Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

BANKACILIK SEKTÖRÜNDE VERİ GÜVENLİĞİ VE VERİ GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN ALINACAK ÖNLEMLER

BANKACILIK SEKTÖRÜNDE VERİ GÜVENLİĞİ VE VERİ GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN ALINACAK ÖNLEMLER

1. Giriş

Dijitalleşmenin hız kazanmasıyla birlikte bankacılık sektöründe müşteri verilerinin güvenliğinin sağlanması ve özel hayatın gizliliği ilkesi her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. Günümüz bankacılık sektörü, teknolojik gelişmelerle birlikte dijital ortamlarda çok sayıda müşteri verisi işlemekte olup bu durum, yalnızca finansal güvenliği değil, aynı zamanda kişisel verilerin korunmasını da zorunlu hale getirmektedir. Veri güvenliğine ilişkin kurallar sadece teknik değil, aynı zamanda hukuki ve etik boyutları da içermektedir. Bu bağlamda, kişisel verilerin işlenmesi, açık rıza, müşteri mahremiyeti, siber saldırılar karşısında alınması gereken önlemler ve kurum içi politikaların önemi giderek artmaktadır. Türkiye’de veri güvenliği ve özel hayatın korunması, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), Bankacılık Kanunu ve ISO/IEC 27001 gibi uluslararası standartlarla çerçevelenmiş olup, bu düzenlemeler sektördeki uygulamalara yön vermektedir. Bu makalede, bankacılık hizmetlerinde veri güvenliği ve özel hayatın korunması ilkeleri, Türkiye’deki yasal düzenlemeler ve uluslararası standartlar çerçevesinde ele alınacak, KVKK ve ISO/IEC 27001 gibi temel rehberlerin sektöre etkisi değerlendirilecektir.

1.Veri Güvenliğinin Hukuki Altyapısı ve Bankacılık Sektörüne Yansımaları

a) KVKK’nın Uygulama Alanı ve Bankacılıkta Kişisel Veri İşleme

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”), Türkiye’de kişisel verilerin korunmasına yönelik temel düzenleyici metindir. Bankalar açısından, gerek gerçek kişi müşterilere ait finansal bilgiler, gerekse çalışanlara ilişkin veriler bu kapsamda değerlendirilir.

Burada özellikle iki kavramdan ve aralarındaki ilişkiden bahsetmemiz gerekmektedir. Veri Sorumlusu- Veri İşleyen İlişkisine bakacak olursak;

“Veri Sorumlusu; Kanunun 3. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendindeki kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmıştır. Veri sorumlusu veri işleme faaliyetinin temel araçların, veri işlemenin neden ve nasıl olacağını belirler, veri işleme süreçlerinin her anında serbestçe karar verme yetkisine sahiptir. Gerçek kişilerin yan sıra kamu kurumu, şirket, dernek veya vakıf gibi tüzel ki ilerin veri sorumlusu olması mümkündür” [1] şeklinde tanımlamıştır.

“Veri İşleyen; Kanunun 3. maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde veri sorumlusunun verdiği yetkiye dayanarak onun adına kişisel verileri işleyen gerçek veya tüzel kişidir. Veri işleyen kişisel veri işleme faaliyetini, veri sorumlusunun belirlemiş olduğu temel amaç ve vasıtalar ile ve/veya talimatlara uyarak gerçekleştirir” [2] şeklinde tanımlanmıştır.

Bankalar, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 4. maddesi kapsamında gerçekleştirdikleri temel bankacılık faaliyetleri yönünden “veri sorumlusu” sıfatını taşımaktadır. Ancak sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ürünleri, para transferi veya fatura ödeme gibi aracılık faaliyetlerinde bankanın “veri sorumlusu” mu yoksa “veri işleyen” mi olduğu, somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmelidir. Veri sorumlusu olarak yürütülen faaliyetler, Veri Sorumluları Sicili’nde (VERBİS) yer alırken, yalnızca veri işleyen sıfatıyla yapılan işlemler için böyle bir kayıt zorunluluğu bulunmamaktadır. Bankaların veri işleyen olduğu durumlarda ise, sorumluluklar aralarındaki sözleşmelerle belirlenir ve güvenlik yükümlülükleri devam eder. [3]

Kişisel verilerin işlenme şartları Kanunda sınırlı sayıda sayılmış olup genişletilemez. Veri işleme faaliyeti öncelikle açık rıza dışındaki hukuki şartlara dayanıp dayanmadığı yönünden değerlendirilmelidir. Eğer bu şartlardan biri karşılanmıyorsa, kişinin açık rızası alınmalıdır. Bankacılık faaliyetleri, çoğunlukla açık rıza dışındaki hukuka uygunluk nedenlerine dayanılarak yürütülmektedir. [4]

KVKK’nın 5. maddesi, kişisel verilerin işlenmesini açık rızaya bağlamakla birlikte, bazı durumlarda açık rıza olmadan da veri işlenmesine imkân tanımaktadır. Bu şartlar, Kanun'da sayma yoluyla (numerus clausus) düzenlenmiş olup genişletilemez. Dolayısıyla veri sorumlularının, bir veri işleme faaliyetine başlamadan önce işleme faaliyetini açık rıza dışında bir hukuki sebebe dayandırıp dayandıramayacağının değerlendirmesi gerekmektedir. Eğer bu mümkün değilse, o halde ilgili kişinin geçerli ve bilgilendirilmiş açık rızasının alınması zorunludur.

6698 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinde açık rıza; “Belirli bir konuya ilişkin, bilgilendirilmeye dayanan ve özgür iradeyle açıklanan rıza” şeklinde tanımlanmıştır. Açık rızanın alınmasına ilişkin herhangi bir şekil şartı bulunmamaktadır. İki taraf arasındaki karşılıklı eylemler karşılıklı rızanın varlığına işaret edebilir. Açık rıza, belirli bir konuya ilişkin, özgür iradeyle açıklanmış bilgilendirmeye dayalı olma unsurlarını taşıması gerekmektedir. Açık rızanın alındığını dair ispat yükü veri sorumlusu bankadadır. Açık rızanın alınması noktasında bankanın kullanabileceği yöntemler vardır. Bankacılık uygulamalarında şube, ATM, SMS, çağrı merkezi, mobil uygulama ve internet şubesi gibi mecralar aracılığıyla açık rıza alınabilir. [5]

Bankalar müşterileri olan veya olmayan ilgili kişilere yönelik hizmet sunmaktadır. Sunduğu bazı hizmetler için talebin oluşturulması, değerlendirilmesi ve cevaplanması süreçlerinde kişisel veriler işlenmekte olup taraflar arasında bir sözleşme bulunmamaktadır. Banka ile ilgili kişi arasında sözleşme kurulması aşamasında ilgili kişinin açık rıza alınmasına gerek yoktur.

Bankalar, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) kapsamında veri sorumlusu sıfatıyla, müşterilerinin kişisel verilerini ancak kanunda öngörülen hallerde veya ilgili kişinin açık rızasına dayalı olarak işleyebilir. Bankacılık işlemleri kapsamında sözleşmenin kurulması ve ifası için gerekli kişisel veriler, KVKK m.5/2-a uyarınca açık rıza aranmaksızın işlenebilir. Bu işlemler dışında kalan pazarlama faaliyetleri, profil oluşturma veya üçüncü taraflarla veri paylaşımı gibi amaçlarla kişisel veri işlenebilmesi için ilgili kişiden açık rıza alınması zorunludur. Açık rızanın geçerli olabilmesi için özgür iradeyle verilmiş, belirli bir konuya ilişkin ve bilgilendirmeye dayalı olması gereklidir. Aksi takdirde, hukuka aykırı veri işleme söz konusu olur ve bankalar KVKK kapsamında idari yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir.[6]

b) Bankacılık Kanunu ve Müşteri Sırrı

5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 73. maddesi, müşteri sırrını koruma yükümlülüğünü düzenlemekte ve bu sırrın ancak belirli şartlar dahilinde paylaşılabileceğini öngörmektedir. Kanun gereği, müşteriyle ilgili sırların ancak kanunen yetkili mercilere veya müşterinin açık rızasıyla paylaşılması mümkündür. Aksi hâlde, sır saklama yükümlülüğünün ihlali durumunda cezai ve idari yaptırımlar doğmaktadır.[7]

Bankacılık faaliyetleri kapsamında işlenen kişisel veriler, özellikle gerçek kişilere ait müşteri bilgileri ve sırları, hem Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) hem de Bankacılık Kanunu hükümleri kapsamında değerlendirilebilmektedir. Ancak bu iki kanun arasında uygulama alanı bakımından hangi hükümlerin öncelikle dikkate alınacağı sorusu, doktrinde ve uygulamada önemli bir tartışma konusudur.[8]

Bu kapsamda Kişisel Verileri Koruma Kurulu, 07.08.2020 tarihli ve 67322700-045.02-E.0000029767 sayılı yazısında, önemli bir tespitte bulunmuştur. Kurul, bankacılık faaliyetleri çerçevesinde işlenen müşteri bilgilerinin paylaşımı söz konusu olduğunda, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 73. maddesinin, KVKK’ya göre özel bir düzenleme niteliğinde olduğunu ifade etmiştir.[9]

Kurul’un bu değerlendirmesi, özel norm-genel norm ilişkisine dayanmaktadır. Hukukta genel ilke olarak, özel bir durumu düzenleyen kanun hükmü varsa, genel nitelikteki düzenlemelere kıyasla öncelikli olarak özel hükmün uygulanacağı kabul edilmektedir. Bu doğrultuda, Kurul’a göre bankalar tarafından işlenen müşteri verilerinin üçüncü kişilerle paylaşımı gibi konularda KVKK hükümlerine değil, Bankacılık Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre hareket edilmelidir.[10]

Özellikle Bankacılık Kanunu’nun 73. maddesi, müşteri sırrı niteliğindeki bilgilerin korunmasını ayrıntılı olarak düzenlemekte; hangi hallerde, kimlerle ve hangi şartlarda paylaşılabileceğine dair sınırlar çizmektedir. Bu hüküm, kişisel verilerin işlenmesi ve korunmasına ilişkin düzenlemeleri barındırdığı için, banka müşterilerinin verilerinin paylaşımında KVKK hükümleri değil, doğrudan Bankacılık Kanunu’nun bu özel hükümleri uygulanacaktır.[11]

Sonuç olarak, bankacılık sektöründe kişisel verilerin paylaşımına dair hukuki değerlendirmelerde, öncelikle Bankacılık Kanunu’nun hükümleri esas alınmalı, sadece bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde KVKK devreye girmelidir. Kurul’un bu yaklaşımı hem hukuki güvenliği sağlamakta hem de banka müşteri bilgilerinin korunmasına yönelik sektörel düzenlemelerin uygulanabilirliğini güçlendirmektedir. [12]

2. Teknik Güvenlik Önlemleri ve Kurumsal Sorumluluklar

a) ISO/IEC 27001 ve Bilgi Güvenliği Yönetimi

Bilgi güvenliği, bir varlık olarak kabul edilen bilginin; yetkisiz erişim, kullanım, değiştirme, ifşa, yok etme, devretme veya zarar verme gibi tehditlere karşı korunmasıdır. Bu koruma, "gizlilik", "bütünlük" ve "erişilebilirlik" olmak üzere üç temel ilkeye dayanır. Bu unsurlardan herhangi birinin zedelenmesi durumunda ise bilgi güvenliğinde bir zafiyet meydana gelir. [13]

Kurumsal bilgi güvenliği ise kurumların bilgi varlıklarının tespit edilerek zafiyetlerinin belirlenmesi ve istenmeyen tehlike ve tehditlerden korunması amacıyla gerekli güvenlik analizlerinin yapılarak önlemlerinin alınması olarak tanımlanabilir.  [14]

Kurumsal bilgi güvenliği; insan faktörü, eğitim ve teknoloji gibi birçok bileşenin etkisi altında şekillenen ve tek merkezden yönetilmesi gereken çok boyutlu ve karmaşık bir süreçtir. Bu nedenle bilgi güvenliği yalnızca Bilgi Teknolojileri (BT) biriminin sorumluluğunda olan teknik bir konu değil, kurum bünyesindeki her çalışanın aktif katılımını ve sorumluluk bilinciyle hareket etmesini gerektiren kurumsal bir görevdir. [15]

Bu noktada ISO/IEC 27001 standardından söz etmemiz gerekmektedir. Bankalar, bilgi güvenliğini sağlamak amacıyla ISO/IEC 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi’ne entegre çözümler üretmektedir. Bu standart, risk analizi, güvenlik politikaları, erişim kontrolü, yedekleme ve iş sürekliliği planlaması gibi süreçleri içerir. ISO 27001 uygulamaları sayesinde kurumlar, kişisel verilerin korunmasına ilişkin mevzuat, özellikle 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamındaki teknik yükümlülüklere de uyum sağlamış olur.[16]

Bilgi güvenliği yönetim sistemi, bilgi varlıklarının korunmasına yönelik olarak tasarlanmış; bu varlıklara izinsiz veya hukuka aykırı yollarla erişim riskini en aza indirmeyi hedefleyen, yeterli ve ölçülü güvenlik kontrollerinin tesisini sağlayan sistematik bir yönetim mekanizmasıdır.

ISO 27001’in etkin şekilde uygulanması, yalnızca bilgi sızıntılarını önlemeyi değil, aynı zamanda kurumsal itibarı ve müşteri güvenini korumayı da sağlar. ISO 27001 ile bilgi güvenliğini sağlarken, yasal yükümlülükleri yerine getirir, kurumsal itibarı güçlendirir, paydaşlara karşı şeffaf ve sorumlu bir yaklaşım sergiler.

b) Siber Saldırılara Karşı Savunma Mekanizmaları

Bankacılık sektörü, siber saldırıların en çok hedef aldığı alanlardan biridir. Fidye yazılımları, Veri İhlalleri, Sosyal Mühendislik Saldırıları, API Güvenlik Açıkları, kritik veri varlıklarını tehdit etmektedir.

Bankaların alması gereken birtakım güvenlik önlemleri bulunmaktadır. Bunlar;

1.Çok Katmanlı Güvenlik Stratejisi

Siber güvenlik, tekil ve dar çözümlerle sağlanamayacak kadar kompleks bir alandır. Bu bağlamda bankaların, ağ güvenliği, uygulama güvenliği, veri güvenliği ve endpoint koruması gibi birden fazla güvenlik katmanını içeren bütünsel bir strateji benimsemeleri gerekmektedir. [17]

2. Düzenli Güvenlik Denetimleri ve Penetrasyon Testleri

Bankaların, bilgi sistemlerindeki güvenlik zafiyetlerini önceden tespit edebilmesi ve bunlara yönelik önlem alabilmesi için düzenli olarak güvenlik denetimleri ve sızma (penetrasyon) testleri gerçekleştirmesi gereklidir. Söz konusu testler, hem önleyici güvenlik tedbirlerinin alınmasını sağlar hem de yükümlülük doğuran ihlallerin önüne geçilmesine yardımcı olur.[18]

3. İnsan Faktörü: Eğitim ve Farkındalık Programları

Siber güvenlikte insan hatası, sıklıkla en zayıf halka olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple, bankaların çalışanlarına yönelik düzenli siber güvenlik eğitimleri ve farkındalık programları düzenlemesi büyük önem taşır. Oltalama saldırılarını tespit edebilme, güçlü parola oluşturma ve şüpheli durumları bildirme gibi konulara ilişkin bilgi ve beceriler, çalışanların sorumluluğunu doğrudan etkiler. Bu tür önlemler, aynı zamanda kurumsal ihmalin önüne geçerek sorumluluk paylaşımını hukukî zeminde somutlaştırır.[19]

4.Gerçek Zamanlı İzleme ve Anomali Tespiti

Finansal kuruluşların, sistemlerinde meydana gelen olağandışı hareketleri tespit edebilecek yapay zekâ ve makine öğrenimi destekli izleme sistemlerine yatırım yapmaları gerekmektedir. Bu tür teknolojiler, potansiyel siber saldırıları henüz gerçekleşmeden tespit ederek hızlı müdahale imkânı sağlar ve zararın doğmadan engellenmesine katkı sunar. [20]

5. Veri Şifreleme ve Güvenli Depolama

Bankacılık işlemlerinde kullanılan müşteri verileri ve finansal bilgiler hem dururken hem de aktarım sırasında güçlü şifreleme yöntemleriyle korunmalıdır. Bu durum, verilerin kötüye kullanılmasını zor hale getirmektedir.[21]

6. Olay Müdahale ve Kriz Yönetimi Planı

Siber saldırıların tamamen önlenmesi her zaman mümkün olmasa da, saldırı sonrası etkili ve organize bir müdahale süreci büyük önem taşır. Bu doğrultuda, bankaların kapsamlı bir olay müdahale planına sahip olmaları gereklidir. Bu plan, ihlalin boyutuna uygun iletişim stratejilerini, müdahale sorumluluklarını ve gerekli teknik-hukuki adımları içermelidir. [21]

7. Düzenli Yedekleme ve Felaket Kurtarma Planları

Fidye yazılımları gibi veri erişimini engelleyen saldırılara karşı, bankaların kritik verileri düzenli olarak yedeklemesi ve bu yedekleri güvenli bir ortamda saklaması hayati öneme sahiptir. Ayrıca bir felaket kurtarma planı, hizmet sürekliliği açısından vazgeçilmezdir. Bu tür tedbirler hem veri kayıplarını önler hem de zararları asgariye indirir.[22]

8. Üçüncü Taraf Risklerinin Yönetimi

Bankalar, hizmet aldıkları tedarikçi ve dış kaynak sağlayıcıları ile olan ilişkilerinde siber güvenlik standartlarına özel önem vermelidir. [23]

Finans sektöründe siber güvenlik, sadece teknik bir zorunluluk değil, aynı zamanda hukuki bir yükümlülük ve kurumsal bir sorumluluk alanıdır. Teknolojik gelişmelerle birlikte çeşitlenen ve derinleşen siber tehditler karşısında, bankaların yalnızca mevcut güvenlik uygulamalarını değil, aynı zamanda mevzuata uygunluk, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri çerçevesinde hareket etmeleri gerekir.

Sonuç

Bankacılık sektörü, yapısı gereği yüksek hacimli kişisel veri işlemekte ve bu verilerin gizliliği, bütünlüğü ve erişilebilirliği bakımından yüksek düzeyde hukuki ve teknik güvenlik önlemleri gerektirmektedir. 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun müşteri sırrına ilişkin hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kişisel verilerin işlenmesi ve paylaşımı konusunda özel düzenleme niteliğinde olan Bankacılık Kanunu’nun öncelikli olarak uygulanması gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Bu bağlamda, bankaların veri sorumlusu sıfatıyla faaliyet gösterdikleri tüm süreçlerde gerek KVKK’ya gerekse Bankacılık Kanunu’na uygun hareket etmesi, yalnızca yasal bir yükümlülük değil; aynı zamanda kurumsal itibarın ve müşteri güveninin sürdürülebilirliği açısından da stratejik bir zorunluluktur. Özellikle ISO/IEC 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi’nin uygulanması, teknik tedbirlerin sistematik bir yapı içerisinde sürdürülmesini sağlamakta; aynı zamanda mevzuata uyumu kolaylaştırarak veri ihlalleri karşısında hukuki sorumluluğun minimize edilmesine katkı sunmaktadır.

Siber tehditlerin giderek karmaşıklaştığı günümüzde, bankaların yalnızca reaktif değil, proaktif güvenlik politikaları benimsemesi; çok katmanlı savunma mekanizmaları oluşturması, çalışan farkındalığını artırması ve üçüncü taraflarla olan ilişkilerini güvenlik perspektifiyle değerlendirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, veri güvenliği ihlallerinden kaynaklanan cezai ve idari yaptırımlar ile itibar kaybı kaçınılmaz olacaktır.

Sonuç olarak, bankacılık sektöründe bilgi güvenliğinin sağlanması; teknik yeterlilik kadar hukuki bilinçle ve stratejik bir yönetişim anlayışıyla mümkündür. Bu nedenle bankalar, mevzuata tam uyum, risk bazlı değerlendirme ve sürekli güncellenen güvenlik önlemleriyle hem bireylerin temel hak ve özgürlüklerini korumalı hem de kendi kurumsal sürekliliklerini garanti altına almalıdır.

Av. Berre Şahin

Kaynakça:

1. Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulama Rehberi

2. Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulama Rehberi

3. Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulama Rehberi

4.Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulama Rehberi

5. Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulama Rehberi

6. Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulama Rehberi

7. Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulama Rehberi

8. Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulama Rehberi

9. Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulama Rehberi

10. Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulama Rehberi

11. Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulama Rehberi

12. Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulama Rehberi

13. ISO 27001 Kurumsal Bilgi Güvenliği Standardı, Şenol Şen

14. ISO 27001 Kurumsal Bilgi Güvenliği Standardı, Şenol Şen

15. ISO 27001 Kurumsal Bilgi Güvenliği Standardı, Şenol Şen

16. ISO 27001 Kurumsal Bilgi Güvenliği Standardı, Şenol Şen

17. https://www.cybersecurity.com.tr/finans-sektorunde-siber-guvenlik-bankalar-icin-riskler-ve-onlemler/ (Erişim Tarihi:21.06.2025)

18. https://www.cybersecurity.com.tr/finans-sektorunde-siber-guvenlik-bankalar-icin-riskler-ve-onlemler/ (Erişim Tarihi:21.06.2025)

19. https://www.cybersecurity.com.tr/finans-sektorunde-siber-guvenlik-bankalar-icin-riskler-ve-onlemler/ (Erişim Tarihi:21.06.2025)

20. https://www.cybersecurity.com.tr/finans-sektorunde-siber-guvenlik-bankalar-icin-riskler-ve-onlemler/ (Erişim Tarihi:21.06.2025)

21. https://www.cybersecurity.com.tr/finans-sektorunde-siber-guvenlik-bankalar-icin-riskler-ve-onlemler/ (Erişim Tarihi:21.06.2025)

22. https://www.cybersecurity.com.tr/finans-sektorunde-siber-guvenlik-bankalar-icin-riskler-ve-onlemler/ (Erişim Tarihi:21.06.2025)

23. https://www.cybersecurity.com.tr/finans-sektorunde-siber-guvenlik-bankalar-icin-riskler-ve-onlemler/ (Erişim Tarihi:21.06.2025)

21.  6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK)

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN