Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

EDİLNİLMİŞ MAL VE KİŞİSEL MAL AYRIMINDA UYGULANAN İLKELER

EDİLNİLMİŞ MAL VE KİŞİSEL MAL AYRIMINDA UYGULANAN İLKELER

1-EDİNİLMİŞ MALLAR

1.1-Genel Olarak

TMK’da edinilmiş mallara katılma rejimi çerçevesinde eşlerin katılma alacaklarının oluşumunda emek karşılığı kazançlarının da yer aldığı kabul edilmektedir. Buna göre eşlerin emek vererek elde ettikleri şeyleri paylaşmaları gerekmektedir.  Emek kazancının paylaşıma dahil edilmesinin gerekçesi eşlerin malvarlığı artışına birlikte katılmaları içindir. Emek çalışarak elde edilen gelirdir. Çalışmayıp evde ev işi yapan ev hanımların bu çalışması da mal rejimi kapsamında değerlendirilmektedir. Bu husus TMK m. 219 maddesinde doğrudan, TMK m. 220’de ise dolaylı olarak ifade edilmiştir.

Eşin hukuksal işlem dışı yolla borçlanılan edimin yani kazanımını sağlamak amacıyla kişisel olarak ifada bulunması da mal rejimi kapsamına dahildir.

TMK’nın emek verilmek suretiyle kazanımların paylaşıma tabi tutulmasıyla bağdaşmayan TMK m 219/b.4’te yer alan hükme göre, kişisel malların gelirleri de mal sayılmakta ve eşlerin paylaşımına tabi tutulmaktadır. Ancak doktrinde kişisel malların gelirinin de kişisel olması gerektiği savunulmaktadır. Ancak bu her zaman doğru değildir. Örneği kişisel mallın gelir getirmesi diğer eşin emek vermesiyle de olabilir.

Edinilmiş mal rejimi sadece emek vererek elde edilmeye bağlı değildir. Bu kazanımın aynı zamanda zaman bakımından da belli koşulları taşıması aranmaktadır. Edinilmiş faaliyetin ancak evlilik birliği süresince yapılmış olması gerekmektedir. Bu husus TMK m. 219’da, “…mal rejiminin devamı süresince edinme şartı..” denerek belirtilmiştir. Aynı sınırlama TMK m. 220/b.2’da, ”…Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan …malvarlığı değerleri” denilerek belirtilmiştir.

Nelerin edinilmiş mal sayılacağını yukarıda açıkladığımız iki temel şarta göre belirleneceğini açıkladık. TMK m 219 ve 220’den çıkarılan bu iki ölçek esas alınarak malın niteliği tespit edile bilinecektir. Ancak TMK m. 219’de örnek türünden bazı değerlerden söz edilmiştir ve özelikle bu sayılanların edinilmiş mal sayılacağı belirtilmiştir. Bu hüküm sınırlayıcı olmayıp sayma türünden olarak anlaşılmalıdır. Çünkü maddede, “…özellikle şunlardır..” ibaresi kullanılmıştır. Hatta bu hükümde sayılanların mutlak kesin olarak edinilmiş mal olarak sayılması da mümkün değildir. Bu hüküm emredici değildir. Taraflar sözleşmeyle edinilmiş mallardan bir kısmını kişisel mal haline getirebilir.

1.2-Edinilmiş Malların Kapsamı

TMK m. 219’da emek karşılığı edinmenin var olacağı belirtilmiştir. TMK m. 219’da sayma usulünün benimsenmesi, bunların dışında da edinilmiş mal niteliğini taşıyan malların var olduğu gösterilmek istenmiştir.

TMK 219’da örnek türünden olmak üzere edinilmiş mal sayılan kazanımlar şunlardır;

-Bir eşin çalışmasının karşılığı olan edimler,

-Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumu ve kuruluşların veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,

-Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,

-Kişisel Malların gelirleri,

-Edinilmiş malların yerine geçen değerler

Şeklinde sıralanmıştır. Yukarıda da belirtmiş olduğumuz üzere, bu sayılanlar sınırlı sayıda değildir. Ancak bu sayılanların anlaşılması için bunları kısaca açıklamak faydalı olacaktır.

1.2.1-Çalışma Karşılığı Edinilen Mallar

Eşlerin her birinin mesleki faaliyeti sonucu elde ettiği gelir bu kapsama girmektedir. Yapılan    çalışma,  bir  işverene  tabi  bir  çalışma  olabileceği gibi, bağımsız olarak sürdürülen bir çalışma karşılığı  elde  edilen  bir  gelir  olabilir.  Buna göre,  bir hizmet, vekâlet veya  istisna  sözleşmesine  dayalı  iş  görme;  bir  kamu  görevlisi olarak çalışma nedeniyle elde edilen gelir gibi; bir serbest meslek  faaliyeti,  ticarî  veya  ziraî  faaliyet  nedeniyle  elde  edilen  kazanç  da edinilmiş mal sayılır (TMK.m.219/f.2/b.1). 

Buna göre eşlerin her türlü çalışmasının (bedensel veya fikirsel faaliyetinin) doğrudan veya dolaylı karşılığı olan her türlü gelir, edinilmiş mal sayılır. Bu bağ-lamda eşlerin, fikir ve sanatsal faaliyet sonucunda yarattıkları fikir ve sanat eseri üzerindeki  (lisans,  marka,  patent,  tasarım gibi)  mali hakları  nedeniyle elde ettikleri gelir de edinilmiş maldır.

Sadece bir mesleki faaliyetin icrası  sonucunda  elde  edilen  gelir  değil, arızi (geçici) olarak yapılan bir iş karşılığında elde edilen gelir de kanımızca edinilmiş  mal  sayılmalıdır. Örneği mesleği doktor olan bir kişinin buna ek olarak resmi yapması ve bu resimlerin satışından elde ettiği para da bu kapsama girmektedir.

1.2.2- Sosyal Güvenlik Veya Sosyal Yardım Kurumu Ve Kuruluşların Veya Personele Yardım Amacı İle Kurulan Sandık Ve Benzerlerinin Yaptığı Ödemeler

Kamu kurum ya da kuruluşu niteliğinde  olan sosyal  güvenlik  kurumlarının  ya  da  personele  yardım  sandıklarının  yaptıkları  ödemeler,  TMK  m.219/f.2/b.1  hükmüne  göre  edinilmiş  mal  sayılmıştır. 

Ancak bu hüküm, TMK m. MK.m.228/f.2 hükmüyle birlikte ele alınmalı ve bu  son  hükümde  kişisel  mal  sayılan  ödemeler,  farklı  değerlendirmeye  tabi tutulmalıdır.  Sosyal güvenlik kurumları Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu  ve  Bağ  Kur’dur.  Bu üç  kurum, yapılan değişiklikle “Sosyal  Güvenlik  Kurumu”  adıyla  aynı  çatı  altında birleştirilmiştir. Bunun dışında, bazı işyerleri tarafından personeline, ek sosyal güvence sağlamak veya  yardım  amacıyla  kurulmuş  bulunan  “Personele Yardım Sandıkları” bulunmaktadır. Bu  kurum  ya  da sandıkların yaptığı ödemeler genellikle; yaşlılık, kaza, hastalık veya ölüm ya da bunlara benzer sebeplerle, çalışma gücünün tamamen  kaybedilmesi veya azalması  nedeniyle  yapılır  ve  buna  bağlı  olarak  gelir  elde  edememe  riskini karşılamaya  yöneliktir. Bu tür ödemlere hak kazanmak  veya  sağlık  hizmetlerinin karşılanması da söz konudur.

Bu  açıklamalar  çerçevesinde;  emekli  ikramiyesi,  emekli  maaşı,  malul aylığı, yaşlılık aylığı, dul ve yetim aylığı, işsizlik parası gibi ödemeler, sözü geçen  hükmün  kapsamına  giren  ödemelerdir.  Öğretide  “yeşil kart uygulaması” gibi sosyal amaçlı kamusal fonlardan yapılan ödemeler ve sağlık yardımlarının da bu hükmün kapsamına gireceği; fakat eşlere “darülaceze veya kadın sığınma evleri” gibi yardım kuruluşları tarafından, bir karşılık ödemeksizin,  sosyal  yardıma  yönelik  olarak  yapılan,  barınma  ve  beslenme  edimlerinin  değer  olarak  edinilmiş  mallar  içinde  yer  almayacağı savunulmuştur.

1.2.3- Çalışma Gücünün Kaybı Nedeniyle Ödenen Tazminatlar

TMK m. 219/f.2/b.3 hükmüne göre, çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen  tazminat  da  edinilmiş  mal  grubunda  yer  almıştır.  Buraya öncelikle,  bir haksız fiil  sonucunda  iş  gücünün  kaybı  nedeniyle  TBK m.46’ya göre ödenen tazminat girer. Bu hükmün kapsamına, çalışma gücünün  kaybından  veya  azalmasından  doğan  zarar  gibi,  yapılan  tedavi  ve bakım  masrafları  ile  ekonomik  geleceğin  sarsılmasından  doğan  zarar  için ödenen tazminatın gireceği kabul edilmektedir.

1.2.4-Kişisel Malların Gelirleri

TMK m. 119/f.2,b.4 hükmüne göre kişisel malların gelirleri de  edinilmiş  mal  olarak  kabul  edilmiştir.  Bu hükme  göre  kişisel  malların doğal  ya  da  medeni  semere  niteliğindeki her  türlü  geliri  edinilmiş  maldır.

1.2.5- Edinilmiş Malların Yerine Geçen Değerler

Edinilmiş mallara katılma rejiminde, edinilmiş mallar ve kişisel mallar ayırımında  önemli  bir  ilke,  (yukarıda  da  değişik  vesilelerle  değindiğimiz) “ikame ilkesi”dir. Bu ilkeye göre, eşlerden birinin malvarlığından çıkan bir malvarlığı değerinin yerine, bir başka malvarlığı değeri yer almışsa; çıkan mal hangi mal grubunda yer alıyorsa, yerine geçen değer (ikame değer, Surrogat) de  aynı  mal  grubunda  yer  alır.  Bu ilke  edinilmiş  mallara  yönünden TMK. m. 219/f.2/b.5 hükmünde; kişisel mallar yönünden ise MK.m.220/b.4 hükmünde düzenlenmiştir.  Malvarlığı  değerinin,  sadece  malik  olan  eşin  tasarrufuyla elden  çıktığı  durumlarda  değil;  eşin  iradesi  dışında  malvarlığından  çıktığı durumlarda da ikame ilkesi geçerlidir.

1.2.6-Diğerleri

TMK m. 219’da edinilmiş mallara örnek teşkil edecek edinimlerin belirlenmiştir. Bu sebeple de edinilmiş mallara kanunda sayılan bu başlıklarla sınırlı değildir. Emek karşılığı ve mal rejimi süresinde edinilmiş olmak şartıyla bir arada bulunduğu başkaca kazanımların da edinilmiş mal sayılması mümkündür.

2-KİŞİSEL MALLAR

Edinilmiş malların TMK m. 219’da belirlenmesinden sonra geriye kalan malların kişisel mal olarak kabule edilmesi gerekmektedir. Kişisel mallar TMK 220’de 4 bent halinde sayılanlarla sınırlıdır. Ancak ikinci bent bu sınırlı oluşu önemli ölçüde zayıflatmaktadır. Bu hüküm, “herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri” şeklinde tüm karşılıksız kazanma türlerinin kişisel mal haline geleceği yönünde önü açık bir düzenleme getirmiştir. 

Kişisel mallar mal rejiminin tasfiyesinde dışta tutulur. Hangi eşe ait ise tamamen ona ait olur. Katılma alacağı kişisel mallar üzerinde oluşmamaktadır.

Kişisel malların nelerden oluştuğunu kısaca belirtecek olursak;

2.1- Kişisel Kullanım Eşyası

TMK  m. 220/b.1  hükmüne  göre,  sadece  eşlerden  birinin kişisel kullanımına yarayan eşya, o eşin kişisel malı sayılmıştır. Kişisel kullanıma yarayan eşya, eşin kişisel ihtiyaçları için yararlandığı eşyadır. Genellikle sadece taşınır eşya,  bu hükme göre kişisel mal sayılır. Kişisel kullanım eşyaları ancak menkullerden oluşmaktadır. Örneğin, kadının süslenmek amacıyla kullandığı takıları, elbiseleri, özel zevk veya hobi için kullandığı eşyaları böyledir. Ancak nakit para ve yatırım amacıyla alınan eşyalar bu kapsama girmez.

2.2-Katılma Rejiminden Önce Elde Edilmiş Mallar

Edinilmiş mallara katılma rejiminin ikici unsuru kazanımın süre ile sınırlandırılmasıdır. Yukarıda da belirtmiş olduğumuz üzere kazanma veya edinmenin evlilik birliği içerisinde gerçekleşmesi gerekmektedir. TMK m. 220/b.2 hükmü, “mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan…malvarlığı değerleri”ni kişisel mal  olarak saymıştır.

2.3-Karşılıksız Kazanma Yoluyla Elden Edilmiş Mallar

Edinilmiş mallara katılma rejiminde karşılığı verilmeksizin edinilmiş mallar paylaşıma tabi olmaz. Kim kazanmış ise onun kişisel malı sayılır. Mal rejimi süresince elde edilmiş olunsa da, sonuç bu şekildedir. Bu tür kazanımlar eşin dolaylı olarak emek yoluyla katkısı yoktur. Karşılık verilmeksizin elde edilen malların başında miras gelmektedir.

2.4-Manevi Tazminat Alacakları

Manevi tazminat, mutlak hak olup bundan dolayı herkese karşı ileri sürülebilen kişilik hakkı olarak değerlendirilir. Bir kimsenin fiziksel veya psikolojik acı ve elem duyması manevi zarar olarak kabul edilir. Manevi zarar, ilgili şahsın fiziksel veya psikolojik acı duyması şeklinde oluştuğundan manevi tazminat davası açma hakkı şahsa bağlı hak olarak kabul edilmiştir. Bu sebeple de manevi tazminat davacı sonucunda elde edilen tazminat kişisel olarak kabul edilmektedir.

2.5-Kişisel Malın Yerine Geçen Değer

Kişisel malın herhangi bir şekilde el değiştirmesi veya şekil değiştirmesi durumunda kaim değer ortaya çıkmaktadır. Genellikle mevcut malın yerine başka bir malın geçmesi söz konusu olduğunda asıl malın mülkiyet rejimi ve niteliği yeni malı da kapsayacak aynı şekilde devam edecektir. Burada söz konusu olan kişisel malın geliri değildir. Yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere kişisel malın geliri kaim değer olarak kabul edilmez, TMK m. 219/b.4’e göre edinilmiş mal sayılmaktadır. 

2.6-Sosyal Güvenlik ve Yardım Kurumları ya da Çalışma Gücü Kaybı Nedeniyle Toptan Ödenen Tazminatların Bir Kısmı

TMK m. 219/b.2 ve 3’te anılan ödemeler edinilmiş mal sayılmaktadır. Ancak bu kural mutlak bir kural değildir. TMK m. 228/2 hükmü bu şekildeki ödemelerin bir kısmını kişisel mal saymıştır. Anılan bu hüküm hak sahibinin sosyal güvenliği ve ömrünün kalan kısmı ekonomik açıdan güvence altına almayı amaçlamaktadır.

Bu durumu örnekle açıklayacak olursak, 45 yaşında A ile 35 yaşında B 2000 tarihinde evlenmişlerdir. Eşler evlenirken edinilmiş mallara katılma rejimi sözleşmesi imzalamışlardır. 2002 tarihinde haksız fiile uğrayarak %100 çalışma gücünü kaybetmiş ve bunun karşılığında 25.000-TL tazminat almıştır. Eşler 2003 tarihinde boşanma davası açmışlar ve dava sonuçlanmıştır. 25.000,00-TL’nin tamamı edinilmiş mal sayılmayacaktır.  Bu durumda A boşanma davasını açtığı tarihte 48 yaşındadır ve PMF tablosuna göre 22 yıllık yaşama sürecine sahiptir. Dolayısıyla boşanma davası sonrasına tekabül edecek kısım 22 yıla tekabül eden 25.000,00-TL kişisel mal sayılmakta, 3.000,00-TL ise edilmiş edinilmiş mal sayılmaktadır.

2.7-Sözleşmeyle Bazı Malların Kişisel Mal Sayılması

Edinilmiş mal rejimini benimsemek veya benimsememek tamamen eşlerin birlikte karar verecekleri irade özgürlükleri içerinde bir konuyu oluşturur. Ancak eşler kanunun belirlediği bir rejimi benimsemişlerse anılan rejimin prensiplerini ortadan kaldıran sözleşme yapamazlar. TMK m. 219, 220 hükümlerinde belirlenen mal gruplarının nitelendirilmesi farklı şekilde yapılamaz. Mal rejimi sözleşmesiyle yapılacak bu düzenleme, eslerden birisi veya her ikisi yönünden yapılabilir. Sözleşmeyle kişisel mal olarak kabul edilebilecek mallar 221. maddede düzenlenmiştir. Bu hükme göre, aşağıdaki malvarlığı değerlerinin, mal rejimi sözleşmesiyle, kişisel mal sayılması mümkündür.

3-EDİNİLMİŞ MAL-KİSİSEL MAL AYIRIMINDA ESAS ALINAN İLKELER

TMK  m. 219/f.1 hükmüne göre; her bir esin, mal rejimi süresince, karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri, onun edinilmiş mallarını oluşturur. Hükümde bahsedilen “karşılık” teriminin neyi ifade ettiği açık olmamakla birlikte; öğretide, “karşılık” teriminin, borçlar hukukundaki “karsı edim” kavramıyla açıklanabileceği belirtilmiştir. Buna göre, elde edilen bir malvarlığı değerine karşılık; verme, yapma ya da yapmama seklinde bir karsı edimde bulunuluyorsa; iktisap edilen malvarlığı değeri edinilmiş maldır.

Bu konuda, özellikle göz önünde bulundurulması gereken bir husus; (mal rejimi süresince) bir karşılık verilerek (ivazlı olarak) iktisap edilen malın karşılığını oluşturan değerin (ivazın), hangi mal grubundan karşılandığıdır. Şayet ivaz, malı iktisap eden esin edinilmiş mal grubundan karşılanmışsa iktisap edilen mal da, o esin edinilmiş mal grubuna girecek (MK.m.219/f.2/b.5); tersine ivaz, kişisel mal grubundan karşılanmışsa, iktisap edilen malda, o esin kişisel mal grubunda yer alacaktır (MK.m.220/b.4).

Görüldüğü üzere, eğer ivaz kişisel mallardan karşılanmışsa; ivazlı olarak (karşılığı verilerek) elde edilen mal, (edinilmiş mal değil) kişisel mal sayılmaktadır.

Bu kurala, edinilmiş mallara katılma rejiminde “ikame kuralı” veya “ikame ilkesi” denmektedir. Öğretide, tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmeyle edinilen malvarlığı değerlerinin, edinilmiş mal grubuna gireceği ifade edilmiştir. Elde edilen malvarlığı değerinin karşılığını oluşturan “karsı edim”, esin malvarlığında yer alan bir hakkın devri, sınırlanması, değiştirilmesi, sona erdirilmesi seklinde olabileceği gibi; esin bedensel veya düşünsel bir faaliyeti seklinde de olabilir.

 

Av. Gülden Mehmed Altın 

 

Kaynakça:

1. AKINTÜRK, T., Türk Medeni Hukuku, Yeni Medeni Kanunu Uyarlanmış Aile Hukuku, İstanbul, 2002.

2. ACAR, Faruk, MAL Rejimleri ve Eşin Yasal Miras Payı, Ankara, 2010.

3. ACABEY, Mehmet Beşir, Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Mal Grupları-İspat Kuralları ve Eşlerin Paylı Mülkiyeti Altındaki Mallara İlişkin Düzenlemeler, İstanbul, 2001.

4. DURAL,  Mustafa/ÖĞÜZ,  Tufan/GÜMÜŞ,   Alper,  Türk Özel Hukuku,  C.III,  Aile Hukuku, İstanbul, 2005.

5. KILIÇOĞLU, A., Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, Ankara, 2002.

6. SARI, S.,  Evlilik Birliği Yasal Mal Rejimi Olarak Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, İstanbul, 2007.

7. GÜMÜŞ Alper, Evliliğin Genel Hükümleri ve Mal Rejimleri, İstanbul, 2008.

8. ŞEKER, E., Açıklamalı-İçtihatlı Türk Medeni Kanunu, Ankara, 1989.

9. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 07.02.2006 tarihli ve 2005/16726 E:, 2006/1095 K. Sayılı kararı.

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN