazlar ve her türlü bildirimin derhal tutanağa geçirileceği ve altı tarih belirtilerek, ilgilisi ve icra müdürü veya yardımcısı veya kâtibi tarafından imzalanacağı ifade edilmektedir. Her iki düzenleme ele alındığında icra tutanaklarının ilgililer, icra müdürü veya icra müdür yardımcısı veya icra kâtibi tarafından imzalanması gerektiğini görmekteyiz.

Kanun maddesinde, yazılı taleplerin ilgililerden başka icra müdürü, yardımcısı veya kâtibi tarafından imzalanması gerektiği yer almazken, yönetmelikte bu yönde düzenleme bulunmaktadır. Yönetmelikteki düzenleme uygulandığında, dilekçe ile yapılan talep, itiraz veya beyanların tutanağa geçirilmesi ve ilgililerin icra dairesine giderek bu tutanakları imzalaması gerekmektedir. Uygulama açısından sıkıntı doğuran bu durum, Adalet Bakanlığı’nın yazısı ile iş sahibi veya avukatı tarafından belge imzalanmış olacağından, bu belgenin tutanağa geçirilmesinin ardından tutanağın icra müdürü, yardımcısı veya kâtibi tarafından imzalanması yeterli görülmüş ve iş sahibi ya da avukatının icra dairesine gelerek tutanağı imzalama zorunluluğu kaldırılmıştır [4]. UYAP’ın kullanımıyla, güvenli elektronik imza ile tutanakların imzalanması mümkün hale gelmiştir.

İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 16. maddesinin 7. Fıkrasına göre: “Tutanak, belge ve kararlar elektronik ortamda düzenlenir ve gerekli olanlar ilgilileri tarafından güvenli elektronik imza ile imzalanır. Elektronik ortamda düzenlenen ve güvenli elektronik imza ile imzalanan evrak UYAP kapsamındaki birimlere elektronik ortamda gönderilir. Ayrıca fizikî olarak gönderilmez.” UYAP’ta düzenlenen tutanakların güvenli elektronik imza ile imzalanması halinde, bu tutanaklar İİK m. 8’in sağladığı işlevlere sahip olacaktır. Haciz tutanağı gibi fiziki ortamda düzenlenme zorunluluğu olan tutanaklar da UYAP’a aktarılır. İİK.Yön.m. 16/8’e göre: “Teknik nedenlerle fizikî olarak düzenlenen belge veya kararlar, engelin ortadan kalkmasından sonra derhal elektronik ortama aktarılır, yetkili kişilerce güvenli elektronik imza ile imzalanarak UYAP’a kaydedilir ve gerektiğinde UYAP vasıtasıyla ilgili birimlere iletilir.”

Tutanak UYAP’a aktarıldığında, tutanak metninin icra müdürü tarafından elektronik imza ile imzalanması gerekmektedir. Tutanağı fiziki olarak imzalayan diğer kişilerin–alacaklının, borçlunun- elektronik imza ile UYAP’ta tutanağı tekrar imzalama zorunluluğu söz konusu değildir.

C. Kararların Tutanaklara Gerekçeli Yazılması

Kararlar gerekçeli olarak tutanağa yazılmadığında kanuna aykırılık şikâyet sebebiyle işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde şikâyet yoluna başvurulabilmelidir. İcra Mahkemesi, gerekçeli olmayan kararın gerekçeli olarak yazılmasını icra dairesine emretmeli, kendisi gerekçe yazmamalıdır. Çünkü, kararı veren memur, verdiği kararın gerekçesini bilmekte ve o gerekçeye göre işlem yapmaktadır. İcra ve iflas dairelerinin vermiş olduğu karar doğru iken gerekçe yanlış veya karar yanlış iken gerekçe doğru olabilir. Böyle bir durumda, kanaatimizce, şikâyet konusu olarak verilen karar ele alınmalı, gerekçenin doğru veya yanlışlığı kararın doğruluğunu veya yanlışlığını etkilemiyorsa şikâyet konusu yapılmamalıdır. Bununla birlikte, gerekçe yanlışsa karar da genel olarak yanlış olacaktır.

III. İCRA TUTANAKLARININ ALENİYETİ

İcra ve iflas hukukuna yönelik dava ve işlerde duruşmaların aleni bir şekilde yapılması gerekmektedir [5]. İcra takibinde ise kural olarak alenilik bulunmamaktadır; çünkü cebri icra kişilerin özel hayatına müdahale etmektedir. Bu bakımdan, haciz işlemleri herkesin gözü önünde yapılmaz; gizliliğin benimsenmesi gerekmektedir [6].

İcra İflas Kanunu’nda belirtilen hallerde ve kapsamda aleniyet sağlanmalıdır [7]. İİK m. 8’de icra hukukunda aleniyete örnek bir düzenleme yer almaktadır [8]. İİK m. 8/3, ilgililerin icra tutanaklarını görebileceğini ve tutanakların örneğini alabileceğini ifade etmektedir. İcra tutanaklarının aleniyetinden maksat da maddenin bu düzenlemesidir [9]. İlgililer, icra tutanaklarını tutanakların içinde bulunduğu icra dosyası ile birlikte inceleyebilir [10]. Avukatlık Kanunu m. 46’da avukat veya stajyerin vekaletname olmaksızın takip dosyasını inceleyebileceği, ancak vekaletname olmadan dosyadan belge örneği veya fotokopi alamayacağı ifade edilmiştir. İcra dosyasını, bir avukatın veya stajyerin görebilmesi için incelemeyi kimin adına yaptığını ve o kimsenin hukuken korunmaya değer menfaatinin olup olmadığını ispat etmesi gerekmez [11]. Taraflar menfaatleri kapsamında tutanakların örneklerini alabilirken, avukatlarının tutanakların örneklerini almak için vekaletnamelerini göstermeleri gerekmektedir.

IV. İCRA TUTANAKLARININ DELİL NİTELİĞİ

İcra tutanaklarının delil niteliğini açıklarken ilk olarak söylememiz gereken, bu belgelerin resmî belge oldukları ve resmî belgelerin ispat gücüne sahip olduklarıdır. Bu tutanaklar hukuki işlem ihtiva ettiğinde (borçlu icra tutanağında borçlu olduğunu ikrar etmiş, üçüncü kişi icra kefili olmuşsa) ve gerekli imzaları taşıdığı takdirde senet niteliğini kazanmaktadır.[12]

Tutanakların delil olarak kullanılabilmeleri için tutanaklarda düzenlenen işlemlerin düzenleyen memurun menfaatine olmaması gerekmektedir. Tutanakta silinmiş yerler olup, şüphe uyandırıyorsa tutanak delil niteliğinde olmayabilecektir.[13] Kanunun belirli bir şekilde yapılmasını kabul ettiği işlemler o şekilde yapılmadığı takdirde tutanakla ispat edilse bile geçerli hale getirilemez.

Usulüne uygun olarak düzenlenmiş, imza sahibi aleyhine kesin delil niteliğinde olan icra tutanağı, kayıtsız şartsız para borcu içerdiği takdirde İİK m. 68 anlamındaki belgelerden kabul edilmelidir.[14] Çünkü, bu belgelerde imza, resmi bir makam ya da memur huzurunda atılmış olduğundan noterlikçe onaylı senetlere kıyaslamak gerekmektedir.[15] Hatta, bu belgelerdeki imzalar, resmi bir makam veya memur huzurunda atılmış olduğundan, imzası noterlikçe onaylı senetlere göre daha kuvvetli olduğu da ifade edilmektedir.[16]

Kanun koyucu, icra tutanaklarına bazı hallerde özel nitelik yükleyebilmektedir. Borçlunun haczedilebilecek malı bulunmadığında, bu kaydı içeren haciz tutanağı kesin aciz vesikası hükmünde kabul edilmektedir (İİK m. 105/1). Borçlunun haczedilen malları alacağı ve giderleri karşılamaya yetmezse, bu kayıtlar İİK m. 102’ye göre tutanağa yazılır ve bu tutanak geçici aciz vesikası hükmündedir (İİK m. 105/2). Haciz tutanağı aciz vesikası hükmünde olduğunda ayrıca aciz vesikası düzenlenmez, haciz tutanağının kendisi aciz vesikası hükmünde olur.[17]

V. TUTANAKLARIN İSPATLAYICI ETKİSİ

İİK m. 8/3 c. 2’de tutanakların aksinin ispat edilene kadar geçerli olduğu ifadesi ve İcra ve İflas Kanunu’nda geçerli tutanak düzenlemenin işlemin geçerliliğini sağlayacağı yönünde düzenleme olmaması dikkate alındığında, bir işlemle ilgili tutanak düzenlenmediğinde ya da düzenlenen tutanak geçerli olmadığında bu işlemin geçerli olmayacağı sonucuna kural olarak varmamak gerekmektedir. Ancak, bu kabul her zaman geçerli değildir. Tutanak bir ispat vasıtası olmakla beraber, tutanak düzenlemenin işlemin kurucu unsuru olduğu haller de bulunabilmektedir.

Tutanağın ispat aracı olduğu durumlarda, tutanak icra iflas dairelerinin işlemlerinin tek ispat aracı değildir; tutanakla ispatı yapılamayan işlemlerin başka delillerle ispatı mümkün olabilmektedir.[18] Ancak bazı hallerde icra tutanağı münhasır delildir. Haciz tutanağı, haczin yapıldığını ispata yarayan tek ispat aracıdır; haciz tutanağında haczedilmiş olarak gösterilmeyen şeyler gerçekte haczedilmiş olsalar dahi haczedilmiş oldukları başka delillerle ispat edilemez.[19] İcra tutanaklarının kurucu nitelikte olmalarına örnek olarak icra kefaletlerini verebiliriz. Üçüncü kişilerin icra dairesi önünde takip borçlusunun borcuna kısmen veya tamamen kefil olması mümkündür. İcra kefaletinin geçerli olabilmesi için, TBK m. 583 ve 584’teki şartlara uygun olarak kefil olunması gerekmektedir. Kefilin beyanının icra tutanağına geçirilmesi, kefil olunan miktarın, kefalet tarihinin tutanağa kefil tarafından kendi el yazısıyla yazılması, kefilin eşinin yazılı rızasının alınması ve tutanağın altının kefil tarafından imzalanması gerekmektedir.

Sonuç olarak, icra tutanakları ispat edici nitelikte olmakla beraber istisnai olarak kurucu etki de gösterebilmektedir. Tutanakların kurucu nitelikte olduğunun kabulü, icra kefaletlerinde olduğu gibi, kanunun yazılılık şartını aradığı hallerde söz konusu olabilmektedir.

VI. TUTANAKLARIN AKSİNİ İSPAT

İİK m. 8/3 yer alan “icra ve iflas dairelerinin tutanakları, hilafı sabit oluncaya kadar muteberdir” hükmünde tutanakların aksini ispat söz konusudur.[20] İcra tutanaklarının aksini ispat, TMK m.7’nin “Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça, herhangi bir şekle bağlı değildir” [21] hükmü gereğince özel bir şekle bağlı değildir. Bu hükümle birlikte, HMK m. 201 ele alınmalıdır. HMK m. 201’de resmi senetler kapsama alınarak, senede karşı senetle ispat zorunluluğu kabul edilmiştir. TMK m. 7’de ifade edilen kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça ifadesi, HMK m. 201’i göstermekte ve her iki maddeyi ele aldığımızda sonuç şu olmaktadır: Resmî belgelerin konusu bir hukuki işlem ise bunun aksi HMK m. 202 ve 203’teki istisnalar hariç tanıkla ispat edilemez, senetle ispat edilmek zorundadır. Resmî belgelerin konusu bir maddi fiil ise, TMK m. 7’deki düzenleme anlam bulur ve bunların aksi tanıkla ispat edilebilir.

İcra tutanağı bir hukuki işlemi belgelendiriyorsa ve tutanak borçlu tarafından imzalanmışsa tutanağın aksini ispat etmek, ancak kesin delille mümkün olabilir. Borçlu ödeme emrinin tebliği üzerine icra dairesine giderek borcu ikrar etmiş, beyanı tutanağa geçirilerek altı borçlu ve icra müdürü, yardımcısı veya kâtibi tarafından imzalanmışsa borçlunun borçlu olmadığını kesin delille ispat etmesi gerekmektedir. Tutanak hakkındaki iddia maddi bir olaya dayanıyorsa aksinin ispatı tanıkla mümkün olabilir. Örnek olarak, ihale tutanağına fazla artırım bedelinin satış memuru tarafından geçirilmediği, istihkak iddiasının haciz tutanağına yazılmadığı gibi durumlar verilebilir.

Yargıtay bazı kararlarında, icra tutanaklarının aksini ispatta her delilin kullanılamayacağı yönünde karar vermektedir. İlan askı tutanağında taşınmaz açık artırma ilanının bir suretinin adliye ilan panosuna asıldığının aksinin fotoğraflarla ya da tanık beyanıyla ispat edilemeyeceğine karar verilmiştir. Bir başka kararda, borcun doğum tarihinden sonra yapılan iş yeri devrinin alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlem niteliğinde olduğunda, haciz devredilen işyerinde yapılmakta ve haciz tutanağı o işyerinde tutulmaktadır. Danışıklı işlemden dolayı da devredilen iş yerinde tutulan haciz tutanağının aksi işletmenin devredildiğinin ispatıyla ispatlanamamıştır.

Tutanakların aksini ispat faaliyetinde, irade bozukluğu hallerine de değinmemiz gerekmektedir. Özellikle, ihtiyati haciz esnasında yapılan borç ikrarının baskı altında yapılıp yapılmadığı tartışılmaktadır. Yargıtay, ihtiyati haciz esnasında yapılan borç ikrarının baskı altında yapılmış olduğuna karar vermekte, baskı altında yapıldığının ayrıca ispatını aramamaktadır. Maddi hukukta irade bozukluğunu düzeltme imkanını kanun açıkça düzenlerken ve HMK m. 203’te senetle ispat zorunluluğunun istisnaları arasında “Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddiaları” diyerek bu halde tanık dinlenebileceğini ifade ederken, usuli işlemler ve icra işlemleri için aynı yönde bir düzenlemeye yer vermemiştir

VII. SONUÇ

İcra iflas daireleri yapmış oldukları işlemlere, kendilerine gelen talep ve beyanlara yönelik İİK m. 8 kapsamında tutanak düzenlemektedir. Tutanakların, ispat edici ve aleniyeti sağlayıcı etkisi bulunmaktadır. Aleniyetten anlaşılan, ilgililerin hukuken korunmaya değer özel ve güncel menfaatlerini yaklaşık olarak ispat ettikleri takdirde tutanakları görebilmeleri ve tutanakların örneklerini alabilmeleridir. İcra tutanaklarının yapılan işlemlerin doğru olduğunu bu belgelerin aksi ispat edilene kadar ispatlamaları da onların ispat edici etkiyi haiz olmalarını ifade etmektedir.

İcra tutanağı düzenlenmesi kural olarak kurucu nitelikte değildir, ispat edici niteliğe sahiptir. Bazı hallerde bu kuralın istisnaları söz konusudur. İcra kefaletinde, kefalet işleminin tutanağa geçirilmesi bu işleme geçerlilik kazandırmaktadır.

İcra tutanakları, TMK m. 7 kapsamında resmî belge niteliğindedir. İcra tutanakları, hukuki işlem içerdiğinde resmi senet niteliği kazanabilmektedir. Tutanaklar maddi fiil içeriyorsa her türlü delille tutanakların aksini ispat mümkünken, hukuki işlem içerdiğinde tutanakların aksinin kesin delille ispat edilmesi gerekmektedir.

Av. Cahit Yavuz

 

Kaynakça:

1. Dosya içindeki evrakın sıra numarası altında işlem sırasına göre işlenmesi gereken özel yerine işlenerek dizi listesi yapılmasına uygulamada dizi pusulası denmektedir. Bkz. Nizam İpekçi, İcra ve İflas Kanunu Tatbikatı (Şerh), 7. bs., İstanbul, Arıkan, 2007, s. 13.

2. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. bs., Ankara, Adalet Yayınevi, 2013, s. 85; Kuru, a.g.m., s. 643; Oskay, Koçak, Deynekli, Doğan, a.g.e., s. 68.

3. Kuru, El Kitabı, s. 85; Kuru, a.g.m., s. 643; Oskay, Koçak, Deynekli, Doğan, a.g.e., s. 68; Kuru, Aslan, Yılmaz, a.g.e., s. 56.

4. Kuru, a.g.m., s. 645.

5. Muhammet Özekes, İcra Hukukunda Temel Haklar ve İlkeler, Ankara, Adalet Yayınevi, 2009, s. 86; Kurt Konca, a.g.e., s. 232.

6. Pekcanıtez, Atalay, Özekes, İcra, s. 85; Özekes, Haklar, s. 85; Kurt Konca, a.g.e., s. 229.

7. Pekcanıtez, Atalay, Özekes, İcra, s. 85; Özekes, Haklar, s. 86.

8. Özekes, Haklar, s. 85.

9. Kuru, a.g.m., s. 643; Kuru, Aslan, Yılmaz, a.g.e., s. 57; Kuru, El Kitabı, s. 86; Özmumcu, a.g.m., s. 502.

10. Kuru, a.g.m., s. 649.

11. Kuru, a.g.m., s. 651

12. Kuru, a.g.m., s. 652; İlhan E. Postacıoğlu, Şehadetle İspat Memnuiyeti ve Hudutları, 2. bs., İstanbul, Baha Matbaası, 1964, s. 196; Pekcanıtez, Atalay, Özekes, İcra, s. 87; Muşul, İcra İflas, s. 78; Oğuzman, Barlas, a.g.e., s. 338; Karslı, İcra İflas, s. 63; Kuru, Aslan, Yılmaz, a.g.e., s. 58; Uyar, a.g.m., s. 78; Oskay, Koçak, Deynekli, Doğan, a.g.e., s. 69; Taylan Özgür Kiraz, Medeni Yargılama Hukukunda İkrar, Ankara, Bilge Yayınevi, 2005, s. 171. Huzurda ikrarda bulunan kimse, başka bir çekince koymadıkça, iradesini kanuni delile yansıtmak amacını açıklamış olmaktadır. Bkz. Postacıoğlu, İspat, s. 196-197.

13. Belgesay, a.g.e., s. 45.

14. Kuru, El Kitabı, s. 292; Karslı, İcra İflas, s. 183.

15. Kuru, El Kitabı, s. 292.

16. Karslı, İcra İflas, s. 183.

17. Seyithan Deliduman, “Muvakkat Borç Ödemeden Aciz Vesikası”, TBBD, 1998/3, s. 1077- 1078; Muşul, İcra İflas, s. 936-937.

18. Uyar, a.g.m., s. 79.

19. Muşul, İcra İflas, s. 528; Alper Tunga Küçük, “2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu Kapsamında Hacze Takipli İştirak”, İstanbul, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2014, s. 116; Kuru, Aslan Yılmaz, a.g.e., s. 237; Kuru, El Kitabı, s. 424. 72 Hakan Pekcanıtez, Oğuz Atalay, Muhammet Özekes, Medeni Usul Hukuku, 14. bs., Ankara, Yetkin Yayınları, 2013, s. 595. Tutanaklar yargılamanın aleni olup olmadığının ispatında kesin delil niteliğindedir. Bkz. Kurt Konca, a.g.e., s. 341.

20. “İ.İ.K.nun 8/son maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerli haciz tutanağı içeriğinden, davaya konu dorsenin plakasının olmadığı, üzerinde ise kabartmalı olarak borçlunun adının yazdığı anlaşılmaktadır.” 17. HD., 28.4.2011, E. 2010/6227, K. 2011/4066 (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası).

21. Belgesay, a.g.e., s. 45; Berkin, a.g.e., s. 31; Kuru, Aslan, Yılmaz, a.g.e., s. 58; Kuru, El Kitabı, s. 86; Kuru, a.g.m., s. 652; Muşul, İcra İflas, s. 78; Jaeger, Walder, Kull, Kottmann, a.g.e., s. 31; Karslı, İcra İflas, s. 63.

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN