Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

YABANCI KURULUŞLAR VE İŞLEMLERE İLİŞKİN KANADA MAHKEMELERİNİN YARGI YETKİSİ

YABANCI KURULUŞLAR VE İŞLEMLERE İLİŞKİN KANADA MAHKEMELERİNİN YARGI YETKİSİ

Kanada mahkemeleri ne zaman yabancı bir malvarlığı alımı işlemini iptal edebilir? Bu konu yakın zamanda Ontario İstinaf Mahkemesi tarafından Koreli bir şirketin Ontario mahkemelerinin yargı yetkisi olmadığı yönündeki kararını istinaf ettiği Harrowond S.L. ve DeWind Turbines Ltd. davasında değerlendirilmiştir. İstinaf Mahkemesi, bu kararı bozmuş ve bu şekilde Kanada mahkemelerinin yabancı kuruluşlar ve yabancı işlemlere ilişkin yargı yetkisini sahip olabileceği konusunda faydalı bir yönlendirmede bulunmuştur.

Özet

2009 yılında, Koreli bir şirket Nevada’da kurulu Composite Technology Corporation (CTC) isimli şirketten rüzgar türbini işi almak amacıyla 46 milyon USD’lik malvarlığı alım sözleşmesi akdetmiştir. Bu malvarlığı alım sözleşmesi Ontario’da yapılmamakla birlikte aslında Kanada ile de bir ilgisi bulunmamaktadır. Sözleşme, Koreli alıcı ile Amerikalı satıcı arasında gerçekleşen işleme ilişkindir. Bu sözleşme tamamıyla Kaliforniya’da müzakere edilmiş olup sözleşmede Kaliforniya kanunları geçerlidir. Devredilen malvarlıkları ise çoğunluğu Kaliforniya’da olmak üzere dünyanın pek çok yerinde bulunmaktadır.

Ontario ile olan tek bağlantı ise malvarlığı alım sözleşmesi ile ortaya çıkan CTC’nin 2006 yılında Ontario’da geçerli hale gelen niyet mektubuna ilişkin olarak Harrowand S.L. isimli Andora şirketi ile Ontario’da davalık olmasıdır. Malvarlığı alım sözleşmesi Koreli şirketin Ontario’da yürütülen davaya ya da Harrowand’ın niyet mektubuna ilişkin alacağıyla ilgili olarak herhangi bir yükümlülüğünü olmadığını açıkça belirtmiştir. Bu olayların hiçbiri şaşırtıcı olmamakla birlikte malvarlığı satışlarında alıcı hangi malvarlıklarını satın alacağını ve hangi sorumlulukları üstleneceğini seçmektedir. Hiçbir alıcı davaya neden olabilecek bir alım yapmayı tercih etmemekle birlikte bu sorumluluğu satıcıya yüklemek istemektedir.

2011 yılında, CTC şirketi iflas etmiş ve Harrowand ise kendisini müflis bir şirkete dava açarken bulmuştur. Bunun üzerine, Harrowand Ontario mahkemeleri huzurunda 2009 tarihli malvarlığı satışının CTC’ye karşı Harrowand’ın alacaklarını engellemek amacıyla yapılmış muvazaalı bir işlem olduğu iddiasıyla Koreli şirketi dava etmiştir.

Koreli şirket, Ontario mahkemesinin yabancı işlemin iptali davasını görmeye yetkili olmadığını belirterek mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Ontario mahkemesi, Ontario Niyet Mektubu malvarlığı alım sözleşmesinin muvazaalı işlemlerle ilişkili bir sözleşme olduğuna hükmederek Ontario’da dava açılabileceğini belirtmiştir.

Uyuşmazlıkla ilgili Sözleşme

Kanada Temyiz Mahkemesi,  Kanada mahkemesinin haksız fiilden doğan alacağa ilişkin karar verebilmesi için davalı tarafa yargı mercii içinde tebliğ yapılmaması ve davalının mahkemenin yargı yetkisini kabul etmemesi halinde, aşağıda belirtilen olası bağlayıcı unsurların en az birinin olması gerektiğine hükmetmiştir;

- Davalının o ilde yerleşim yeri ya da mutad meskeninin olması,
- Davalının ilgili ilde iş faaliyetinde bulunması,
- Haksız fiilin ilgili ilde meydana gelmesi, ya da
- Uyuşmazlıkla ilgili sözleşmenin ilgili ilde akdedilmiş olmasıdır.

Kanada Temyiz Mahkemesi, yargı yetkisinin Kanada mahkemesine verilmesi amacıyla uyuşmazlık ile sözleşme arasında olması gereken ilişkinin seviyesini açıklayamadığından Mahkemeler bu bağlayıcı unsurların dördüncüsü ile mücadele etmektedir.

İlk derece mahkemesi, niyet mektubunun muvazaalı işlemlerle ilişkili olduğuna karar verirken İstinaf Mahkemesi aksi yönde bir karar vermiştir. Bu karar, Ontario’da görülen davanın taraflarından herhangi birinin malvarlığını yargı yeri dışına çıkarması halinde Ontario’nun bu işlemi takip ederek yargı yetkisini üstlenebileceği anlamına geleceğinden ve mahkemenin yargı yetkisini ilgili yerle oldukça zayıf ilişkisi olan sözleşmeye dayanarak genişleteceğinden bu mantığın hatalı olduğuna hükmetmiştir.

Sonuç

İstinaf Mahkemesinin kararı, yabancı ticari faaliyetlerde bulunan yabancı kuruluşlar için zaferi temsil etmektedir. Ontario’nun sorumluluğunu bertaraf eden sıradan malvarlığı alım sözleşmesinin, Ontario mahkemesi nezdinde görülen işleme karşı yapılan atakta yeterli olamayacağını doğrulamaktadır. Mahkemeler,  yargı yetkisini dördüncü unsur kapsamında gerekçelendirmek amacıyla sözleşme ile alacak arasında gerekli olan ilişkinin kapsamını hazırlamaya devam ederken, Harrowand ile DeWind Turbines Ltd. arasındaki davadaki karar gibi kararlar Kanada mahkemelerinin yetkisine ticari açıdan makul sınırlar koymaktadır.

Ancak, Harrowand Ontario Temyiz Mahkemesi nezdinde temyiz için başvuruda bulunmuş olup İstinaf Mahkemesinin kararı bu hususla ilgili olarak son söz niteliğinde olmayacaktır.


Kaynak: http://www.mccarthy.ca/article_detail.aspx?id=6987   

HABERİ PAYLAŞIN
HABERİ YAZDIRIN