Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

ÇOCUĞUN MİRASÇILIKTAN ÇIKARILMASI VE BUNUN İÇİN ARANAN DURUMLAR NELERDİR?

ÇOCUĞUN MİRASÇILIKTAN ÇIKARILMASI VE BUNUN İÇİN ARANAN DURUMLAR NELERDİR?

Miras birinin ölümünden sonra kişiden geriye kalan aktif ve pasiflerin hayatta olan ve mirasa hak kazanmış kişilere bırakılması olarak tanımlanabilir. Vasiyet düzenlenerek de miras bırakılabilmekte olup, mirasçıların miras üzerinde hak kazanabilmesi için vasiyet düzenlenmiş olması aranmaz. Buna ek olarak vasiyetname kapsamında olmasa bile mirasta Türk Medeni Kanunu uyarınca düzenlenmiş yasal hak sahibi olan bazı mirasçılar yer almaktadır. Bu mirasçılar saklı paylı mirasçı olarak adlandırılıp, kanunda düzenlenen durumlar bulunmadığı sürece vasiyet düzenlenmiş olsa dahi miras üzerinde belirli payları vardır.

İki tip mirasçı vardır; yasal ve atanmış. Yasal mirasçılar miras bırakanın kanun kapsamında da mirasçısı olarak sayılır. Bunlar altsoy (çocuk, torun vb.), üstsoy (anne, baba, anneanne, dede vb.) veya eşler olarak düzenlenmiştir.  Atanmış mirasçılar ise, vasiyetname aracılığı ile seçilmiş kişiler olmaktadır. Dolayısıyla vasiyetname ile nasıl bir saklı pay mirasçısını şartların mevcut olması halinde mirastan çıkarabiliyorlarsa aynı şekilde vasiyetname ile mirasçılar belirlenebiliyor. Buna ek olarak Türk Medeni Kanunu'n ’da mirasın sadece vasiyet düzenlenerek orada seçilmiş kişilere bırakılmasından öte saklı paylı mirasçılara kanunen hak düşmesi söz konusudur.

Aynı zamanda Mirasçılıktan çıkarma yani mirastan ıskat medeni kanun uyarınca, Cezai (MK 510-512) ve Koruyucu (MK 513) diye iki şekilde düzenlenmiştir.

SAKLI PAYLI MİRASÇILAR KİMDİR?

Saklı paylı mirasçılar ise, bir mirasın belirli bir miktarını mirasçıların geri kalanına göre kanunen belirlenmiş bir pay oranında alma hakkına sahip olan mirasçılardır. Bu oran, kanunen belirlenir ve genellikle çocuk, eş, anne ve baba olarak ayrılmaktadır ve bunlarla sınırlıdır. Saklı paylı mirasçılar, miras paylaşımı sırasında öncelikli olarak bu haklarına sahip olurlar ve bunlardan geriye kalan miras, diğer mirasçılar arasında paylaştırılır.

Fakat kanunda sıralanan bazı hallerin gerçekleşmesi halinde miras bırakanın bu saklı paylı mirasçıları mirasçılıktan çıkarabilmesi söz konusudur. Ancak saklı paylı mirasçıların mirasçılıktan çıkarılması bu durumlarla sınırlı olup, miras bırakanın ölümünden önce ölüme bağlı tasarruf ile miras bırakan tarafından mirasçılıktan çıkarılmış olmaları gerekir.

Saklı pay sahibi olmayan mirasçının mirastan çıkarılması için bir gerekçe aranmaz çünkü saklı paylık bölüm dışındaki kısımda belirli bir tasarruf özgürlüğü vardır ve miras bırakan bu bölüm üzerinde istediği gibi hareket edebilir. Ancak saklı paylı mirasçılar mirasçılıktan çıkarılabilir. TMK'nin 510/1. maddesi saklı paylar için ayrıntılı bir düzenleme yapmaktadır.

SAKLI PAYLI MİRASÇILARIN SINIFLANDIRILMASI

Türk Medeni Kanunu'na göre, saklı paylı mirasçılar 3 grupta sınıflandırılır:

Çocuklar: Ölen kişinin çocukları, saklı paylı mirasçılar arasında en öncelikli konuma sahiptirler. Eğer ölen kişinin çocukları varsa, onların payı kesinlikle korunur ve mirasın ½’si onlara dağıtılır.

Eş: Altsoy veya anne ve baba ile birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hâllerde yasal miras payının dörtte üçü oranında payı vardır.

Anne ve baba: Ölen kişinin çocuğu olmasa bile, anne ve babası saklı paylı mirasçılar arasında yer alır. Anne ve babanın her biri, mirasın 4'te 1'inde hak sahibidir.

Saklı paylı mirasçıların payı, miras bırakanın diğer mirasçılarına dağıtılmadan önce kesinlikle korunur. Bu nedenle, miras bırakanın vasiyetinde de saklı paylı mirasçıların haklarına zarar vermeyecek şekilde düzenlemeler yapılması gerekir.

MİRASÇILIKTAN ÇIKARMANIN ŞARTLARI

1- Şekil Şartı

2- Türk Medeni Kanun’unun 510. Maddesinde sayılan sebeplerden birinin varlığı

3- Mirastan çıkarma sebebinin ölüme bağlı tasarruf düzenlenerek eklenmesi

1. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMAK İÇİN ŞEKİL ŞARTLARI NELERDİR?

Mirasçılıktan çıkarma yukarıda bahsettiğimiz gibi “tek taraflı ölüme bağlı tasarruf” ile yapılır bu tek taraflı ölüme bağlı tasarruf ise vasiyetname düzenlenerek yapılabilmektedir. Mirasçılıktan çıkarmak aynı zamanda “ıskat” olarak da adlandırılmaktadır.

Vasiyetname üç şekilde düzenlenebilir. Bunlar; resmi, el yazılı, sözlü şekillerdir. Resmi vasiyetname iki tanığın katılımıyla noterde memur tarafından düzenlenmektedir. (TMK 532) El yazılı vasiyetname ise, yazılmış olduğu tarihin eklenerek miras bırakanın el yazısında olmalıdır ayrıca buna ek olarak onun imzası gerekir. (TMK 538) Sözlü Vasiyetname resmi veya el yazılı vasiyetnamenin yapılamadığı durumlarda tercih edilmelidir. Bu durumlar yakın bir ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık veya savaş gibi olağanüstü durumlarda yapılmalıdır (TMK 539) Vasiyetnamenin düzenlenmesiyle geçerli hale gelen bu çıkarılma aynı şekilde miras bırakanın kararından geri dönmesi ile de mirastan çıkarma işlemi sona erecektir.

ÇOCUĞUN MİRASÇILIKTAN ÇIKARILMASI

Çocuk miras bırakanın altsoyudur ve kanunda düzenlenen saklı payı ½ oranındadır. Bu halde saklı paylı mirasçı olan miras bırakanın çocuğu sadece Türk Medeni Kanunu’nun 510. Maddesinde düzenlenen durumlardan birinin olması halinde mirasçılıktan çıkarılması söz konusudur.

Miras bırakanın tek taraflı ölüme bağlı tasarrufunda bu mirasçılıktan çıkarma sebebini belirtmiş olması gerekir, aksi halde geçersiz sayılacaktır. Saklı paylı mirasçıları mirastan çıkarma (Iskat) sebepleri kanunda düzenlenen sebepler ile sınırlıdır.  Bu haller iki şekilde düzenlenmiştir;

“1. Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemiş olması,

2. Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse.”

 Bu hallerden birinin var olması ve miras bırakanın ölüme bağlı tek taraflı olarak tasarrufunda bunu düzenleyerek yer vermesi halinde mirasçılıktan çıkarılmış olan çocuk mirastan pay alamayacağı gibi tenkis davası da açmaya hak kazanamaz. Aynı zamanda mirasçılıktan çıkarılan çocuk eğer miras bırakan başka şekilde bir tasarrufta bulunmamış ise mirasçının altsoyu olması halinde payı onlara devreder, mirasçının altsoyu olmaması halinde ise çocuğun miras bırakandan önce ölmüş olduğu varsayılarak yasal mirasçılara bırakılır. Mirasçılıktan çıkarılan çocuğun altsoyu da eğer ölüme bağlı tek taraflı tasarruf ile mirasçılıktan çıkarılmamış ise miras bırakandan saklı payını talep etme hakkı mevcuttur.

- MİRASÇI, MİRAS BIRAKANA VEYA MİRAS BIRAKANIN YAKINLARINDAN BİRİNE KARŞI AĞIR BİR SUÇ İŞLEMİŞ OLMASI

Bahsi geçen ağır suçun tamamlanmış olması aranmamakla beraber mirastan çıkarılacak olan mirasçının bu suça istinaden mahkûmiyet kararı da aranmamaktadır. Ağır suç olarak kanunda anlatılmak Prof. Dr. Mustafa Dural tarafından şu şekilde yorumlanmıştır;

Başka bir deyişle, kanun koyucu, burada filin niteliğine değil de sonucuna önem verdiği için, hâkim, suçun ağır olup olmadığına, aile bağını koparacak nitelikte olup olmadığına ve fiilen de koparmış olup olmadığına göre karar verecektir.  

 

Koparacak nitelikte olmasından kasıt suçun objektif olarak aile bağını koparacak nitelikte olmasıdır. Filen koparmış olması da sübjektif unsur olup, somut olayda aile bağını koparmış olmasıdır. Kanunun ağır terimi ile kastettiği iste budur. Su halde bir fil aile bağını koparacak nitelikte Olmakla beraber, somut olayda koparmamışsa, sübjektif şart gerçekleşmediği için, mirasçılıktan çıkarma sebebi olamaz. Bunun takdiri hâkime aittir ve hâkîm, daha çok sübjektif durum yönünden değerlendirme yapmalıdır” [1]

Aynı zamanda bu fıkrada yakınları olarak belirtilen ifade ise miras bırakanın aile/kan bağıyla sınırlı olmamakla beraber sevgi saygı kapsamında kurulan bağları da kapsamaktadır.

MİRASÇININ MURİSE VE AİLESİNE KARŞI KANUNEN MÜKELLEF OLDUĞU AİLE HUKUKU VAZİFELERİNİ BÜYÜK BİR KUSURLU DAVRANIŞLA YERİNE GETİRMEMESİ 

Bu haller Türk Medeni Kanunu’nda bazı maddelerde belirlenebilmektedir. (TMK; 364, 322, 185/2,185/3) Aile kavramının genişliği konusunda öğretide oldukça tartışma yaratmış bu ifade Prof. Dr. Mustafa Dural tarafından şu şekilde yorumlanmıştır,

“Aile kavramını, eş, kan hısımları ve evlatlık ile sınırlamak, fakat özelliği gereği nişanlıyı da dahil etmek buna karşılık kayın hısımlarını MK 510b. 1’in kapsamına girecek kişiler arasında saymamak daha doğru olur. [2]

Bahsi geçen kusurlu davranış kanun kapsamında belirli şartlar ile tanımlanmamakta olup Türk Medeni Kanunu’nda geçen aile vazifelerinin tanımlarına bakılarak yorumlanabilmektedir. Dolayısıyla en temelinde sevgi, saygı, bağlılık, küçüklere ve büyüklere karşı belirlenen aile bütünlüğü himayesinde olan davranışlar bunlara örnek olabilir.

İSPAT YÜKÜ

Mirastan çıkarılacak çocuğun vasiyetnamede yukarıdaki sebeplerden birinin belirtilmesiyle kalmayıp bunun sebebi olan içeriği olan belirli bir eylem, davranış veya işlemden bahsedilmelidir. Yalnızca mirastan çocuğun çıkarılacağını yazarak bir vasiyetname düzenlenmesi halinde bu geçersiz sayılacaktır. Çıkarılma gerekçesinin deliller ile sabitlenerek tasarrufta düzenlenmesi gerekir. (TMK 512/2 ve 512/3) Mirasçılıktan çıkarılan miras bırakanın çocuğunun vasiyete itiraz etmesi halinde vasiyet içerisinde delillerle ispat edilmiş olan mirastan çıkarma sebebi geçerli olacaktır. Bahsi geçen itiraz halinde ispat yükü mirastan çıkarılmadan yararı olan ve/veya vasiyet alacaklısınındır.

İtiraz halinde geçerli sebebin varlığı çeşitli deliller ile ispat edilememişse çocuğun saklı payı devam etmektedir. Fakat geçerli sebebin ispat edilmesi halinde mirasçı çocuğun saklı payı geçersiz kılınacaktır ve çocuğun mirasçılıktan çıkarılması hakkında miras bırakanın tasarrufu geçersiz olacaktır. İlgili yargıtay kararı [3] gereğince ölüme bağlı tasarrufta çıkarmanın haksız bir sebebe dayalı yapılması hakkında bir tartışmaya ışık tutmuştur. Burada bir mahkeme ölüme bağlı tasarrufun tamamıyla reddi gerektiğine karar vermişken Bölge Adliye Mahkemesi davanın tümden reddedilmesini doğru görmemiş ve bu doğrultuda bir karar vermiştir.

ÇOCUĞUN MİRAS HAKKINDAN KENDİ RIZASIYLA VAZGEÇMESİ

İlgili kanunda, çocuğun miras hakkından feragat etmesi veya mirasın hükmen reddedilmesi gibi durumlarda çocuğun miras bırakanın mirasından kendi rızasıyla vazgeçmesi söz konusudur.

Ancak, çocuğun miras hakkından feragat etmesi veya reddetmesi için belirli yaş sınırlamaları ve kanunda düzenlenen koşullar bulunmaktadır. Bu işlemler ergin bireyin kendi iradesine dayanır ve mahkeme onayı aranmaktadır. Ancak çocuklar için bu işlemler yetişkin bir vasinin gözetiminde gerçekleşmelidir ve mahkeme tarafından temkinle incelenerek onay verilir.

1. Feragat:

Mirasçı çocuk, miras hakkından feragat etmek isteyebilir. Ancak çocuğun ergin olması, akli melekelerinin yerinde olması ve bu kararı serbest iradesiyle alabilmesi gerekmektedir. Çocuk, noter huzurunda düzenlenen bir feragatname ile miras hakkından vazgeçebilir.

2. Reddi Miras:

Çocuk, mirası hükmen reddedebilir. Bu durumda, çocuğun vasiyetnameler veya miras yoluyla kendisine düşecek her payı bu paylara saklı payları da dahil olmak üzere hiçbirini kabul etmeyeceği mahkeme tarafından tespit edilir. Reddi miras işleminin gerçekleşmesi için, mahkemenin kararı ile onayı aranır.

 

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ NEZDİNDE ÇOCUĞUN MİRASÇILIKTAN ÇIKARILMASI

AİHM, çocuğun mirasçılıktan çıkarılması konusunda önemli kararlara imza atmıştır. Bu durum genellikle, miras bırakan kişinin çocuğunun diğer mirasçıların haklarını ihlal ettiği veya miras bırakan kişinin çocuğuna olan borcunu ödemediği durumlarda ortaya çıkar.

AİHM, çocuğun mirasçılıktan çıkarılması durumunda bazı koşulların yerine getirilmesi gerektiğine dikkat çekmektedir. Bu koşullar şunlardır:

Çocuğun, miras bırakan kişiye karşı ağır suçlar işlediği veya ahlaki değerleri ciddi şekilde ihlal ettiği durumlarda mirasçılıktan çıkarılabilir.

Çocuk, miras bırakan kişi tarafından verilen mal ve mülk üzerinde borçlu olduğu meblağı geri ödemediği veya geri ödemeyi kabul etmediği durumlarda da mirasçılıktan çıkarılabilir.

Ancak, çocuğun mirasçılıktan çıkarılması için bu koşulların açık ve belirgin bir biçimde kanıtlanması gerekir. Kabul edilebilir bir kanıt olmadan, çocuğun mirasçılıktan çıkarılması hukuka uygun değildir. AİHM, çocuğun mirasçılıktan çıkarılması durumunda, çocuğun insan haklarını açık bir şekilde ihlal etmediğinden emin olmak için detaylı bir inceleme yapılmasını önermektedir. Bu inceleme, çocuğun durumuna, miras bırakan kişinin borçlarına ve diğer mirasçıların haklarına dikkatle bakılarak yapılmalıdır.

Stj. Av. Tuana Sarıaydın

 

Kaynakça:

1. Tuor, Art. 477 N 2; Escher, Art. 477 N8; Kocayusufpaşaoğlu, 309.

2. “Miras Hukuk”, Dural Mustafa, Öz Turgut, 2015, 8. Baskı, ISBN: 9789753683982, s. 209, Bent 933

3. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 2018 / 3409 E., 2021 / 3708 K. ve 02.06.2021 tarihli Kararı

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN