Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

BELİRLİ MEBLAĞI AŞAN HUKUKİ İŞLEMLERİN SENETLE İSPAT KURALI VE İSTİSNALARI

BELİRLİ MEBLAĞI AŞAN HUKUKİ İŞLEMLERİN SENETLE İSPAT KURALI VE İSTİSNALARI

Hem doktrinde hem uygulamada senet, hukuki işlemlerin, ispatında en değerli delil olarak görülmüş, tanığın hem bilinçli hem de bilinçsiz olarak gerçeğe aykırı bir delil ortaya koyabileceği düşünülmüştür.

Delillerle ilgili iki sistem öngörülmüştür. Birincisi yargılamada kullanılacak delillerin tek tek sayıldığı ve kanunda sayılanlardan başka delillerin kullanılamadığı kanuni delil sistemi, diğeri ise, sistem içerisinde deliller belirtilmiş olsa da, deliller konusunda bir sınırlama yapılmamış olan serbest delil sistemidir.

Türkiye serbest delil sistemini kabul etmiş ancak çeşitli nedenlerle senetle ispat kuralı düzenlenmiş ve serbest delil sistemini önemli ölçüde sınırlamıştır. Senetle ispat kuralının istisnaları ile ise,senetle ispat kuralını, usul hukukun gerçeğe ulaşma amacını gerçekleştirmesini engelleme ihtimali önlenmeye çalışılmış ve senetle ispat kuralı yumuşatılmıştır.

Senetle ispat kuralının ortaya çıkmasına zemin hazırlayan sebeplerin değerlendirilmesi, kanun koyucunun tanık delilini sınırlamaya götüren gerekçelerinin daha iyi anlaşılması bakımından önemlidir.

Tanıklığın, güvenilir bir delil olmadığı yolundaki anlayış, tarafları yalan tanıklık tehlikelerinden korumak amacı, bazı hususların kesin delillerle ispatlanması zorunluluğunun, diğer bir ifade ile tanık ile ispatlanamayacağı kuralının düzenlenmesine yol açmıştır.

Yalan yere tanıklık tehlikesi, senetle ispat zorunluluğu kuralının getirilmesindeki ana nedenlerden bir tanesidir. Çünkü bir tanığın, yalan söylemese bile, tanık ettiği olayın her noktasını iyi gördüğü ve aradan geçen zamanda bunları unutmadığı veya unuttuklarını aklında tamamlamadığı veya tarafların tesiri altında kalmadığı mutlak değildir.

Kuralın konulma gerekçelerinden bir diğeri ise mahkemelerin işini kolaylaştırmak ve yargılamayı hızlandırmaktır. Senet, belgelediği işlemleri basit olarak belirttiği için uyuşmazlıkları önlemekte, mahkemelerin işini azaltmakta ve böylece yargılama masrafları da azalmaktadır.

Kanunda ispat sınırı olarak gösterilen tutarın üzerinde olan hukuki işlemler ve senede karşı olan iddialar kural olarak yalnızca delil ile ispat edilebilir.

Kuru, senetle ispat zorunluluğu yerine  “ kesin delille ispat zorunluluğu” , tanıkla ispat yasağı yerine ise “ takdiri delillerle ispat yasağı” denilmesinin daha doğru olacağı görüşündedir. Zira, senetle ispatı zorunlu olan bir hukuki işlem, başka kesin delillerle ispat edilebileceği gibi, tanıkla ispatı yasak olan bir hukuki işlem de diğer takdiri delillerle ispat edilemez.

Senetle ispat zorunluluğunu düzenleyen kurallar, kamu düzeni düşüncesine hizmet etmek amacıyla konulmuş değildir. Yargıtay’ın 18.03.1959 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı, HMK m.193’de delil sözleşmelerine yer verilmiş olması, senede bağlanması gelenek olmayan hallerde tanık dinlenilmesine imkân tanınması ve delil başlangıcı halinde tanık dinlenilebilmesi nedeniyle, senetle ispat kuralı kamu düzenine dair değildir.

HMK m.200, kanundaki ispat sınırından fazla olan hukuki işlemlerinin senetle ispat zorunluluğunu düzenlemiştir. Anılan hükme göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri iki bin beş yüz Türk Lirasını geçtiği takdirde, senetle ispat olunması gerekir.

İlgili maddede düzenlendiği gibi, hukuki işlemin miktar ve değerinin m.200/1’deki sınırı geçip geçmediği, hukuki işlemin yapıldığı duruma göre değerlendirilir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değerleri, sonradan, ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle 2.500 TL’den aşağı düşse bile işlemin yapıldığı zaman miktarın belirlenmesinde esas  alınacağından senetle ispat kuralı o işlem için uygulanmaya devam eder.

Madde 200/1 hükmündeki meblağdan fazla bir alacağın, 200/1 hükmündeki meblağdan az bir bölümünün dava edilmesi ( kısmi dava) halinde, dava edilen alacak, m.200/1 hükmündeki meblağdan az olduğu halde, senet ile ispat edilmelidir, tanıkla ispat edilemez. Aynı şekilde, aslı m. 200/1 hükmündeki tutardan fazla olan bir alacağın ödenmesinde, ödendiği ileri sürülen para 200/1 tutarından az olsa bile, bu ödemenin senetle ispatı gerekir.

Senetle ispat kuralı sadece hukuki işlemler için getirilmiştir. Buna karşı hukuki fiiller tanıkla ispat edilebilir. Örneğin bir hizmet sözleşmesinde, işçi edimi olan işi gördüğünü her türlü delille ispat edebilirken, işveren ödemeyi senetle ispat etmelidir.

Senetle ispat kuralı, hukuki işlemlerin tarafları için geçerli olup, taraflar dışındaki üçüncü kişiler, tarafların yapmış oldukları hukuki işlemi tanık dahil her türlü işlemle kanıtlayabilirler. Senede karşı tanıkla ispat yasağının üçüncü kişilere uygulanmamasının sebebi, senedin tarafı olmayan üçüncü kişiler, senette taraf olmadıklarından, senede karşı olan bir iddia (def’i) için senedin taraflarından senet almak imkanından yoksundurlar. Bu nedenle, üçüncü kişiler taraf olmadıkları bir senede karşı olan iddialarını tanıkla ispat edebilirler.

Yukarıda da değinildiği gibi, senetle ispat kuralı kamu düzenine ilişkin olmayıp, bu kuralın çok sayıda istisnası bulunmaktadır.  Senetle ispat kuralının maddi gerçeğe ulaşılmasına engel olmasının önüne geçilmesini sağlamak amacıyla, bu kurala istisnalar getirilmiş ve kural yumuşatılmıştır.

Senet alınmasının imkansız olduğu bazı hallerde, değeri m.200/1 hükmündeki tutardan fazla olan hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilebileceği kabul edilmiştir. Senet alınmasındaki bu imkansızlık maddi veya manevi bir imkansızlık olabilir.  İstisnaların ortaya çıkmasında, senet düzenlenmeden önce mevcut olan maddi veya manevi imkansızlık etkili olduğu gibi, senet düzenlendikten sonra ortaya çıkan imkansızlıklar da etkili olabilir.

Kanun, senet alınmasında imkansızlık olduğu için, tanıkla ispatın mümkün olduğu istisnai halleri sınırlı olarak saymıştır. Kanunda sayılan haller dışındaki haller istisna olarak kabul edilemez. 

  • Yakın Akrabalar Arasındaki Hukuki İşlemler ( HMK m.203/ 1-a)

HMK m.203/1-a’ da yazılı olan yakın hısımlar arasında hukuki işlemler tanıkla ispat edilebilir. Bu istisna, ilgili hükümde yazılı olan hısımlar arasında senet alınması manevi bakımdan imkansız bulunduğu için kabul edilmiştir. Zira eğer, sayılan hısımlar arasındaki bir hukuki işlemin senette tespit edilmesi taraflardan birisince talep edilirse,  bu kimseler arasında, var olduğu kabul edilen sosyal bağların ve güven ilişkisinin zayıflaması söz konusu olabilir.

