Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

7456 SAYILI KANUNUN İLE İHDAS EDİLEN EK MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİNE İLİŞKİN GENEL TEBLİĞ’İN ANAYASA’YA AYKIRILIĞI

7456 SAYILI KANUNUN İLE İHDAS EDİLEN EK MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİNE İLİŞKİN GENEL TEBLİĞ’İN ANAYASA’YA AYKIRILIĞI

A. Genel Olarak Motorlu Taşıtlar Vergisi

Motorlu Taşıtlar Vergisi 197 sayılı kanunda düzenlenmektedir. Bu kanuna göre, trafik şube veya bürolarına, bunun yanı sıra Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne kayıt ve tescil edilmiş motorlu kara taşıtları, uçak ve helikopterlerin; motor silindir hacimleri, yaşları, azami ağırlıkları, taşıt değerleri, cins ve oturma yerleri, gibi ölçütlere göre oluşturulan fiyat çizelgeleri üzerinden yıllık olarak tahakkuk eden miktarlar üzerinden alınan, bir vergi türüdür. [1]

B. 7456 Sayılı Kanun ile İhdas Edilen Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi

7456 sayılı “06/02/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” un 1’inci maddesinin 1. fıkrası uyarınca, 18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 5’inci, 6’ncı ve geçici 8’inci maddelerinde yer alan (I), (I/A), (II) ve (IV) sayılı tarifelere göre vergiye tabi olan ve bu Kanunun yayımı tarihinde ilgili sicilde kayıt ve tescilli bulunan taşıtlar ile bu Kanunun yayımı tarihinden 31/12/2023 tarihine kadar ilgili sicillere ilk defa kayıt ve tescil edilecek olan taşıtlar, bir defaya mahsus olmak üzere, 2023 yılı için tahakkuk ettirilen motorlu taşıtlar vergisi tutarı kadar ek motorlu taşıtlar vergisine tabidir.” , şeklinde bir düzenlenme getirilmiştir.

C. Anayasal İlkeler Çerçevesinde Kanunun İncelenmesi

Anayasa’nın 2. maddesinde hukuk güvenliği ilkesi düzenlenmekte olup, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sosyal bir hukuk devleti olduğu belirtilmektedir. Bunun yanı sıra Anayasa’nın 10. maddesi uyarınca kanun önünde eşitlik ilkesi düzenlenmekte olup herkesin kanun önünde eşit olduğu kuşkusuzdur.

Anayasa’nın 73. Maddesine, kişilerin vergi ödevine, göre ise; herkesin kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlü olduğu bunun yanı sıra vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımının, maliye politikasının sosyal amacı olduğu ele alınmaktadır. 7456 sayılı Kanun’un 1. maddesin de belirtildiği üzere toplumun bir kısmı, motorlu taşıt sahibi olanlar, ek vergilendirmeye maruz kalırken toplumun diğer kısmı, motorlu taşıt sahibi olmayanların, herhangi bir ek vergilendirmeye tabi olmamaktadır. Buna ek olarak motorlu taşıt sahibi kişilerin aynı yıl içinde ikinci kez vergilendirmeye maruz kalmaktadır. Aynı zamanda çıkartılan kanunun öngörülebilir olmadığı ayrıca çıkartıldığı tarih itibariyle önceden meydana gelmiş vergi doğuran olay üzerinden vergilendirme teşkil ettiği gerekçesiyle kanunun geri yürüdüğü açıktır.

Anayasa’nın 2. Maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesi, hukuki güvenlik ilkesini içinde barındırmaktır. Hukuki güvenlik ilkesinin alt başlıklarında ise verginin belirliliği ve kanunların geriye yürümezliği ilkeleri bulunmaktadır.

Vergi Hukuku açısından, verginin belirlenebilir/öngörülebilir olması ilkesinin kanun açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. Hukuk devletinin temel ilkeleri arasında yer alan belirlilik ilkesi, vergi mükelleflerinin yükümlü oldukları vergileri önceden öğrenebilmesi gerektiğini savunur. Yasal düzenlemelerin belirli, açık ve net olması hukuksal güvenlik açısından önem arz etmektedir. Bu sayede devlete duyulan güven artar ve bireyin öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmesi kolaylaşır. Belirli olmayan bir vergi yükünün, vergi mükelleflerini ekonomik olarak zor duruma sokacağı, bunun sebebinin ise öngöremedikleri yeni bir yükümlülüğe uygun hazırlıklar içerisine girmelerinin zor olacağı aşikardır.

Yürürlüğe giren kanun 15 Temmuz 2023 tarihlidir. Ancak vergiyi doğuran olay bu tarihten önce gerçekleşmiştir. Dolayısıyla verginin geçmişe yürüdüğü gözler önündedir. Anayasa Mahkemesi tarafından ele alınmış olan vergi yasalarında geriye yürüme yasağı, ek motorlu taşıtlar vergisi kanunuyla ihlal edilmiştir. Vergiyi doğuran olayın bulunduğu tarihteki kanunların uygulanması gerekmektedir. Sonradan yürürlüğe giren kanunun, yürürlükte olduğu tarihten önceki vergi doğuran olaylara etki etmesi hukuk devleti ilkesiyle paralel olmayan bir düzenlemedir.

Kanunlarda iki şekilde geçmişe yürüme söz konusudur, gerçek geçmişe yürüme ve gerçek olmayan geçmişe yürüme. Getirilen ek vergilendirme kanunu gerçek geçmişe yürümenin bir örneğidir çünkü vergi doğuran olay, hukuki sonuçlarını doğurmuş bir olay, gerçekleşmiş bunun üzerine sonradan kabul edilmiş olan ek vergi kanunu uygulanmıştır. Hukuki güvenlik ilkesi uyarınca geçmiş dönemlerdeki vergi yükünün sonradan çıkartılan kanunlarla arttırılmaması önem arz etmektedir. Böyle bir durumda toplumun devlete olan bakış açısının değişerek daha güvensiz bir ortam yaratılacağı kuşkusuzdur. Bunun bir diğer temel sebebi toplanan deprem vergilerine ek olarak bir de motorlu taşıt sahibi gerçek ve tüzel kişilere ek vergi getirilmesidir. [2]

Anayasa’nın 73. Maddesi çerçevesinde kanunu incelersek, herkesin mali gücüne orantılı olarak vergi ödemekle yükümlü olduğu belirtilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 06.07.1995 Tarihli kararında da belirtildiği üzere, “…Bu durumda, Anayasa’da öngörülen “verginin mali güce göre ödenmesi”, “herkesin vergi ödemesi” ilkesiyle birlikte vergilendirmede adalet ve eşitlik ilkesine uygunluğunu gösterir ve sosyal devletin en etkin uygulama aracını oluşturur. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı bu ilkelere uyularak sağlanır. Vergide eşitlik ilkesi, mali gücü aynı olanların aynı, mali gücü farklı olanların ise ayrı oranda vergilendirilmesidir.” [3]

Belirlenen vergi yükünün bireylerin ekonomik gelirleriyle orantılı olması gerekirken, motorlu taşıt sahibi bireylerin mali gücünün motorlu taşıt sahibi olmayanlardan daha iyi olduğunu söylemek çok mümkün değildir. Yaşanan depremden kaynaklanan maddi sıkıntıların önceden toplanmış olan deprem vergileriyle karşılanması gerekirken, sadece motorlu taşıt sahiplerine getirilen ek vergilendirme ne adaletli ne de dengelidir. Toplumun tamamı tarafından karşılanması gereken vergi ödevinin sadece toplumun belli bir kesimi üzerine yüklenmesi adalet ve denge teşkil etmemektedir.

Anayasa’nın 73. maddesinin yanı sıra Anayasa’nın 10. maddesinin de dikkate alınması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi yasa önünde eşitlik ilkesini uygularken, aynı hukuksal durum içerisindekilere aynı, farklı hukuksal durum içerisindekilere farklı davranılması gerektiğini belirtir. Farklı hukuksal durumdaki bireylerin bu farklılıkları haklı nedenden kaynaklanmaktadır. Ek vergilendirmenin sebebinin deprem sebebiyle ortaya çıkan zararlar olduğu aşikardır.

Kanunun 4. maddesinde düzenlendiği üzere, “…deprem tarihi itibarıyla kayıt ve tescilli olan taşıtlar, deprem nedeniyle yıkılan veya ağır ya da orta hasarlı hâle gelen binaların maliklerine ait taşıtlar, depremlerde ağır hasar görerek kullanılamaz duruma gelen taşıtlar ile deprem nedeniyle eşi veya birinci derece kan hısımlarından birini kaybeden mükelleflere ait taşıtlar ek motorlu taşıtlar vergisinden müstesnadır.”.

Bu durumda depremden etkilenen vatandaşların haklı nedenden dolayı ek vergiden muaf olması normaldir. Fakat toplumun kalanında motorlu taşıt sahibi olmayan bireylerin ek vergilendirmeye dahil edilmemesinin herhangi bir haklı nedeni bulunmamaktadır. Bu durumda benzer koşulda olan bireylerin farklı muamele görmesi eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin mülkiyet hakkı ile bağlantılı olarak ayrımcılık yasağına ilişkin birçok kararı bulunmaktadır. Çıkartılan kanun ile sadece motorlu taşıt sahibi gerçek ve tüzel kişilerin ek vergilendirmeye tabi tutulması mülkiyet hakkı ile bağlantılı olarak yapılan ayrımcılığı gözler önüne sermektedir. Oysaki toplumun tamamı tarafından bu vergi yükümlülüğü paylaşılsa böyle bir durum söz konusu olmayacaktır.

Anayasa Mahkemesi 23.07.2003 tarihli 2003/48 E., 2003/76 K. sayılı ilamı;

4837 sayılı Yasa'nın iptali istenen 1. maddesiyle 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'nun 5. ve 6. maddelerinde yer alan tarifelere göre, 2003 yılı için tahakkuk ettirilen motorlu taşıtlar vergisi tutarı kadar bu Kanun'un yayımlandığı tarihte sicilde kayıtlı bulunan taşıtlardan ek motorlu taşıtlar vergisi alınacağı öngörülmüştür… Anayasa'nın 73. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.” denilmektedir. Burada verginin malî güce göre alınması ve genelliği ilkeleriyle vergilendirmede eşitlik ve adaletin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Ekonomi ve vergi hukuku alanında malî güce ilişkin göstergelerin gelir, sermaye ve harcamalar olduğu kabul edilmektedir. Malî güç, ödeme gücünün kaynağı, dayanağı, nedeni ve varlık koşuludur. Yasa koyucunun vergilendirmede, kişilerin sahip olduğu ekonomik değer ile malî güçlerini göz önünde bulundurması gerekir. Vergide genellik ilkesi, herhangi bir ayırım yapılmaksızın malî gücü olan herkesin vergi yüküne katılmasını ve vergi ödemesini ifade eder. Malî güce göre vergilendirme, verginin, yükümlülerin ekonomik ve kişisel durumlarına göre alınmasıdır. Bu ilke, aynı zamanda vergide eşitlik ilkesinin uygulama aracı olup, malî gücü fazla olanın malî gücü az olana göre daha fazla vergi ödemesini gerektirir. Vergide eşitlik ilkesi ise malî gücü aynı olanlardan aynı, farklı olanlardan ise farklı oranda vergi alınması esasına dayanır. Diğer bir anlatımla, yükümlülerin genel vergi yüküne kendi ödeme güçlerine göre katılmalarıdır. Hukuk devleti, tüm devlet organlarının eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, yönetilenlere güçlü, etkin ve kapsamlı biçimde hukuksal güvencenin sağlandığı, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, hukukun evrensel kurallarına saygı gösterildiği ve adaletli bir hukuk düzeninin gerçekleştirildiği devlettir. Hukuk devletinin öğeleri arasında eşitlik ilkesi de vardır. Yasa'nın iptali istenen 1. maddesiyle 2003 yılı içinde alınan motorlu taşıtlar vergisi aynı yıl içinde aynı miktarda ek vergi adı altında ikinci kez alınmaktadır. Oysa, 197 sayılı Yasa gereğince 2003 yılı için motorlu taşıtlar vergisinin Vergi Usul Kanunu'na göre yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle zaten güncelleştirilerek alınmaktadır. Güncelleştirilen yeni miktar üzerinden 2003 yılında ikinci kez ek vergi tahakkuk ve tahsil edilmek suretiyle vergi yükü araç sahipleri aleyhine ağırlaştırılmakta, gelir ve kurumlar vergisi yükümlüleri gibi diğer vergi mükelleflerine de yansıtılmamaktadır. Bu durum, vergi yükünün dengeli, adil, ölçülü ve eşit dağılımını engelleyerek Anayasa'nın 73. maddesinde öngörülen vergilendirme ilkelerine aykırılık oluşturmaktadır. Yasa'nın genel gerekçesinde, ekonomik istikrarı sağlamak ve kamu borç stokunun azaltılmasını temin amacıyla bu düzenlemenin yapıldığı açıklanmakta ise de bunun olağanüstü koşulların zorunlu kıldığı haklı bir neden olarak kabulü mümkün görülmemiştir.” [4]

Anayasa Mahkemesi 07.10.2003 tarihli 2003/73 E., 2003/86 K. sayılı ilamı;

“Dava dilekçesi ve başvuru kararında, 197 sayılı Kanuna göre, yılın ikinci yarısında iktisap edilen taşıtlar nedeniyle motorlu taşıtlar vergisinin sadece ikinci taksitinin ödenecek olmasına rağmen, iptali istenilen kuralda, yılın ikinci yarısında ilk defa kayıt ve tescil edilen taşıtlar için de 2003 yılına ait motorlu taşıtlar vergisinin tamamının taşıt vergisi olarak alınmasının öngörülmesinin vergi mükellefleri arasında eşitsizliğe neden olduğu, iptali istenilen kuralın, Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen sosyal hukuk devletinin gereği olan “hukuk güvenliği ilkesi” ile 10. maddesindeki “yasa önünde eşitlik ilkesi” ve 73. maddesindeki “malî güce göre vergilendirme ve vergi yükünün adaletli ve dengeli bir şekilde dağılımı ilkesi” ne aykırılığı ileri sürülmektedir. Devletin vergilendirme yetkisinin sınırı, aynı zamanda kişilerin hak ve özgürlüklerinin de sınırını oluşturduğundan, bu yetkinin keyfiliğe kaçacak biçimde kullanılmasının önlenmesi, hukuk devleti olmanın gerekleri arasında öncelikli bir yere sahip bulunmaktadır. Vergilendirme alanında olası keyfi uygulamalara karşı düşünülen ilk önlem, kuşkusuz yasallık ilkesidir. Ancak vergilerin yasayla getirilmesi, yalnız başına vergilendirme yetkisinin keyfi kullanılarak adaletsiz sonuçlar doğurmasını engelleyemeyeceğinden, yasallık ilkesi yanında verginin genel ve eşit olması, idare ve kişiler yönünden duraksamaya yol açmayacak belirlilik içermesi, geçmişe yürümemesi, öngörülebilir olması ve hukuk güvenliği ilkesine de uygunluğunun sağlanması gerekir. Öte yandan, Yasa'nın madde gerekçesinde, ek motorlu taşıtlar vergisine ilişkin hükmün iptali nedeniyle ortaya çıkan ve uygulanmakta olan ekonomik program hedeflerini tehlikeye düşüren gelir kaybının telafisi amacıyla düzenleme yapıldığı açıklanmakta ise de bunun olağanüstü koşulların zorunlu kıldığı bir neden olarak kabulü mümkün görülmemiştir. Dava konusu düzenleme ile malî güç nazara alınmaksızın ve olağanüstü bir durum da olmaksızın ikinci kez vergi tahakkuk ve tahsil edilmek suretiyle vergi yükü araç sahipleri aleyhine ağırlaştırıldığından, 21. maddenin birinci fıkrası Anayasa'nın 2., 10. ve 73. maddelerine aykırıdır, iptali gerekir.” [5]

SONUÇ

Yukarıda detaylıca açıklanan hususlar çerçevesinde; yürürlüğe kanun ile getirilen motorlu taşıtlara ilişkin ek verginin, Anayasa’nın 2’nci, 10’uncu ve 73’üncü maddelerine aykırı olduğu sebepleriyle birlikte açıklanmıştır. Buna göre, hukuki güvenlik ilkesinin yürürlüğe konulan kanunun öngörülebilir olmamasından kaynaklı ihlal edildiği, bunun yanı sıra sadece motorlu taşıt sahibi kişilerin ödediği bu verginin mülkiyet hakkından dolayı ayrımcılığa maruz kalarak eşitlik ilkesiyle çeliştiği, ayrıca mali güce orantılı bir vergilendirmenin söz konusu olmayıp, çıkartılan kanunun kanunların geriye yürümezliği ilkesine aykırılığı tespit edilmiştir. Makalede bulunan Anayasa Mahkemesi kararlarında yine ek vergilendirmeye ilişkin düzenlemenin hukuka aykırı bulunduğu görülmektedir. Dolayısıyla yürürlüğe konan bu kanunun hukuk devletinde faaliyet alanı bulması talihsiz bir durumdur.

Stj. Av. Mustafa Emre Batmaz

 

Kaynakça:

1. Çolak, Mustafa, “Vergi Hukuku” Sf. 71

2. Karakoç, Yusuf, “Genel Vergi Hukuku” Sf. 158

3. Saban, Nihal, “Vergi Hukuku”, Anayasa Mahkemesi, 6.7.1995, 1994/80 E., 1995/27 K. Sayılı İlamı

4. Anayasa Mahkemesi 23.07.2003 tarihli 2003/48 E., 2003/76 K. sayılı ilamı,

5.Anayasa Mahkemesi 07.10.2003 tarihli 2003/73 E., 2003/86 K. sayılı ilamı

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN