İlk
olarak Çin’in Vuhan eyaletinde görülen ve sonrasında küresel bir salgın haline dönüşen
yeni korona virüs hastalığı (Covid-19) oluşturduğu küresel salgın durumundan
ötürü pandemi olarak tanımlanmaktadır.
Virüsün
hızla yayılması ile içine girmiş olduğumuz süreçte ülkemizde ve dünyada geniş
çaplı karantinalar uygulanmaya başlanmış, toplum sağlığını korumak için
uygulanan bu zorunlu izolasyon süreci birçok sorunu da beraberinde getirmiştir.
Yaklaşık iki yıldır etkileri devam eden ve ölümcül riskler taşıyan Covid-19
hastalığını sona erdirmek amacıyla kısa süre içerisinde birçok aşı buluşu ve
üretimi gerçekleştirilmiş, bu aşıların kullanılması için yetkili makamlar
tarafından acil kullanım onayları verilmiştir.
Ülkemizde
de bazı aşıların uygulaması için acil kullanım onayı verilmiş bulunmaktadır. Bu
kapsamda, Türkiye’de uzun süredir inaktif (inaktive edilmiş veya öldürülmüş)
bir aşı ile devam etmekte olan aşılama programı mRNA yöntemiyle geliştirilmiş
bir aşı türünün de kullanılmaya başlanması ile hız kazanmıştır. Söz konusu mRNA
aşının uygulamasında, aşı olacak kişilere “mRNA Covid-19 Aşı Uygulama
Bilgilendirme ve Onam Formu” adı altında bir form imzalatılmaya başlanmıştır.
Bu
çalışmamızda, ülkemizde mRNA aşı uygulaması sırasında aşı uygulanacak
kişilerden imzalanması talep edilen “mRNA Covid-19 Aşı Uygulama Bilgilendirme
ve Onam Formu”nun hukuki niteliği tartışılacaktır.
Tıbbi
Müdahale Kavramı ve Covid-19 Aşıları
İnsanın
yaşam ve vücut bütünlüğü hakkı en temel haklarındandır. Bu haklar Avrupa İnsan
Hakları Evrensel Sözleşmesi başta olmak üzere gerek uluslararası gerekse de
ulusal birçok düzenleme ile güvence altına alınmıştır. Anayasamızın 17. Maddesi
ile de insan vücuduna yapılacak müdahalelerin sınırları açıkça belirlenmiştir.
Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne
dokunulamayacağı; kimsenin rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi
tutulamayacağı işbu hüküm ile açıkça düzenlenmiştir. [1]
Hasta
Hakları Yönetmeliği 4. Maddesi (g) fıkrası uyarınca tıbbi müdahale; tıp
mesleğini icraya yetkili kişiler tarafından uygulanan, sağlığı koruma,
hastalıkların teşhis ve tedavisi için ilgili meslekî yükümlülükler ve
standartlara uygun olarak tıbbın sınırları içinde gerçekleştirilen fizikî ve
ruhî girişim olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere insan
vücuduna yapılan her müdahale tıbbi müdahale değildir. Tıbbi müdahalelerin
kişinin vücut bütünlüğüne yönelik saldırı niteliğindeki diğer müdahalelerden
farkı; müdahalenin tıp mesleğini icraya yetkili kişiler tarafından kişinin
sağlık refahının sağlanması amacına yönelik olarak tıp bilim kural ve
standartları çerçevesinde ve tıp biliminin sınırları içinde uygulanmalarıdır.
Aşı uygulamaları da tıbbi müdahale niteliğinde olup, hukuka uygunluk şartlarını taşıması gerekmektedir. Günümüzde kabul gören anlayışa göre tıbbi müdahalelerin hukuka uygun olması gereken dört şart vardır. Bunlar;
Hukuki
açıdan yetkili kişilerce yapılma,
· Tıp
bilimince kabul görmüş kurallara uygun müdahale,
· Hukuken
öngörülmüş amaçlara yönelme,
· Aydınlatılmış
onam veya başka hukuka uygunluk sebeplerinin varlığı. [2]
şeklindedir.
Bu çalışmamızda aydınlatılmış onam ve hukuka uygunluk sebepleri covid-19
aşılaması özelinde, yürürlükte olan mevzuat ve içtihatlar ışığında incelenecek
ve tartışılacaktır.
Aydınlatılmış
Onam Kavramı
Bireylerin
kendi vücutları üzerindeki hakları, vücutları üzerinde yapılmak durumunda olan
tıbbi müdahalenin, ancak kişinin kendi rızası ile yapılabilmesini mümkün
kılmaktadır. Hastanın rızasının geçerli olabilmesi için hastanın neye rıza
gösterdiğini bilmesi, bu konuda yanıltılmaması gerekmektedir. Bunun
sağlanabilmesi de ancak hastanın aydınlatılması suretiyle mümkün olmaktadır. [3]
Aydınlatılmış
onam veya bilgilendirilmiş rıza (informed consent); riskleri, yararları
ile alternatifleri ve onların da risk ve yararlarını kapsayan tedavi
uygulamasının, hekim tarafından yeterli düzeyde ve uygun şekilde
açıklanmasından ve hasta tarafından hiçbir tereddüde yer kalmayacak şekilde
anlaşılmasından sonra, tıbbi tedavinin, hasta tarafından gönüllü bir şekilde
kabul edilmesidir. [4]
Aydınlatılmış
onamın temel özellikleri şu şekildedir;
· Hasta
onam verme yeterliğinde olmalıdır. Yani var olan seçenekler hakkında düşünüp,
akıl yürütebilmeli; kendisine anlatılan bilgileri anlayabilmeli, içinde
bulunduğu durumun sonuçlarını değerlendirip, bilgiyi akılcı bir biçimde
işleyebilmelidir.
· Onam
açık olmalıdır. Tıbbi ilişkide geçerli olan onam “açık onam”dır. Açık onam,
gönüllü ve aydınlatılmış onam demektir; bu durumda hasta kendisine verilen
bilgilerin tümünü anlamış ve onam formunu imzalamıştır.
· Onam
yalnızca aydınlatılan konu üzerinde önerilen tedavi ya da işlem için
geçerlidir. Açık onam, hastanın “her bir tıbbi uygulama için” aydınlatılmış
olmasını gerekli kılmaktadır. [5]
Aydınlatılmış
temel unsurları ise,
· Bilginin
hastaya açıklanması,
· Bilginin
hasta tarafından anlaşılması,
· Onamın
gönüllü olması,
· Hastanın
onam vermeye yeterli olması.
· Anladığının
bilgilendirmeyi yapan tarafından denetlenmesi ve yetkilendirmedir. [6]
Ülkemizde,
mRNA aşının uygulamasında, aşı olacak kişilere “mRNA Covid-19 Aşı Uygulama
Bilgilendirme ve Onam Formu” adı altında imzalatılan onam formu, mRNA
aşılarının henüz uzun süreli olarak etkisinin ve verimliliğinin bilinmediği,
yine aşının henüz bilinmeyen olumsuz bir etkisinin olabileceği, aşının salgın
koşulları altında kişinin tamamen kendi iradesi ile uygulanacağı, bu nedenle
üretime ait hatalar haricinde oluşabilecek maddi ve manevi zararlardan üretici
firmanın sorumlu olmadığı belirtilerek, aşı uygulanacak kişinin söz konusu onam
formunu okuduğunu, anladığını ve kendi iradesi ile aşı uygulanmasını kabul
ettiğini yazması istenerek imzalatılmaktadır.
Söz konusu onam formu ile tıbbi müdahalenin (mRNA aşısının) nasıl bir olumsuz etkisinin olabileceği belirtilmeksizin ve hekim tarafından yeterince aydınlatma yapılmaksızın aşı olacak kişilerin onayları alınmaktadır. Aşı sonucunda oluşması muhtemel riskler, yan etkiler ve meydana gelebilecek sonuçlar hakkında eksik bir şekilde aydınlatma yapılarak imzalanan aşı onam formlarının hem yasal düzenlemeler hem de tıp etiği açısından geçerli olup olmadığı hususu tartışmalara sebebiyet verebilecektir. Halihazırda imzalatılmakta olan onam formunun, ileride yaşanması muhtemel sorunlarda devletin ve üreticinin sorumluluğunu ortadan kaldıramayabileceği kanaatinde olmakla birlikte kişinin tıbbi müdahaleye açık bir rızası bulunmasa veya geçerli bir onam alınmamışsa dahi tıbbi müdahaleyi hukuka uygun hale getiren birtakım hallerin de söz konusu olduğunu belirtmek gerekir.
Şöyle ki; müdahalenin gerçekleşmesinde üstün
özel yararın veya üstün kamu yararının bulunduğu durumlarda da tıbbi müdahale
kişinin açık rızası olmasa dahi hukuka uygun hale gelebilmektedir. Covid-19
kapsamında yapılan aşılama özelinde üstün kamu yararı halinin incelenmesi
gerekirse;
Üstün Kamu Yararı ve
Covid-19 Kapsamında Aşılama
Aşı
hem bireysel bağışıklığın artmasını hem de aşılanmamış kişilerin, aşılanan
kişiler nedeniyle, hastalık etkeni ile temaslarının azalması sonucu, toplumda o
hastalığın görülme hızının azalmasını sağlar. Buna toplumsal bağışıklık (Herd
Immunity) denir. [7]
Kişinin
rızası olmaksızın yapılan bir tıbbi müdahalede üstün kamu yararı varsa müdahale
hukuka uygun kabul edilecektir. Burada hukuka uygunluk sebebi kanunun verdiği
bir yetkinin kullanılmasıdır. Kanunun hastayı tedaviye mecbur etmesinin sebebi
yeni mağdurlar yaratılmasının önlenmesidir ki bu durumda korunan yararlar
arasında bir denge bulunmaktadır. [8]
Türk
Medeni Kanunu madde 24/2’ye göre; “Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası,
daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin
kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına
yapılan her saldırı hukuka aykırıdır”. Buna göre yaşama hakkına, sağlık
hakkına ve vücut bütünlüğüne yönelik müdahaleler yasak olmakla birlikte, bu
müdahaleler belirli şartların varlığı halinde hukuka uygun olarak kabul edilmektedir.
[9]
Sonuç
olarak, Covid-19 aşılaması sırasında, uygulanacak aşılama hakkında açık ve net
şekilde bilgilendirilme yapılmaksızın, daha önceden hazırlanmış matbu bir
formun çoğaltılarak aşı öncesinde imzalatılması suretiyle alınan ve içeriğinde
uygulanacak tıbbi işlemle ilgili muhtemel riskleri, yan etkiler ve olası
sonuçlar hakkında net bir bilgi içermeksizin, eksik aydınlatma ile alınan onamın,
gerek yasal düzenlemeler gerekse de tıp etiği açısından, hukuken geçerli bir
aydınlatılmış onam olarak kabul edilmesi pek çok açıdan tartışmaya açık bir
konudur. Buna karşın, Covid-19 kapsamında yapılan aşılamanın ancak üstün kamu
yararı sebebiyle hukuka uygun olduğu kabul edilebilecektir.
Stj. Av. D. Roza Doğan
Kaynakça:
1. ŞİMŞEK,
Uğur. Sağlık Hukukunda Aydınlatılmış Rıza, Dokuz Eylül Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 16, Özel Sayı 2014, s. 3535-3556 Prof. Dr. Hakan
PEKCANITEZ’e Armağan.
2. OKYAY,
R, AKBABA, M, KİRKİT, E. (2016). Aydınlatılmış Onam Ve Aşılama. Turkish
Journal of Public Health, 13 (2), 155-159. DOI: 10.20518/thsd.78963
3. HAKERİ,
Hakan. Tıp Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara:2012, s.267.
4. HAKERİ,
Hakan. Tıp Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara:2012, s.267.
5. AYDINLATILMIŞ
ONAM KILAVUZU, Hekimler ve Tabip Odası Yöneticileri İçin Mevzuat.https://www.ttb.org.tr/mevzuat/index.php?option=com_content&view=article&id=983:onam&catid=26:etik
6. AYDINLATILMIŞ
ONAM KILAVUZU, Hekimler ve Tabip Odası Yöneticileri İçin Mevzuat.https://www.ttb.org.tr/mevzuat/index.php?option=com_content&view=article&id=983:onam&catid=26:etik
7. Aşı
Reddine Genel Bir Bakış ve Literatürün Gözden Geçirilmesi, Hayrunnisa Bekis
Bozkurt, Kafkas J Med Sci 2018; 8(1):71–76.
8. KURT,
Munise, Gülen. Tıbbi Müdahalelerde Aydınlatılmış Onam. Türkiye Barolar Birliği
Dergisi. 2020; 2020(146): 187 - 218.
9. KURT,
Munise, Gülen. Tıbbi Müdahalelerde Aydınlatılmış Onam. Türkiye Barolar Birliği
Dergisi. 2020; 2020(146): 187 - 218.