Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

EYT İLE HAK KAZANILAN KIDEM TAZMİNATI TAKSİTLER HALİNDE ÖDENEBİLİR Mİ?

EYT İLE HAK KAZANILAN KIDEM TAZMİNATI TAKSİTLER HALİNDE ÖDENEBİLİR Mİ?

4857 sayılı İş Kanunu 14. Maddesince [1] İşçi yaşlılık, malullük veya emeklilik sebebiyle kıdem tazminatı hakkını kazanacaktır. Uzun süredir tartışma konusu olan ve sıkça gündeme gelen EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) sorunu ise Resmî Gazete’de yayımlanan “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile çözüme kavuşmuştur. [2]

Resmî Gazete’de yayımlanan Kanun ile birlikte;

“Birinci fıkra kapsamında yaşlılık veya emekli aylığı talebinde bulunarak ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlardan, yaşlılık veya emekli aylığı talebi nedeniyle işten ayrılış bildirgesi verilenlerin işten ayrılış tarihini takip eden 30 gün içerisinde en son çalışılan özel sektör işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başlamaları halinde, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışılmaya başlandığı tarihten itibaren bu Kanunun geçici 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sosyal güvenlik destek primi işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır.”

düzenlemesi getirilmiş ve Devlet tarafından İşverenlerin EYT kapsamında emekli olacak çalışanlarını istihdam etmeye devam etmesi teşvik edilmiştir. Bu sürecin ardından İşverenlerce yoğun bir hazırlık sürecine girilmiş, emeklilik modelleri oluşturulmaya başlanmıştır. Bu noktada birçok işverenin çalışmaya devam etmesini öngördükleri çalışanlarına kıdem tazminatı ödemesini taksitli yapmayı teklif ettiği görülmeye başlanmıştır. Bu yazımızda işverence teklif edilen taksitli kıdem tazminatı ödemesinin hukuken geçerli olup olmadığı incelenecektir.   

Taraflar arasında herhangi bir anlaşma bulunmuyorsa kıdem tazminatının tek seferde ödenmesi esastır. Çalışanın rızası bulunmadığı sürece işveren tek taraflı iradesi ile taksitlendirme yapamaz. Ancak işçi ve işveren karşılıklı olarak ödemelerin taksitle yapılması hususunda anlaşmaya vardılarsa kıdem tazminatı ödemesi birden fazla taksitle yapılabilir. Burada devreye sözleşme serbestisi ilkesi devreye girmektedir. İş Hukukunda sınırlı olarak görebildiğimiz sözleşme özgürlüğü ilkesinin uygulaması bu durumda devreye girmektedir. İşçilerin mağduriyetinin yaşandığı nokta ise işverence işe devam etmeyi düşünen çalışanlara taksitli kıdem tazminatı ödemesinin zorunlu tutulmasıdır. İş Hukukunda işçi lehine yorum ilkesinin esas olduğu göz önüne alındığında bu durumun İş Hukuku temel ilkelere aykırı olduğu şeklinde değerlendirme yapılabilir. Aynı zamanda İşveren Resmî Gazete’de yayımlanan Kanun sayesinde işe devam ettirmeyi düşündüğü çalışanlarının prim ödemeleri için Hazineden destek yapılacağı da dikkate alındığında işveren lehine bir durum meydana gelmektedir. Tartışmalı bir uygulama da olsa İş Kanunu’nda, Resmî Gazete’de yayımlanan Kanunda taraflar anlaştığı sürece taksitli kıdem tazminatı ödemesini yasaklayan bir hüküm bulunmamaktadır.

Taksitler Halinde Ödenmesi Kabul Edilen Kıdem Tazminatına Faiz Talep Edilebilir Mi?

Enflasyonun yüksek olduğu bu dönemlerde birkaç ay sonra alınacak tazminat bedelinin şimdiye nazaran değerinin düşük olacağı aşikârdır. Bu durumda aylar sonra ödenecek kıdem tazminatına faiz işletilmesi talebinin geçerlilik kazanmayacağı yönünde Yargıtay Kararlarının mevcut olduğunu belirtmek isteriz.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2020/4492 K. 2021/1536 T. 19.1.2021 sayılı ilamında şu şekilde belirtilmiştir;

“Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini kabul eden işçi, bu konuda iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürüp kanıtlamadığı sürece faiz hakkından vazgeçmiş sayılır. Taksitlerin zamanında ödenmesi durumunda ayrıca faize hak kazanılamaz. Bu konuda daha sonraki taksitlerin ödemesi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmesinin sonuca bir etkisi yoktur. Ancak, taksitlerden bir ya da bazılarının gününde ödenmemesi durumunda hak kazanılan kıdem tazminatının tamamı için faize karar verilmelidir. İşçinin taksitli ödemeyi öngören ödeme planını kabulü, ancak taksitlerin gününde ödenmesi halinde işveren yararına sonuç doğurur. Taksitler gününde ödenmediğinde işçinin taksitli ödeme anlaşmasıyla bağlı olduğunda söz edilemez. İşçi, işverence anlaşmaya uyulacağı varsayımı ile taksitli ödemeyi kabul etmiş sayılmalıdır. İş hukukunda işçi yararına yorum ilkesi de bunu gerektirir. Bu itibarla, kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini öngören anlaşmanın işverence ihlali halinde işçi, kıdem tazminatının tamamı için fesih tarihinden itibaren faize hak kazanır. Daha önce yapılan ödemeler de Borçlar Kanunu’nun 84. maddesi uyarınca öncelikle faize ve masraflara sayılmalıdır.” [3]

Burada çalışanların dikkat etmesi gereken diğer hususlardan birinin işverenin işyerinde bulunan tüm çalışanlarına aynı kıdem tazminatı ödeme planının yapılıp yapılmayacağıdır. Keza İş Hukukun diğer önemli ilkelerinden biri işverenin eşit davranma yükümlülüğüdür.

İş Kanunu’nun 5. maddesinde eşit davranma ilkesi;

- İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz.

- İşveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmî süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz.

- İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz.

- Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz. İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmaz.

İşverenin eşit davranma yükümlülüğü uyarında aynı nitelikte çalışan işçilerine aynı kıdem tazminatı ödeme planının oluşturulması, çalışanlarının bu noktada iradelerini fesada uğratmamaları gerekmektedir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2022/10791 K. 2022/14467 T. 7.11.2022 kararın Karşı Oyu şu şekildedir;

“Dava dilekçesi incelendiğinde dikkat çeken ilk husus, davacı vekilinin davacı işçi tarafından gerçekleştirilen feshi haklı nedenle fesih olarak nitelendirmesine, istifa demekten imtina etmesine rağmen, fesih şekline göre dava konusu ettikleri ek ödemeyi doğrudan doğruya hak ettikleri gibi bir iddia ve istemde bulunmak yerine, talebini benzer durumdaki işçilere yapıldığını iddia ettiği ödemeler nedeniyle işverenin eşit davranma borcuna ve davacı işçiye kendisiyle ikale yapılacağına dair ümit verildiği iddiasıyla da bir yönüyle iradesinin yönlendirildiğini ima etmek gibi argümanlara dayandırmaya çalıştığıdır. Bu yönüyle dava dilekçesi incelendiğinde, işverenin eşit davranma borcuna uymadığı ve işçinin iradesini yönlendirdiği iddiaları olmasa, ... sözleşmesini yaş hariç emeklilik koşullarını taşıdığı için ilgili Kanun'un kıdem tazminatını hak etme bakımından sağladığı imkânı kullanarak fesheden davacı işçiye dava konusu edilen ek ödemenin ödenmemesinin sözleşme hükümlerine uygun olduğunun davacı vekilinin de kabulünde olduğunu söylemek dahi imkân dahilindedir. Nitekim dava dilekçesi dışında, davacı vekili tarafından yargılama boyunca verilen beyan dilekçelerinde de esas itibarıyla davalı işverenin eşit işlem borcuna uymadığı ve davacı işçinin iradesini yönlendirdiği iddiaları üzerinde durulmaya devam edildiği görülmektedir.” [4]

Eşit davranma ilkesinin ihlalini öne süren işçi, bunu kanıtladığı takdirde İş ilişkisinde veya sona ermesinde kanun hükümlerine aykırı davranıldığından, dört aya kadar ücreti tutarındaki uygun bir tazminattan başka, yoksun bırakıldığı haklarını da talep edebilir.

SONUÇ

Taraflar arasında herhangi bir anlaşma bulunmuyorsa kıdem tazminatının tek seferde ödenmesi esastır. Çalışanın rızası bulunmadığı sürece işveren tek taraflı iradesi ile taksitlendirme yapamaz. Ancak işçi ve işveren karşılıklı olarak ödemelerin taksitle yapılması hususunda anlaşmaya vardılarsa kıdem tazminatı ödemesi birden fazla taksitle yapılabilecektir.

Av. Esra Ayaz

 

Kaynakça:

1. 4857 sayılı İş Kanunu

2. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

3. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2020/4492 K. 2021/1536 T. 19.1.2021 ilamı

4. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2022/10791 K. 2022/14467 T. 7.11.2022 ilamı

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN