Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

ÇEK İLE İLGİLİ KARŞILIKSIZDIR İŞLEMİ YAPILMASINA SEBEBİYET VERME SUÇUNUN ÇEKİN GERÇEK DÜZENLEME TARİHİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

ÇEK İLE İLGİLİ KARŞILIKSIZDIR İŞLEMİ YAPILMASINA SEBEBİYET VERME SUÇUNUN ÇEKİN GERÇEK DÜZENLEME TARİHİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Türk Ticaret Kanunu’nun 645. maddesinde kıymetli evrak tanımlanmıştır. Madde hükmüne göre, kıymetli evrak öyle bir senettir ki, bunların içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemeyeceği gibi başkasına da devredilemez. Kanun, kıymetli evrak başlığı altında çek, bono ve poliçeyi düzenlemiştir. Bu makalede üzerinde duracağımız kıymetli evrak türü olan çek, Türk Ticaret Kanunu’nun 692 ila 735. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayrıca çekin Türkiye’de kullanımı çok yaygın olduğundan ve çek, ticari hayatta artık kredi aracı olarak kullanıldığından kanun koyucu çekle ilgili olarak 5941 sayılı Çek Kanunu’nu düzenlemiştir.

1- Çek İle İlgili Genel Bilgiler

Çek, kanunen emre yazılı kıymetli evrak olarak düzenlenmiştir. Çek, bünyesinde üçlü bir ilişki barındırmakkta ve çeki düzenleyen (keşideci), çekle işleyen hesabının bulunduğu bir bankaya(muhatap), lehine çek düzenlenen (lehtar) ya da çeki ondan devralan (hamil) kişiye, kendi hesabına belirli bir bedeli ödeme ve aynı zamanda hamile de çek bedelini muhataptan talep/tahsil etme yetkisi vermektedir. [1] Çekte muhatap bankadır. Ayrıca Türk Ticaret Kanunu madde 795/1 hükmü uyarınca, çekte teknik anlamda vade yoktur. Çek görüldüğünde ödenir. Bu kurala aykırı olarak çek üzerine konulan, yani vadeyi içeren her türlü kayıt yazılmamış sayılır.

Bir senedin çek olarak nitelendirilebilmesi için Türk Ticaret Kanunu m.780 hükmünde bazı şekil şartları öngörülmüştür. Buna göre çekten bahsedebilmek için, senedin “Çek” kelimesini taşıması gerekmektedir Yani, çek kelimesinin senet metninde yer alması zorunludur. Aksi tadirde ,kanunun aradığı diğer zorunlu şekil şartlarını içerse dahi, çekten söz edilemeyecektir. Diğer zorunlu unsur ise çekin kayıtsız ve şartsız bir bedeli ödemeyi içermesi gerektiğidir. Çekte muhatabın belirtilmesi gerekmekte ve Türkiye’de ödenecek çeklerde muhatap ancak bir banka olabilmektedir. Çekte ödeme yerinin gösterilmesi gerekmektedir. Ödeme yerine ilişkin açık bir ibarenin yer almadığı halde, muhatabın ticaret unvanı yanında gösterilen yer, ödeme yeri sayılacaktır. Çekte aranan diğer zorunlu unsur ise düzenleme tarihi ve yeridir.

Çekte ibraz süreleri, çekin üzerinde düzenleme günü olarak gösterilen tarihe göre hesaplanır. Düzenleme tarihinin, kural olarak çekin fiilen düzenlendiği tarih olması gerekmektedir. Düzenleme tarihi yazılmaksızın bankaya ibraz edilen çek, geçersizdir. Diğer bir unsur da düzenleyenin imzasıdır. Türk Ticaret Kanunu m.780 hükmünde öngörülen çekin ihtiva etmesi zorunlu unsurlar bu şekildedir. Çek, muhtevasında, yukarıda bahsedilen zorunlu unsurları barındırmağı halde, çek doğrudan geçersizlik yaptırımına tabi olmamaktadır. Düzenleyenin imzası ve senet metninde çek kelimesine yer verilmesi dışındaki unsurlar, düzenleyen tarafından boş bırakılarak lehtara verilebilir. Bu halde açık çek ,söz konusu olur. Lehtar bu unsurları, çeki tedavüle çıkarmadan önce veya çeki bankaya ibraz etmeden önce doldurmalıdır.

2-Çekte Düzenleme Tarihi ve Önemi

Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan açık düzenleme uyarınca, bir çekte düzenleme tarihinin gösterilmesi zorunludur. Düzenleme tarihini içermediği için çek sayılmayan bir senet, nama veya emre yazılı olmak kaydıyla adi havale hükmünde sayılacak; hamiline düzenlenmiş olması halinde ise, havale alıcısını içermediği için havale olarak da nitelendirilemeyecek, sadece yazılı delil başlangıcı kabul edilecektir. [2] Düzenleme tarihinin belirli ve mümkün olması gerekmektedir.

Yargıtay uygulamasında, çekin düzenleme tarihine ilişkin sert tutumunu değiştirmiştir. Örneğin, artık çekte mümkün olmayan bir tarihi direkt olarak geçersiz saymak yerine, Şubat ayı dahil olmak üzere 31 gün olmayan aylar açısından, senet üzerinde yazılı olan ve fakat takvimde bulunmayan düzenleme gününü, ilgili ayın son günü olarak kabul etmekte ve senedi geçerli saymaktadır. Bunun dışında ise takvimde hiç bulunmayan 32 ve devamı günlerin düzenleme günü olarak yazıldığı halde ise çeki, doktrin ve Yargıtay uygulamasında tartışmasız olarak geçersiz sayılmaktadır. Çek üzerinde, iki farklı tarihin yer aldığı durumda ise, Türk Ticaret Kanunu madde 795/1 hükmü uyarınca çeki geçersiz saymak yerine sonraki tarihi vade olarak kabul edilip bunu geçersiz saymak ve  önceki tarihi düzenleme günü olarak kabul etmek Yargıtay ve doktrinde kabul edilen görüştür. Zira çekte vade yoktur ve çek görüldüğünde ödenir. [3]

3- İleri Tarihli Olarak Düzenlenen Çek ve Çek İle İlgili Olarak Karşılıksızdır İşlemi Yapılmasına Sebebiyet Verme Suçu

Gelişen ekonomi ile birlikte çek, artık ödeme aracı vasfının yanında bir de kredi aracı olarak kullanılmaktadır. Düzenleyen çeki, ileri tarihli olarak düzenlemekte ve böylece bir nevi düzenleyen açısından vade yaratılmaktadır. Bu durum, bazı hukuki sorunları da beraberinde getirmektedir. Özellikle “Karşılıksız Çek Keşide Etmek Suçu” bakımından çekte gerçek düzenleme tarihinin önemi büyüktür.

Çek Kanunu’nda yapılan 31.12.2011 tarihli değişiklik sonrasında, ileri tarihli çekle ilgili olarak “Üzerinde yazılı bulunan ödeme tarihinden önce ibraz edilen çekin, karşılığının Türk Ticaret Kanunu’nun 795/1 hükmü uyarınca kısmen veya tamamen ödenmemiş olması halinde, bu çekle ilgili olarak hukuki takip yapılamaz. İleri tarihli çekle ilgili olarak hukuki takip yapılabilmesi için, çekin üzerindeki düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve karşılıksızdır işlemine tabi tutulması şarttır.”  düzenlemesi getirmiştir. [4]

 5941 Sayılı Çek Kanunu'nun 5. maddesinde “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, az olamaz. Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması halinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder. Yargılama sırasında da re’sen mahkeme tarafından koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı gerçek veya tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına düzenlenmesi durumunda ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında uygulanır.” demektedir.

Yine, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/(1). maddesinde düzenlenen "Çekle İlgili Olarak Karşılıksızdır İşlemi Yapılmasına Sebebiyet Verme" suçunun maddi unsurları; suça konu çekin, 6102 sayılı TTK'de öngörülen zorunlu unsurları taşıması, çekin yetkili hamil tarafından, kanuni ibraz süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmiş olması ve kanunda yazılı usule uygun şekilde ibraz edilen çek üzerinde banka tarafından "karşılıksızdır" işleminin yapılmasına fail tarafından sebebiyet verilmiş olmasıdır. Düzenleme tarihi ise çekte karşılıksızdır işlemi yapılması bakımından lehtar ya da hamili koruma bakımından önem kazanmaktadır. Zira, ticari hayatta çekin kazandığı önem ile Kanun Koyucu çeki diğer kambiyo senetlerinden ayrı olarak çeki ayrıca düzenlemiş, çek ile ilgili cezai yaptırımlar öngörmüştür. Bu durum da çekin, diğer kambiyo senetlerine kıyasla daha güvenilir bir ödeme aracı hale getirdiğinden çek daha yaygın olarak kullanılmaktadır.

4- Konkordato Süreci ve Çek İle İlgili Karşılıksızdır İşlemi Yapılması

Konkordato sürecinde, çekin gerçek düzenleme tarihi ile ilgili olarak konkordato talebinden önce ya da geçici mühlet kararı verildikten sonra ileri tarihli olarak düzenlenen çeke ilişkin, uygulamada birçok sorun ile karşılaşılmaktadır. Konkordato, mahkeme tarafından iyi niyetli borçluya karşı bir nevi nefes aldırma amacıyla öngörülen ve borçlunun alacakları ile anlaşıp  borçlarını belirli vadelere ayırmak suretiyle ödenmesi ve böylece borçlunun borçlarından kurtulması yoludur. Ancak bu süreçte, konkordato yargılamasını yürüten mahkemece, çek hesabının yönetimi, bu hesaba para aktarma, çek hesabı üzerinde tasarruf etme gibi yetkilerin açıkça şirket yönetim organından alınıp komisere verilmesi yönünde açıkça bir karar verilmediği halde borçlunun, ileri tarihli olarak düzenlenen çeke ilişkin  sorumluluğu devam etmektedir.

Bu sorumluluk, çekin süresinde bankaya ibraz edildiği halde bankada karşılığını bulundurmaktır. Aksi halde çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılacak ve karşılığı bulunmayan çeke ilişkin düzenleyenin ya da şirket yetkilisi hakkında çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına neden olma suçu bakımından sorumlulukları doğacaktır. Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2019/23974 E., 2019/9339 K. ve 10.06.2019 tarihli kararında da Çözülmesi gereken uyuşmazlık konusunun; ...7101 sayılı Kanun'un yürürlük tarihi öncesi veya sonrasında; konkordato (tasdiki) yargılamasını yapacak olan mahkemeye başvuran borçlu tüzel kişilerin yetkili temsilcilerinin, henüz konkordato talebi ile mahkemeye başvurmadan keşide ettikleri veya geçici mühlet kararı öncesinde keşide ederek alacaklıya teslim ettikleri anlaşılan ileri tarihli (postdate) piyasaya sürdükleri çeklerin, geçici mühlet kararı ile başlayıp konkordatonun tasdiki veya reddi ile sonuçlanan konkordato (tasdiki) yargılaması süreci içinde bankaya ibrazında karşılıksız çıkması halinde, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1. maddesi kapsamında cezai sorumluluklarının devam edip etmeyeceği,Konkordato durumunda karşılıksız çıkan çek nedeniyle şirketin yönetiminde yer alan gerçek kişilerin sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunun, çekte "ibraz tarihi" olarak gösterilen tarihte şirket adına olan "çek hesabını yönetme yetkisinin" kimde olduğuna göre cevaplanması gerekeceği, Mahkeme şayet "çek hesabının yönetimi, bu hesaba para aktarma, çek hesabı üzerinde tasarruf etme" gibi yetkilerin şirket yönetim organından alınıp komisere verilmesine karar vermişse; bu durumda şirket yetkilisi gerçek kişilerin cezai sorumluluğundan söz edilemeyeceği, ancak mahkeme bu yönde açıkça bir karar vermemiş ise; bu konudaki tüm yetkiler şirket yöneticilerinde olacağından söz konusu kişilerin 5941 sayılı Çek Kanunu gereği cezai sorumluluklarının devam edeceği yönünde görüş bildirilmiştir. Konkordato (tasdiki) yargılamasını yapan mahkemece, konkordatonun reddi kararına kadarki süreçte, şayet çek hesabını yönetimi, bu hesaba para aktarma, çek hesabı üzerinde tasarruf etme gibi yetkilerin şirket yönetim organından alınıp komisere verilmesi yönünde açık bir karar verilmemişse; bu konudaki tüm yetkiler şirket yöneticilerinde olacağından, söz konusu kişilerin bu süreçte bankaya ibraz edilen ve karşılıksız çıkan çekten dolayı 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5. maddesi gereği cezai sorumluluklarının devam edeceğine, 10.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.” şeklinde hüküm kurmuştur. Bu doğrultuda, çeki keşide eden gerçek kişi ya da tüzel kişi yetkilisi, her ne kadar konkordato sürecinde dahi olsa, çek keşide etmek bakımından, komisere verilen açık bir yetki olmadığı halde, düzenleyenin sorumluluğu devam etmektedir. Bunun dışında, hakkında geçici mühlet kararı verilmeden önce, ileri tarihli olarak çek keşide eden kimse ile ilgili olarak daha sonra verilecek iflas kararı da ileri tarihli olarak düzenlenen çek üzerindeki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Zira çekin gerçek düzenleme tarihinde ne konkordato ne de iflas kararı bulunmamaktadır. Aksinin kabulü halinde Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü yok sayılmış olacaktır. Bu durum İcra ve İflas Kanunu’nun 297. Madde hükmünde de açıkça öngörülmüştür. Buna göre konkordato komiseri atanmasıyla birlikte tüzel kişinin şirketi yönetim ve temsil yetkisi kendiliğinden ortadan kalkamaz. Yukarıda açıklandığı üzere çeke ilişkin olarak da mahkemece komisere verilmiş açık bir yetki olmadığı halde sorumluluk hala çeki düzenleyen kişidedir.

5- Sonuç

Ekonominin gelişmesiyle birlikte diğer kambiyo senetleri gibi kredi vasfı kazanan çek, günümüzde yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Kullanımının bu denli artışı ile birlikte Çek Kanunu ve diğer kanunlarda artan ihtiyaca cevap verilmeye çalışılmış ve sürekli olarak kanun güncellenmiştir. Yapılan son değişikliklerle birlikte artık çekin ileri tarihli olarak düzenlenmesi de mümkündür. Böylece düzenleyen bakımından bir nevi vade işlevi görmekte ve ticari hayatı rahatlatmaktadır. İleri tarihli olarak düzenlenen çek beraberinde sorunları da getirmiş ancak Kanun Koyucu ve Yargıtay yerleşik içtihatları ile hak kaybı önlenmeye çalışılmıştır.

Stj. Av. Ebru Erkmen

 

Kaynakça:

1. Kendigelen, Abuzer “Kıymetli Evrak Hukuku” İstanbul,2021, s.278

2. Ayli, Ali “Çekte Düzenleme Tarihi ve Önemi”  Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2015

3. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu

4. 5941 Sayılı Çek Kanunu

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN