Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

31 GÜN ÇEKEN AYLARDA İŞÇİNİN MAAŞI NE KADAR ÖDENMELİDİR?

31 GÜN ÇEKEN AYLARDA İŞÇİNİN MAAŞI NE KADAR ÖDENMELİDİR?

I. ÜCRET KAVRAMI

Ücret, işçinin yaptığı işin karşılığı olarak işverenden aldığı ödemedir. Toplumda yaşayan herkesin hayatını bir şekilde kazanarak devam ettirdiği bir dünyada, işçilerin emeklerinin karşılığı olarak aldıkları ücretle hayatlarını idame ettirdikleri şüphesizdir. Toplumun büyük bir bölümünü ilgilendiren ücretin önemi ve kanuni düzenlemesi, korunması işçinin hayatını ve ailesinin geleceğini yakından ilgilendiren bir durumdur. Bu kapsamda ücret, sadece emeğin karşılığı olarak verilen bir paradan ziyade aynı zamanda ülkenin ekonomisi, çalışma barışı ve huzuru için de önem arz eden bir kavramdır.

Bilindiği üzere Anayasamızın 18.maddesi; hiç kimsenin zorla çalıştırılamayacağını, angaryanın yasak olduğunu anayasa ile güvence altına almıştır. Bu güvence ile, bir kimsenin ücret almaksızın zorla çalıştırılması anayasaya aykırılık teşkil etmektedir. Dolayısıyla bir kimsenin ücreti ödenmeden ve hatta ücreti ödense bile zorla çalıştırılması yasa gereği mümkün değildir. Aynı zamanda Anayasamızın 55/1 inci maddesi, “ücret, emeğin karşılığıdır” demektedir. Söz konusu düzenlemelerin Anayasada yer alması bu konuda yasa koyucunun ücrete verdiği önemi ortaya koymaktadır.

Ücret, genellikle işçinin ve ailesinin tek geçim kaynağı olabilmektedir. Bu nedenle ücret, işçinin sadece iş sözleşmesinden doğan kanuni bir hakkı olmaktan ziyade aynı zamanda sosyal bir haktır. Nitekim ücret anayasamızda sosyal haklar arasında yer almaktadır.

Ücret, işçinin iş sözleşmesinde yer alan iş görme borcunu yerine getirmesi karşısında; işverenin iş sözleşmesinden kaynaklanan temel borcudur. Bu borcunun kaynağını pek tabi ki taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesi oluşturmaktadır. İş Kanunu’nun 8.maddesi iş sözleşmesini; bir tarafın bağımlı olarak iş yapmayı, diğer tarafın da ücret ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlamış bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32/1. Maddesi ise ücreti; ‘bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar’ olarak tanımlamaktadır.

İşbu hükümlerden anlaşılacağı üzere ücretin işçi tarafından yerine getirilen bir işin karşılığı olduğu belirtilmiştir. Halbuki günümüzde bu kuralın istisnaları kabul edilmiştir.  Bazı durumlarda işçinin bir çalışma karşılığı olmaksızın ücret isteyebileceği yasa ile mümkündür. Örneğin; işçilere zorlayıcı nedenlerle çalışmadığı günlerde, hafta tatilinde, ulusal bayram ve tatil günlerinde, yıllık ücretli izinlerde, askerlik görevini yapan gazetecilere bir iş karşılığı olmaksızın ödenen ücret sosyal ücret olarak kabul edilmektedir. Bu kapsamda değerlendirildiğinde ücret, işçinin iş görmüş olmasına bağlı olmaksızın iş ilişkisi dolayısıyla işçiye sağlanan tüm menfaatler olarak tanımlanabilir.

II. ÜCRETİN ÖDENMESİ

4857 sayılı İş Kanunu’nun 32.maddesinin 1.fıkra hükmü gereğince, ücretin para olarak ödenmesi gerekmekte olup ücretin para dışında bono, senet veya herhangi bir şekilde ödenmesi mümkün değildir. İşbu emredici hüküm gereği kanun koyucunun ücretin nakit para olarak ödenmesini zorunlu kıldığı tartışmasızdır. Aksi yönde yapılacak sözleşme hükümleri geçersiz olacaktır.

Ayrıca önemine binaen belirtilmelidir ki taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği ücret yabancı para ile kararlaştırılmış olsa bile ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesi gerekmektedir. İşverenin, işçiye ödeme günündeki kura riayet ederek ödeme yapma mecburiyeti bulunmaktadır. İstisnai olarak sözleşmede mutlaka yabancı paranın sağlanması yönünde bir hüküm var ise Borçlar Kanunu’nun 99/2 hükmü gereğince, işveren döviz ile ödeme yapmak zorundadır.

Aynı zamanda İş Kanunu’nun 32.maddesinin 2.fıkrasına göre; ücret, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Banka hesabına ödeme yapılmasına ilişkin düzenlemenin asıl amacı kayıt dışılığı önlemedir.

Ücretin ifa zamanı ise, taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile belirlenir. Ancak ücretin ödenme zamanı ile ilgili olarak, taraflar tamamıyla bir serbest iradeye sahip değillerdir. İş Kanunu’nun 32/5.maddesi; ücretin en geç ayda bir ödeneceğini, iş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile bu sürenin bir haftaya indirilebileceğini hüküm altına almıştır. Belirtmek gerekir ki işbu hüküm emredici bir hükümdür. Burada yasa koyucunun amacı, işçiyi korumaktır. Sonuçta sadece aldığı ücreti ile hayatını idame ettiren işçinin uzun süre ücretine kavuşamaması geçimini sağlayamayacağı yadsınamaz bir gerçektir. Yasa koyucu üst sınır koyarken aynı zamanda tarafların anlaşması ile bu sürenin bir haftaya kadar indirilebileceğini hüküm altına almıştır. Bu itibarla, işçi lehine yorum yapılarak bu sürenin tarafların anlaşmasıyla bir günlük ödemelere kadar indirilebileceği kabul edilmelidir.

İş Kanunu’nun 34.maddesine göre ücret, mücbir neden olmaksızın ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde ödenmezse, işçi iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Hatta iş görme borcunu yerine getirmeyenlerin sayısı bireyselin ötesinde toplu bir nitelik kazansa bile bu durum bir grev olarak kabul edilmemekte olup ayrıca işçinin iş sözleşmesi bu durumdan dolayı feshedilemez, yerlerine başka işçi alınamaz ve onların işleri de başkalarına yaptırılamaz. Görüldüğü üzere kanun koyucu, ücretin ödenmesine ilişkin işvereni zorlayıcı hükümler getirmiş bulunmaktadır. Aynı zamanda İş Kanunu 34.madde hükmü gereğince, gününde ödenmeyen ücretler için yasa gereği olarak mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmaktadır.

III. 31 GÜN ÇEKEN AYLARDA İŞÇİNİN MAAŞI NE KADAR ÖDENMELİDİR?

Bilindiği üzere bazı aylar 30 gün çekerken bazıları da 31 gün çekmektedir. Bu durum ücret ödenmesi açısından bir soruyu da beraberinde getirmektedir:

İşçinin maaşı, 31 gün çeken aylarda 1 yevmiye fazla mı ödenmelidir?

Bu sorunun cevabı için işçinin ücreti aylık mı günlük mü belirlenmiş?

Öncelikle cevaplanması gereken soru, işçinin ücretinin aylık mı günlük mü belirlendiğine ilişkin sorudur. İşçinin ücreti eğer iş sözleşmesiyle günlük olarak belirlenmişse, işçiye maaşının aydaki gün sayısına göre ödeneceği gayet açıktır. Dolayısıyla böyle bir işçi, 31 çeken aylarda 31 yevmiye alırken, 28 çeken bir ayda da 28 yevmiye alacaktır.

Ancak ücreti aylık belirlenen bir işçi için aynı şeyi söylememiz mümkün değildir. İşçinin maaşı aylık olarak belirlenmişse, 31 çeken aylarda bir yevmiye fazla istenmesinin doğru olmadığına dair Yargıtay kararları da bulunmaktadır.

IV.  31 GÜN ÇEKEN AYLARIN ÜCRETİNE DAİR YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2010/28971 E. ve 2012/40910 K. sayılı ilamıyla; “Dosyaya ibraz olunan bordrolardan davalı işyerinde ücretlerin aylık ödendiği ve aylık miktarların maktu olduğu açıktır. Bazı aylar 30, bazı aylar 31 ve bazı aylar da daha az günden oluşabilir. Bu bakımdan 31 gün çeken aylar için bir gün eksik ücret ödendiği sonucuna varılamaz. Nitekim Dairemizin 15.10.2001 tarih ve 2001/14817 E – 2001/16050 K sayılı içtihadı da aynı mahiyettedir.” [1]

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2000/6937 E. ve 2000/10207 K. sayılı ilamıyla; “Davacıya ücretlerin aylık asgari ücretten ödendiği anlaşıldığından 31 gün olan aylar için 31. günün ücretini talep etmesi mümkün değildir. Mahkemece yanlış değerlendirmeyle anılan günler için ücret alacağına hükmedilmesi hatalıdır.” [2]

Yukarıdaki emsal Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere ister asgari ücret olsun isterse de bunun üstünde bir ücret, aylık olarak belirlenmiş ücretin doğal sonucu, ay içindeki gün sayısından bağımsız olarak alınacak maaşın değişmemesidir. Burada uygulamada sorun yaratan husus asgari ücretin ilan edilme şeklidir. Asgari ücret tespit komisyonu kararı incelendiğinde, asgari ücret miktarının günlük olarak tespit edildiği görülmektedir.

Bu doğrultuda, asgari ücret günlük belirleniyor diye 31 çeken günlerde de 30 günlük ücret ödenmesi gerektiğini iddia edebilir miyiz?

Bu Sorunun Cevabı İçin Her Somut Olaya Göre Ücret Rejiminin Tespit Edilmesi Gerekir.

İşçinin ücretinin 30 gün üzerinden mi yoksa 31 gün üzerinden mi ödeneceği hususu her seferinde somut olaya göre değerlendirilmelidir. Bu değerlendirme yapılırken de şu soruların cevabı önem arz etmektedir.

- İş sözleşmesinde ücret, aylık mı günlük mü belirlenmiş?

- Uygulama da işçinin işe gelmediği günler de yevmiyesinde kesinti yapılıyor mu?

- Örneğin hafta içi işe mazeretsiz gelen bir işçinin hafta tatil ücreti de dahil olmak üzere iki günlük ücreti kesiliyor mu?

Ancak şu hususa dikkat çekmek gerekir ki Yargıtay; işçinin raporlu olduğu günlerde ücretinin kesilmesinin ya da primlerinin eksik yatırılmasının tek başına işçinin maaşının günlük belirlendiğini göstermeyeceğini belirtmektedir.

Yargıtay’a göre işçinin maaş bordrosu temel kriter olarak ele alınmalı ve buna göre, ücretin maktu mu yoksa günlük mü olduğuna karar verilmelidir.

Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/3856 K. Sayılı ilamı ile; “… Somut uyuşmazlıkta davacıya ait iş yerinde iş müfettişlerince yapılan inceleme sonucu düzenlenen teftiş raporunda işçilerin raporlu oldukları günlerin ücretlerinden kesilmesi ve primlerinin eksik yatırılması nedeniyle aylık maktu ücretle değil günlük ücret sistemine göre çalıştığı kabul edilen işçilere 31 gün çeken aylarda 30’ar günlük ücret tahakkuk ettirilip birer gün eksik ücret tahakkuk ettirilmesi nedeniyle bu aylarda birer günlük ücret ödenmesi tespitine yer verilmiştir. [3]

 “Dosyaya ibraz olunan bordrolardan davacı işyerinde ücretlerin aylık ödendiği ve aylık miktarların maktu olduğu açıktır. Bu bakımdan işçilerin raporlu oldukları günlerin ücretlerinden kesilmesi veya primlerinin eksik yatırılması işçilerin günlük ücretle çalıştığını göstermeyeceği gibi 31 gün çeken aylar için bir gün eksik ücret ödendiği sonucuna da varılamaz. Bazı aylar 30, bazı aylar 31 ve bazı aylar da daha az günden oluşabilir. Buna göre dava konusu teftiş raporunun bu kısmının iptali gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir…” şeklinde hüküm tesis etmiştir.

Netice olarak; işbu hususlar birlikte değerlendirildikten sonra ücretin günlük olarak belirlendiğine kanaat getirilir ise işçiye 31 gün çeken aylarda 31 yevmiye ödenmesi gerekmektedir. İşçinin ücretinin aylık ve maktu olarak belirlendiğine kanaat getirilir ise ay içinde kaç gün olursa olsun işçinin alacağı maaş değişmeyecektir.

SONUÇ

Ücret, toplumsal yaşamdaki yeri itibariyle büyük bir öneme sahiptir. 31gün çeken aylara ilişkin durumda her somut olay tek tek incelenmeli, işçinin iş sözleşmesinde ücretinin nasıl belirlendiği öncelikle tespit edilmeli ve işçinin bordrosu esas alınmalıdır. Ücretin günlük olarak belirlendiğine kanaat getirilirse, işçiye 31 gün çeken aylarda 31 yevmiye ödenmesi gerekmektedir. İşçinin ücretinin aylık ve maktu olarak belirlendiğine kanaat getirilirse ay içinde kaç gün olursa olsun işçinin alacağı maaş değişmeyecektir.

Stj. Av. Hivda Keskin

 

Kaynakça:

1. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2010/28971 E. ve 2012/40910 K.

2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2000/6937 E. ve 2000/10207 K.

3. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/3856 K. 

MAKALEYİ PAYLAŞIN
MAKALEYİ YAZDIRIN