HMK m.203/1-a’da yazılı yakın hısımlar arasında manevi imkansızlık, kanunla varsayılmıştır. Bu nedenle, ilgili maddede sayılan yakın hısımlar arasındaki hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilebilmesi için, manevi imkansızlığın iddia ve ispat edilmesine gerek yoktur.

HMK m. 203/1-a’ da,  istisna kapsamında yer alan yakın akrabalar “ Altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat” olarak tahdidi olarak sayılmıştır. Kanunda sayılan akrabalar sınırlı olup, bunlar kıyas veya yorum yoluyla arttırılamaz.

İlgili maddede sayılı yakın hısımlar arasındaki bir hukuki işlem senet ile ispat edilmek istenir ve fakat bu senedin sahte veya geçersiz olduğu anlaşılır ve bu nedenle senetle ispat edilemez ise, artık o hukuki işlem tanıkla da ispat edilemez. Çünkü, davacı, o hukuki işlem ile hakkında senet düzenlendiğini bildirmekle, kendisi ile davalı arasında senet alınması bakımından manevi bir imkansızlığın bulunmadığını kabul etmiş demektir.

Yargıtay’a göre, HMK m. 203/1-a da sayılan hısımlar, birlikte ortak bir işlemde biri borçlu ve diğeri de kefil sıfatıyla sözleşmeye imza koyacak olurlarsa, bunların ileride delil oluşturmak maksadıyla ve kanunun kastetmiş olduğu biçimi ile senet tanzim etmiş olmalarından söz etmek mümkün değildir.( HGK 14.06.2006 Tarih 2006/13 Esas, 2006/ 354 Karar)

Boşanmış eşlerin evlilik birliğinin devam ettiği süre içinde yaptıkları hukuki işlemler de her tülü delille ispat olunabilir. Evlilik birliği mahkeme kararıyla sona ermedikçe eşler arasındaki dargınlık ya da ayrı yaşam da tanıkla ispata engel değildir.  Taraflar sonradan boşanmış olsalar bile, evlilik sırasında yaptıkları hukuki işlemleri tanıkla ispat edebilirler.  

Evlat edinme halinde, baba veya anne ile evlat edinilen kimse arasındaki hukuki işlemin istisnanın kapsamına girip girmediği tartışmalıdır. 1086 sayılı HUMK’da olduğu gibi 6100 sayılı HMK’da da evlatlık  m.203/1-a hükmünde sayılmamıştır. Yukarıda açıklandığı üzere ilgili tahdidi olarak ilgili akrabalar sayıldığı için, evlatlık hükmün kapsamı dışında kalmaktadır. Evlatlık ile evlat edinen arasında her ne kadar kan hısımlığı söz konusu olmasa da aralarındaki hukuki işlemin senede bağlanmasının manevi olarak imkansız olduğu ve  HMK m.203/1-b hükmü gereğince senetle ispat kuralının istisnası olduğu söylenebilir.

 Yargıtay evlat ile evlat edinilen arasındaki hukuki işlemlerin m. 203/1-a ( HUMK 293/1)’ e göre tanıkla ispat edilemeyeceğine karar vermiştir (3. HD. 29.09.1951 T. 1951/12967 Esas, 1951/9675 Karar ).  Kuru, evlat edinen ile evlatlık arasındaki ilişkinin usul-fürü ilişkisine çok benzediği, bir çok kanun hükmünde evlat edinen ile evlatlık arasındaki ilişki usul-fürü ilişkisi gibi sayıldığı için,  HMK m 203/1-a hükmünün bu kadar dar yorumlanmaması gerektiğini belirtmiştir.

  • Senede Bağlanması Gelenek Olmayan Hukuki İşlemler  ( HMK m.203/ 1-b)

İşin niteliğine ve iki tarafın durumlarına göre, senede bağlanmaması teammül olarak yerleşmiş bulunan hukuki işlemler tanıkla ispat edilebilir. Burada senet alınmasında manevi imkansızlık olduğu için, tanıkla ispata izin verilmiştir.

Hukuki işlemin, senede bağlanmaması hususunda bir teamülün varlığının kabulü için, senede bağlanmamanın devamlı olarak adet haline gelmiş olması, zaman içinde herkesçe uyulmak suretiyle kararlı bir nitelik kazanmış olması, kamuoyu tarafından da bu teamüle inanılmış olması gereği kabul edilmektedir.

HMK m. 200/1-b hükmünün uygulama alanı ile ilgili, köylüler arasında yapılan bazı hukuki işlemler,  nişan hediyelerinin geri verilmesi davasında verilen hediyeler, amca ile yeğen arasındaki hukuki işlemler, dostlar arasındaki borç ilişkisi örnek olarak gösterilebilir. HMK m.203/1-b hükmünün uygulama alanı, özellikle ticari işlemlerde daha geniştir. Ticari geleneğe ve iki tarafın durumuna göre senede bağlanması veya ticari defterlere geçirilmesi usulden olmayan ticari işlemler tanıkla ispat edilebilir.

  • Senet Alınması Mümkün Olmayan Hallerde Yapılan Hukuki İşlemler ( HMK m.203/ 1-c)

HMK m.203/1-c hükmüne göre, “ Yangın, deniz kazası, deprem gibi senet alınmasında imkansızlık veya olağanüstü güçlük bulunan hallerde yapılan işlemler” senetle ispat zorunluluğunun istisnası teşkil eder. Senetle ispat kuralının bu istisnası, maddi imkansızlıktan kaynaklanmaktadır. Bu durumda ortada bir senet yoktur ve maddi imkansızlık sırasında yapılan bu hukuki işlemin bu maddi imkansızlık sebebiyle senede bağlanamaması durumu söz konusudur. Burada davacı,  bir hukuki işlemi tanıkla ispat edebilmek için, önce bir afetin meydana geldiğini, sonra da hukuki işlemi bu afetin zorunlu bir sonucu olarak yaptığını ispat etmekle yükümlüdür.

Kanun metninde sayılan haller tahdidi olmayıp, kanunda sayılan hallere benzer olaylar bu maddenin kapsamına dahil edilebilir.

  • Hukuki İşlemlerdeki İrade Bozukluğu veya Aşırı Yararlanma İddiaları ( HMK m.203/ 1-ç)

Hukuki işlemlerde hata, hile, cebir ve ikrah iddiaları ile aşırı yararlanma hali; hukuki işlemin konusunun miktar veya değerine bakılmaksızın, tanıkla ispat edilebilir. Çünkü hata, hile, gabin ve ikrah iddialarının senede bağlanmasında maddi imkansızlık olduğu için, bu iddiaların tanıkla ispat edilmesi doğaldır. Hata, hile, ikrah ve gabin sebebiyle tanık dinlenebilmesi için bu iddiaların varlığını ortaya koyan makul, objektif sebepler ileri sürüldükten sonra tanıkla ispata imkan verilmelidir.

  • Hukuki İşlemlere ve Senetlere Karşı Üçüncü Kişilerin Muvazaa İddiaları ( HMK m.203/ 1-d)

 Senedin veya hukuki işlemin tarafı olmayanlar için senetle ispat kuralı geçerli değildir. Muvazaa iddiasında bulunan üçüncü kişi, işlemin dışında kaldığından, esasen taraflardan bu konuda kural olarak bir belge alması da mümkün değildir. İki taraf arasında yapılan muvazaalı işlemden zarar gören üçüncü kişi, kendi aleyhine kullanılan hukuki işlemin veya senedin aksini ancak tanıkla ispat edebilir.

  •  Senedin Kaybolması Hali ( HMK m.203/ 1-e)

HMK m. 203/1-e hükmü  “ bir senedin sahibi elinde beklenmeyen bir olay veya zorlayıcı bir nedenle yahut usulüne göre teslim edilen bir memur elinde veya noterlikte herhangi bir şekilde” kaybolması halinde, tanık dinlenebileceği düzenlemiştir.

Madde metninde, iki ihtimal düzenlenmiştir. Birincisi ani bir olay veya mücbir sebep ile senedin sahibi elinde kaybolması halidir. Bu halde, senet sahibi elinde senet bulunduğunu, sonra da bu senedin ani bir olaydan sonra mücbir sebepten dolayı kaybolduğu hususu kanaat verici delil ve emarelerle ispat edilmelidir. (HGK., 24.06.1981, 13/ 1850-530)

İkinci ihtimal ise, senet sahibinin senedini usulüne uygun olarak bir resmi memura vermiş olması ve senedin bu resmi memur elinde kaybolmuş olması halidir. Bu durumda da, bu hususta kanaat verici delil ve belirtilerin bulunması halinde, senet konusu hukuki işlem tanıkla ispat edilebilir. (1. HD 16.10.1950, 2040/3819)

  •  Delil Başlangıcı

Kanunun delil başlangıcını düzenleyen 202. maddesinin birinci fıkrası, eski kanunun yazılı delil başlangıcını düzenleyen 292. Maddesinin birinci fıkrasına benzer şekilde düzenlenmiş ancak eski düzenlemede bulunan yazılı ifadesi yeni Kanuna konulmamıştır.

Delil başlangıcı, m.202/2’de “ iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse ya da temsilcisi tarafından ve ya gönderilmiş belge” olarak tanımlanmıştır. Belge kavramı ve belgenin unsurları yukarıda açıklandığı için burada bir belgenin delil başlangıcı olması için aranan  şartlara yer verilecektir.

Bir belgenin delil başlangıcı olabilmesi için, kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş ya da gönderilmiş olması gerekir. Üçüncü kişi tarafından yazılmış ve fakat aleyhine delil olarak kullanılacak olan kişinin herhangi bir şekilde yazısının bulunmadığı belgeler delil başlangıcı sayılmaz. Buna karşılık, aleyhine delil olarak kullanılmak istenen tarafın, imzasız el yazısı ile mektupları , herhangi bir şekilde bir kağıda yazılmış el yazısı ile notları delil başlangıcı sayılabilirler. Yine imza yerine paraf taşıyan belgeler de delil başlangıcı sayılır. Delil başlangıcı, iddia edilen hukuki işlemi tam olarak ispat etmemekle beraber, o işlemi muhtemel göstermelidir.

Bir hukuki işlem hakkında, m.202/2’deki şartlara uygun bir delil başlangıcı varsa, o hukuki işlem hakkında tanık dinlenebilir. Buna göre, mesela borçlu tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup ya da alelade defter kayıtları, makine ile yazılmış olmakla beraber borçlunun parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış, parmak izli veya mühürlü senetler, zamanaşımına uğramış olan bonolar ve çekler, vergi beyannamesindeki veya mal bildirimindeki gelirleri, borçları gösteren yazılar, bir hukuki işlemin varlığına delalet eden fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları delil başlangıcı sayılır. (4. HD. 4.10.1996, 7856/8643, 19.HD. 26.04.1999, 403/2776 )

  • Delil Sözleşmesi

Senetle  ispat kuralının istisnalarından biri de delil sözleşmeleridir.  Taraflar arasında, miktar veya değeri, m.200/1’de belirtilen tutarın üzerinde bir hukuki işlemin tanıkla ispat edilebileceğine dair bir delil sözleşmesi varsa, bu hukuki işlem tanıkla ispat edilebilir.

Senetle ispatı gereken vakıanın tanıkla ispat edilmek istenmesi durumunda, hakimin yapacağı hatırlatma üzerine taraf açık olarak muvafakat eder ve bu muvafakat tutanağa geçirilip ilgiliye okunarak imza ettirilirse, hukuki işlem tanıkla ispat ettirilebilecektir. Çünkü bu andan itibaren delil sözleşmesi imzalanmış olur.

  •  Kadastro İle ilgili Uyuşmazlıklar

21.06.1987 tarih ve 3402 sayılı Kadasto Kanunu’nun[1] 30. Maddesi gereğince kadastro ile ilgili uyuşmazlıkların çözümlenmesinde tanık delili de dahil her türlü delille başvurulabilir.

Sonuç olarak,  yalan tanıklığı önlemek amacıyla getirilen senetle ispat kuralı, dolaylı olarak mahkemelerin iş yükünü azaltma ve muhakemenin hızlı bir şekilde yapılması amacına da hizmet etmiş, ancak senetle ispat kuralının sıkı bir şekilde uygulanmasının, Medeni Usul Hukukunun amacı olan maddi gerçeğe ulaşmaya engel olacağı endişesiyle yukarıda açıklanmaya çalışılan tahdidi şekilde belirlenmiş olan istisnai haller düzenlenerek senetle ispat kuralı yumuşatılmak istenmiştir.

  

Av. Duygu Kesler 

 

Kaynakça:

1. ACAR, A. Ece     : Medeni Muhakeme Hukukunda Elektronik İmzalı Belgelerin Delil Niteliği, 12 Levha Yayınları, İstanbul, 2013

2. ALANGOYA, H. Yavuz/

3. YILDIRIM, Kamil/

4. DEREN-YILDIRIM, Nevhis       :Medenî Usul Hukuku Esasları, 7. Bası, Beta,Basım, İstanbul, 2009

5. ALANGOYA, H. Yavuz :Medeni Usul Hukuku Esasları I, İstanbul,2000

6. ALANGOYA, H. Yavuz : Makaleler, Beta, İstanbul 2012, Derleyen Mert Namlı,  “ Senede Karşı Senetle İspat Kuralı ve Hayatın Olağan Akışı Kavramı”

7. BERKİN/ Necmeddin : İspat Hukukunda  Senet Delili ve Yazılı Şekil”,  İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, sayı 4, 1946, s.1117

8. ERCAN,İsmail : Medeni Usul Hukuku,5. Bası, XII Levha, İstanbul, 2010

9. GÖKLER, A. Metin: Senetle İspat ve Senede Karşı Senetle İspat Kuralı ve Bu Kuralın İstisnaları, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul,2010

10. KARSLI, Abdürrahim:Medeni Muhakeme Hukuku, 3.Baskı, Alternatif Yayıncılık, İstanbul, 2012

11. KARSLI, Abdürrahim: Notlu, Gerekçeli, Karşılaştırmalı ve Emsal Kararlarla 6100 Sayılı HMK ve 1086 sayılı HUMK, 3. Baskı, Alternatif Yayıncılık, İstanbul 2012

12. KILIÇ, Halil: Açıklamalı-İçtihatlı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Adalet Yayınevi,Ankara, 2011

13. KİPER, Osman: Hukuk Davalarında Kanıtlar, Adil Yayınevi, Ankara 1995

14. KOÇAK, Nazi: Açıklamalı- İçtihatlı Hukuk Davalarında İspat Rehberi, Seçkin Yayınevi, Gözden Geçirilmiş ve Güncellenmiş 2. Bası, Ankara, 2006

15. KURU, Baki :Hukuk Muhakemeleri Usulü (6 Cilt), 6. Baskı,Demir Demir Müşavirlik ve Yayıncılık, İstanbul,2001

16. KURU, Baki/ ARSLAN, Ramazan/ YILMAZ, Ejder :Medeni Usul Hukuku, 24. Bası, Yetkin Yayınları, Ankara, 2013

17. PEKCANTEZ, Hakan/ ATALAY, Oğuz/ÖZEKES, Muhammet  Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Yetkin Yayınları, Ankara, 2011

18. TÜRKTEKİN, Servet      : Senetle İspat Zorunluluğu ve Sınırları, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,  Yüksek Lisans Tezi, Kayseri,2010

19. YAVAŞ, Murat    : Senetle İspat ve Senede Karşı Senetle İspat Kuralları ile Bu Kuralların İstisnaları, Turhan Kitabevi, Ankara, 2009

20. YILMAZ, Zekeriya         : Hukuk Davalarında İspat ve Deliller Rehberi, Adalet Yayınevi, 2013

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN