Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

BASIN KANUNU MADDE 14 ÇERÇEVESİNDE MEDYA, BİREY VE HUKUK: DÜZELTME-CEVAP HAKKININ DİJİTAL ÇAĞDAKİ ROLÜ

BASIN KANUNU MADDE 14 ÇERÇEVESİNDE MEDYA, BİREY VE HUKUK: DÜZELTME-CEVAP HAKKININ DİJİTAL ÇAĞDAKİ ROLÜ

1. Özet

Basın Kanunu Madde 14, bireylerin kişilik hakları ile basın özgürlüğü arasında denge kurmayı amaçlayan temel bir düzenlemedir. Bu madde, medya tarafından gerçeğe aykırı veya onur kırıcı yayınlara maruz kalan kişilere, düzeltme ve cevap hakkı tanıyarak hukuki bir savunma mekanizması sunar. Makalede, bu hakkın kullanım koşulları, medyanın yükümlülükleri ve 2022 yılında internet haber sitelerine getirilen URL bağlantısı, ana sayfada 24 saatlik yayın gibi dijital düzenlemeler detaylandırılmaktadır.

Düzeltme talebi, yayın tarihinden itibaren iki ay içinde iletilmeli; metin suç unsuru taşımamalı, üçüncü kişilerin haklarını ihlal etmemeli ve orijinal yayını aşmamalıdır. Medya, günlük yayınlarda 3 gün, internet sitelerinde 1 gün içinde düzeltmeyi aynı sayfa, punto ve formatta yayımlamakla yükümlüdür. İçeriğin silinmesi durumunda düzeltme metni, ana sayfada 24 saat ve ardından bir hafta erişime açık tutulmalıdır.

Hakkın ihlali halinde mağdur, 15 gün içinde Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurarak yayın zorunluluğu talep edebilir. Hâkim, 3 gün içinde karar verir ve acele itiraz yolu açıktır. Ancak, dijital platformlarda içeriğin hızla yayılması ve teknik engeller, uygulamada zorluklara yol açabilmektedir. Yargıtay kararları, basın özgürlüğü ile kişilik hakları arasındaki dengenin haberin gerçekliği, güncelliği ve kamusal yarar kriterlerine bağlı olduğunu vurgulamaktadır.

2. Giriş

Basın özgürlüğü, demokratik toplumların temel taşlarından birini oluşturur; ancak bu özgürlük, kişilerin şeref, haysiyet ve itibar gibi temel haklarını ihlal etme potansiyeli taşıdığında sınırlandırılması gereken bir alandır. Basın Kanunu’nun 14. maddesi aynen;

“Süreli yayınlarda kişilerin şeref ve haysiyetini ihlâl edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay içinde göndereceği suç unsuru içermeyen, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmayan düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır. (Ek cümleler:13/10/2022-7418/7 md.) İnternet haber sitelerinde ise zarar gören kişinin düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç bir gün içinde, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, URL bağlantısı sağlanmak suretiyle, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır. Yayın hakkında verilen erişimin engellenmesi ve/veya içeriğin çıkarılması kararının uygulanması ya da internet haber sitesi tarafından içeriğin kendiliğinden çıkarılması durumunda, düzeltme ve cevap metni ilgili yayının yapıldığı internet haber sitesinde ilk yirmi dört saati ana sayfada olmak üzere bir hafta süreyle yayımlanır.

Düzeltme ve cevapta, buna neden olan eser belirtilir. Düzeltme ve cevap, ilgili yazıdan uzun olamaz. Düzeltme ve cevaba neden olan eserin yirmi satırdan az yazı veya resim veya karikatür olması hallerinde düzeltme ve cevap otuz satırı geçemez.

Süreli yayının birden fazla yerde basılması halinde, düzeltme ve cevap yazısı, düzeltme ve cevap hakkının kullanılmasına sebebiyet veren eserin yayımlandığı bütün baskılarda yayımlanır.

Düzeltme ve cevabın birinci fıkrada belirlenen süreler içinde yayımlanmaması halinde yayım için tanınan sürenin bitiminden itibaren, birinci fıkra hükümlerine aykırı şekilde yayımlanması halinde ise yayım tarihinden itibaren onbeş gün içinde cevap ve düzeltme talep eden kişi, bulunduğu yer sulh ceza hâkiminden yayımın yapılmasına veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak yapılmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu istemi üç gün içerisinde, duruşma yapmaksızın, karara bağlar.

Sulh ceza hâkiminin kararına karşı acele itiraz yoluna gidilebilir. Yetkili makam üç gün içinde itirazı inceleyerek karar verir. Yetkili makamın kararı kesindir.

Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına hâkim tarafından karar verilmesi halinde, birinci fıkradaki süreler, sulh ceza hâkiminin kararına itiraz edilmemişse kararın kesinleştiği tarihten, itiraz edilmişse yetkili makamın kararının tebliği tarihinden itibaren başlar.

Düzeltme ve cevap hakkına sahip olan kişinin ölmesi halinde bu hak, mirasçılardan biri tarafından kullanılabilir. Bu durumda, birinci fıkradaki iki aylık düzeltme ve cevap hakkı süresine bir ay ilave edilir.”

şeklindedir.

Türk hukuk sistemi, bu hassas dengeyi korumak adına Basın Kanunu Madde 14 ile bireylere, kendilerine yönelik gerçeğe aykırı veya onur kırıcı yayınlar karşısında "düzeltme ve cevap hakkı" tanımıştır. Bu hak, medyanın gücünü denetleyen ve bireylere hukuki bir savunma mekanizması sunan önemli bir araç olarak karşımıza çıkar. Özellikle dijital çağın getirdiği hızlı bilgi yayılımı ve internet haberciliğinin yaygınlaşmasıyla birlikte, kişilik haklarının korunması daha da kritik bir hal almıştır. 2022 yılında yapılan değişiklikler de bu hakkın kapsamını genişleterek, internet haber sitelerine yönelik yeni yükümlülükler getirmiş ve süreçleri daha şeffaf hale getirmeyi amaçlamıştır. Bu makalede, söz konusu hükmün tarihsel temelleri, başvuru koşulları, medyanın yükümlülükleri ve güncel tartışmalar ışığında, düzeltme ve cevap hakkının nasıl işlediği, birey-medya ilişkisindeki rolü ve eksik kalan yönleri ele alınacaktır.

3. Düzeltme-Cevap Talebinin Koşulları

Basın Kanunu Madde 14’e göre düzeltme ve cevap hakkının kullanılabilmesi için belirli koşulların sağlanması zorunludur. İlk olarak, bu hakkın kullanımı zaman sınırlamalarına tabidir: Mağdur kişi, hak ihlaline neden olan yayının tarihinden itibaren iki ay içinde yazılı talebini ilettirmelidir. Ancak hak sahibinin ölümü durumunda mirasçılar, iki aylık süreye ek bir ay eklenerek toplam üç ay içinde başvuru yapabilir. İkinci kritik koşul, düzeltme metninin içerik sınırlamalarına uygun olmasıdır. Metin, suç unsuru taşımamalı, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerini ihlal etmemeli ve orijinal yayını aşan bir uzunlukta olmamalıdır. Özellikle, 20 satırlık bir haber veya görsele karşılık verilecek düzeltme metni 30 satırı geçemez. Bu sınırlama, medyanın sansüre uğramaması ve cevap hakkının ölçülü bir şekilde kullanılması amacını taşır.

Yargıtay 19. Ceza Dairesi, 19.06.2017 tarihli ve 2016/11731 E., 2017/5901 K. sayılı kararı;

“5187 sayılı Kanun kapsamında düzeltme ve cevap metninin yayınlanması için, bu kanunda yazılı şartların yanı sıra haberin "basın özgürlüğü" kapsamında kalıp kalmadığının tespiti de gerekmektedir. Yapılan haber, niteliği itibariyle kişi haklarını ihlal edici boyutları aşıp, basın yoluyla işlenen bir suç oluştursa bile, A.İ.H.S., Anayasa ve Basın Kanunu kapsamında; mevzuata göre suç oluşturan eylemin (haberin) karşılığında kamu iktidarı tarafından cezalandırılmaması sonucunu doğuran hukuka uygunluk nedenleri de vardır. Basın yoluyla işlenen suçlar nedeniyle görülen davalarda göz önünde bulundurulması gereken "basın özgürlüğü" kavramının içeriği ve hukuka uygunluk nedenleri Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.02.2007 tarihli, 2007/7-28 E. - 2007/34 K. sayılı kararında da belirtilmiştir. İfade ve basın özgürlüğü kapsamında basına, görevini yapması sırasında ihtiyaç duyacağı bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma gibi haklar tanınmıştır. Haber içeriğinde ilk bakışta suçun unsurları oluştuğuna dair bir izlenim olsa dahi, yukarıda belirtilen basın özgürlüğüne dair hak ve yetkilerin, haber yoluyla işlenen suçlar bakımından birer hukuka uygunluk nedeni sayılabilmesi için;

-Habere, açıklama ve eleştiriye konu olan bilginin gerçek olması,

-Haberin güncel ve toplumun ilgisi bakımından taze olması,

-Haberin yapılması ve bu bilginin açıklanması bakımından kamunun yararının bulunması,

-Haberin konusu, haberle amaçlanan hedef ile kullanılan ifadeler arasında bağ bulunması,

-Her hal ve şartta haberin konusu, haberde yer alan kişilerin eylemleriyle ilgisi olmayan derecede "küçültücü, rencide edici, aşağılayıcı" ifadelere yer verilmemesi gerekmektedir.” [1]

şeklindedir.

Teknik gereklilikler de dikkate alınmalıdır: İnternet haber sitelerinde düzeltme metni, ilgili haberin URL bağlantısıyla birlikte yayımlanmalıdır. Ayrıca, içeriğin kaldırılması veya erişimin engellenmesi durumunda düzeltme metni, ana sayfada 24 saat ve ardından ilgili bölümde bir hafta boyunca tutulmalıdır. Bununla birlikte, düzeltme yazısında mutlaka hangi yayına cevap verildiği belirtilmeli ve neden-sonuç ilişkisi açıkça kurulmalıdır.

Bu koşullar, bireylerin kişilik haklarını korurken medyanın özgürlük alanını daraltmama dengesini gözetir. Ancak, özellikle dijital platformlarda içeriğin hızla yayılması ve silinmesi nedeniyle, düzeltme metinlerinin etkinliği tartışma konusu olabilmektedir. 2022 değişikliğiyle getirilen URL bağlantısı zorunluluğu gibi düzenlemeler ise şeffaflığı artırmayı hedeflese de süre ve biçimsel sınırlamaların katılığı pratikte zorluklar doğurabilmektedir.

4. Medyanın Yükümlülükleri

Basın Kanunu Madde 14, düzeltme ve cevap hakkının etkin bir şekilde kullanılabilmesi için medya kuruluşlarına önemli yükümlülükler getirmiştir. Bu yükümlülükler, hem süreli yayınlar (gazete, dergi) hem de internet haber siteleri için farklılaşan kurallar içerir. Günlük basılı yayınlar, düzeltme metnini talep alındıktan sonra en geç üç gün içinde yayımlamakla yükümlüdür. Diğer süreli yayınlar (haftalık veya aylık dergiler gibi) ise, talebi aldıktan sonraki üç günden sonraki ilk nüshada düzeltmeye yer vermelidir. İnternet haber siteleri için bu süre daha da kısadır: Düzeltme yazısı, bir gün içinde yayımlanmalı ve orijinal içeriğin yer aldığı sayfada, URL bağlantısı sağlanarak aynı punto ve formatta erişime açılmalıdır.

Medya kuruluşlarının biçimsel yükümlülükleri de katıdır. Düzeltme metni, orijinal yayının yer aldığı sayfa ve sütunda, aynı punto büyüklüğü ve düzenleme ile hiçbir değişiklik yapılmadan yayımlanmalıdır. Bu, okuyucunun düzeltmeyi kolayca fark etmesini ve habere ilişkin dengeli bir bakış açısı edinmesini sağlamak içindir. İnternet haber sitelerinde içeriğin kaldırılması veya erişimin engellenmesi durumunda ise düzeltme metni, ana sayfada ilk 24 saat boyunca görünür olmalı ve ardından ilgili bölümde bir hafta süreyle tutulmalıdır. Bu düzenleme, içeriğin silinmesi halinde bile mağdurun cevabının kamuoyuna ulaşmasını garanti altına almayı amaçlar.

Ayrıca, sorumlu müdür, düzeltme metnini talep eden kişiye herhangi bir ekleme, çıkarma veya düzenleme yapmaksızın olduğu gibi yayımlamakla yükümlüdür. Medyanın bu yükümlülüğü yerine getirmemesi halinde, mağdur sulh ceza hâkimine başvurarak yayının zorla yapılmasını talep edebilir. Ancak, özellikle internet haberciliğinde içeriklerin hızla güncellenmesi ve teknik kısıtlamalar nedeniyle, bu kurallara uyum pratikte zorluklar doğurabilmektedir.

5. Hakkın İhlali ve Yargısal Süreç

Basın Kanunu Madde 14’ün öngördüğü düzeltme ve cevap hakkının ihlali halinde, mağdur kişiye yargısal yollara başvurma imkânı tanınmıştır. İhlal, iki temel şekilde gerçekleşebilir:

Yayımın Hiç Yapılmaması: Medya kuruluşunun, düzeltme metnini kanunda belirtilen süreler içinde (günlük yayınlarda 3 gün, internet sitelerinde 1 gün vb.) yayımlamaması,

Kurallara Aykırı Yayım: Düzeltme metninin farklı sayfa/sütunda, değiştirilmiş içerikle veya teknik şartlara uyulmadan (URL bağlantısı eksik, punto farklı vb.) yayımlanması.

Bu durumlarda mağdur, yayım süresinin bitiminden veya aykırı yayım tarihinden itibaren 15 gün içinde bulunduğu yer Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurarak düzeltmenin yayımlanmasını veya kurallara uygun hale getirilmesini talep edebilir. Sulh Ceza Hâkimi, başvuruyu en geç 3 gün içinde, duruşma yapmaksızın inceleyerek karara bağlamakla yükümlüdür. Bu hızlı süreç, kişilik haklarının daha fazla zarar görmesini önlemeyi amaçlar.

Hâkimin kararına karşı acele itiraz yolu açıktır. İtiraz, kararın tebliğinden itibaren üst mahkemeye (Asliye Ceza Mahkemesi) yapılır ve yetkili makam itirazı yine 3 gün içinde kesin olarak karara bağlar. Kararın kesinleşmesiyle birlikte, medya kuruluşu hükmü derhal yerine getirmek zorundadır. Örneğin, hâkimin "düzeltmenin URL bağlantısı ile yayımlanması" yönündeki kararına uyulmazsa, bu durum cezai yaptırımları beraberinde getirebilir.

Ancak, yargısal sürecin bu denli hızlı işlemesine rağmen, uygulamada bazı zorluklar göze çarpmaktadır. Özellikle internet haber sitelerinin yurt dışı sunucular kullanması veya teknik altyapı eksiklikleri nedeniyle kararların uygulanması gecikebilmektedir. Ayrıca, medyanın hâkim kararlarını "özgürlük ihlali" olarak yorumlayarak direnç göstermesi, hukuk ile pratik arasında gerilim yaratabilmektedir.

6. Sonuç

Basın Kanunu Madde 14, bireylerin kişilik hakları ile basın özgürlüğü arasında hassas bir denge kurmayı hedefleyen önemli bir hukuki düzenlemedir. Düzeltme ve cevap hakkı, medyanın toplumsal sorumluluğunu hatırlatan ve bireylere hızlı bir hukuki çözüm sunan bir mekanizma olarak işlev görmektedir. Özellikle 2022 yılında yapılan değişiklikler, internet haberciliğinin dinamiklerine uyum sağlayarak URL bağlantısı zorunluluğu, ana sayfada 24 saatlik yayın gibi dijital odaklı düzenlemelerle bu hakkın etkinliğini artırmıştır. Ancak, hızlı bilgi akışı ve dijital içeriklerin kalıcılığı karşısında, düzeltme metinlerinin "geçmişe müdahale" gücünün sınırlı kalması, bu mekanizmanın eksik kalan yönlerini ortaya koymaktadır.

Medyanın yükümlülükleri ve yargı sürecinin hızı, teoride bireyleri korumakla birlikte, pratikte teknik engeller, süre sınırlamaları ve medya kuruluşlarının direnci gibi faktörler nedeniyle tam anlamıyla işlerlik kazanmayabilmektedir. Bu noktada, otomatik düzeltme sistemleri, yapay zeka destekli içerik takibi gibi teknolojik çözümlerin devreye alınması veya RTÜK gibi kurumların denetim yetkilerinin güçlendirilmesi, sürecin etkinliğini artırabilir.

Ayrıca, medya etiği ve bireysel haklar konusunda toplumsal farkındalığın geliştirilmesi de kritik önem taşımaktadır. Gazetecilerin eğitim programlarında kişilik haklarına dair modüllerin zorunlu hale getirilmesi, okuyucuların ise "düzeltme ve cevap" hakkını nasıl kullanacaklarına dair bilgilendirilmesi, bu dengeyi daha sağlam temellere oturtacaktır.

Sonuç olarak, düzeltme ve cevap hakkı, demokratik bir toplumda medya ile birey arasındaki güç asimetrisini azaltan vazgeçilmez bir araçtır. Ancak, dijital çağın getirdiği zorluklar ve hukukun doğası gereği katı süreçler, bu hakkın yeniden gözden geçirilmesini ve dinamik bir hukuki çerçeveyle desteklenmesini gerektirmektedir. Unutulmamalıdır ki, gerçek bir demokrasi, ancak özgürlüklerin ve hakların karşılıklı saygıyla korunduğu bir zeminde yeşerebilir.

Stj. Av. Efe Öztürk

 

Kaynakça:

1. Yargıtay 19. Ceza Dairesi, 19.06.2017 tarihli ve 2016/11731 E., 2017/5901 K. sayılı kararı

2. 5187 Sayılı Basın Kanunu

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN