Özgün Law Firm

Özgün Law Firm

İŞ DÜNYASINDAKİ ANLAŞMAZLIĞA MAHKEMESİZ ÇÖZÜM

İŞ DÜNYASINDAKİ ANLAŞMAZLIĞA MAHKEMESİZ ÇÖZÜM

İş dünyasının oyuncuları arasındaki uzlaşmazlıklara mahkemelere gitmeden çözüm getirecek sistem devreye girdi. Özel hukuk hükümlerine tabii özerk bir kurum olarak organizasyonunu tamamlayan İstanbul Tahkim Merkezi (İSTAC), Türkiye’de ve yurt dışındaki ticari aktörler arasındaki uyuşmazlıklara alternatif çözüm mercii olarak çalışmalarına başladı.

Merkezin kurumsal temelini ise kamu, iş dünyası ve mesleki sicil toplum örgütlerinin temsil edildiği Genel Kurul oluşturuyor. ISTAC’ın üst organı konumundaki genel kurul; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye Barolar Birliği (TBB), Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Adalet Bakanlığı, Türkiye Bankalar Birliği, Türkiye Katılım Bankaları Birliği, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği, Borsa İstanbul, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu ve işçi sendikası Türk-İş olmak üzere 14 kurum ve 25 temsilciden oluşuyor.

ISTAC Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Anabilim Dalı Başkanı TOBB temsilcisi Prof. Ziya Akıncı seçildi. Yönetim Kurulu’nda Hakan Öztatar Adalet Bakanlığı’nı, Müjdat Keçeci TOBB’u, Mustafa Çıkrıkçıoğlu TİM’i, Mehmet Rifat Bircanlı da Türkiye Barolar Birliği’ni temsilen yer aldı.

2015 Kasım ayında kurulan ISTAC, günümüze kadar geçen süre zarfında hakem ve uzman kadrosunu oluşturdu ve tahkim alanında dünyaca ünlü isimler Prof. Jan Paulsson ve Prof. Dr. Bernard Hanotiou’yu kadrosuna dahil etti. ISTAC başkanı, bu iki ismi tahkim sahalarının Ronaldo ve Messi’si olarak tanımlıyor. Jan Paulsson, daha önce Uzan Grubu’nun Türkiye’ye açtığı Libananco davasında da Türkiye’yi temsil etmiş bir isim.

Modelini dünyada önde gelen Milletlerarası Ticaret Odası (ICC), Amerika Tahkim Kurumu (AAA) ve Londra Uluslararası Tahkim Merkezi (LCIA) gibi tahkim kurumlarını inceleyerek oluşturan ISTAC’ın Tahkim ve Arabuluculuk kuralları da dünya çapında kabul gören modern hukuki düzenlemelere dayanıyor.

ISTAC aracılığı ile tahkim yapmak ise herkese açık. Gerek şirketler arası olsun, gerek şirketler ile devlet arasında olsun, gerekirse de bireyler ile şirketler veya devlet arasında olsun, herkes tahkim için ISTAC’a başvurabilir.

ISTAC, uzlaşmacı sistemi ile devlet mahkemelerine kıyasla pek çok alanda farklılık sunuyor. Bunların en başında da hız geliyor. Prof. Ziya Akıncı, Türkiye’nin geçtiğimiz yıllardaki durumunu “Yargı hızı iş dünyasından geride kaldı.” sözleri ile açıklıyor. Taraflar tahkim için ISTAC’a başvurduktan sonra üç ay içerisinde nihai çözüme ulaşıyorlar. Üç aylık plana sadık kalınması için ise bir zaman çizelgesi hazırlanıyor ve neyin ne zaman yapılacağı bir plana oturtularak gecikme engelleniyor.

Tahkim hakeminin verdiği karar icra edilebilir sayılıyor ve yeniden mahkemeye taşınması gibi bir durum söz konusu olmuyor. Bu icra kararı nerede alınırsa alınsın dünyanın her yerinde değe geçerli sayılıyor. Hakemler ise konunun uzmanlarından seçiliyor ve yalnızca hukukçulardan değil, pek çok konuda uzmanlaşmış kişilerden oluşuyor. Bu hakemler tahkime başvuran taraflar tarafından ortaklaşa belirleniyor.

Türkiye’de Yargıtay’a her yıl 1 milyondan fazla dosya geliyor ve hukukçular fazlasıyla sıkışık bir programda çalışmak zorunda kalıyorlar. Yargıtay’ın bir dava konusunda karar vermesi yıllar alıyor ve “geciken adalet” büyük haksızlıklara neden oluyor. Bu sayı Türk hukuk düzenine en benzer hukuk düzenine sahip ülke olan Fransa’da ise yalnızca 35 bin. ISTAC, hızlı tahkim ile Yargıtay’ın bu yükünü azaltmayı planlıyor.

ISTAC’ın sunduğu bir diğer avantaj da işlemlerin maliyeti. Devlet mahkemelerine kıyasla oldukça ucuz bir sisteme sahip olan ISTAC’ın ücretlendirilmesinde tarafların ödediği ücretler neredeyse tamamen hakemlerin masraflarını karşılıyor ve kalan az bir miktar ile idari masraflar ödeniyor.

ISTAC’ın bütçesi ilk iki yıl Başbakanlık tarafından karşılanıyor. Devlet bu konuda yapıcı ve destekleyici adımlarda bulunmaktan çekinmiyor ve ilk yılın bütçesini de karşılamış durumda. İki yılın ardından ise kurum bütçesini tamamen aldığı harçlar üzerinden düzenleyecek ve zorda kalması durumunda delege gönderen taraflardan maddiyat sağlayacak.

İlk uluslararası tahkim projesini bir Türk firma ile Ortadoğulu bir başka firma arasında yapan ISTAC, bu ilk adımdan sonra gerisinin de hızlıca geleceğini düşünüyor. ISTAC ayrıca İstanbul’da yapılacak olan 3. Havalimanı Projesi’nde yer alıyor ve Turkcell ile tahkim konusunda görüşmeler düzenlediğini söylüyor.

Kurumun öncelikli amaçlarından biri de farkındalık yaratmak ve kendilerini tanıtmak. Bu amaç doğrultusunda pek çok büyük şirketi ve hukuk bürolarını ziyaret ettiler ve bu ay içerisinde Başbakan Ahmet Davuoğlu ile görüşecekler. Ayrıca 24 Haziran’da İstanbul’da düzenlenecek GAR Live (Global Arbitration Review) Konferansı’na da katılarak kendini uluslararası mecraya da tanıtmış olacaklar.

ISTAC’ın hedefi ise Türkiye’yi uluslararası alanda bir tahkim merkezine dönüştürmek. Coğrafi konum, ulaşım ve vize serbestliği gibi özelliklerin bu hedefe ulaşmakta önemli bir yeri var. Kurumun hedefi yalnızca Türkiye’ye değil, küresel alanda herkese hizmet vermek.

Tahkim hizmeti dışında arabuluculuk hizmeti de yapan ISTAC, kendi istekleri doğrultusunda başvuran taraflar arasındaki uyuşmazlığı gizlilik içinde devlet mahkemelerine gitmeden çözme olanağı sağlıyor. Tahkim Merkezinde ise uyuşmazlıklar tarafların kendi seçtiği hakemler aracılığı ile çözümleniyor.

Rusya 50 Milyar Dolara Mahkum Oldu

Tahkim son yıllarda şirketlerin birbirleriyle ya da devletlerle olan anlaşmazlıklarda sıkça tercih edilen bir hak arama yolu halinde geldi. Mahkemelerde davaların uzun sürmesi ya da hasım devletlerin ülkelerindeki mahkemelerin taraflı kararları şirketlerin bu yolu tercih etmesinin en büyük nedeni.

Dünyada milyar dolardan büyük tahkim davalarının 2011-2012 yılında 121 olan sayısının, 2013-2014’te 218’e çıkmış olması bu artışı gösteriyor. Söz konusu dönemdeki 128 tahkim davasının 10 tanesi de 10 milyar dolardan büyük. Bu dönemdeki davaların 11’ini davalı taraf kazanmış ve 70 milyar dolarlık tazminattan kurtulmuş bulunuyor.

Ancak davacıların kazandığı büyük davalar da mevcut. Bu dönemdeki en büyük tahkim davası Rus petrol devi Yukos’un aralarında uzun yıllar hapis yattıktan sonra özgürlüğüne kavuşan Mihail Hodorkovski’nin de bulunduğu ortaklar tarafından Rus devleti aleyhine açıldı. Sonunda da Rusya, Yukos’u iflasa zorladığı için 50 milyar dolar tazminat ödemeye mahkum edildi.

Polonya’da doğal gaz dağıtım şirketi 2014 yılında gaz fiyatlarının yenin belirlenmesi için Gazprom’a açtığı tahkim davasını kazandı. Arjantin İspanyol şirketinin ülkedeki iştirakini devletleştirdiği için 5 milyar dolar ödemeye mahkum oldu. Son olarak İran, doğal gaz fiyatlarıyla ilgili Türkiye tarafından açılan tahkim davasını kaybetti. Bunun sonucunda da fiyatlarda yüzde 10 – 15 arasında bir indirim yapması bekleniyor. 2013 -2014 dönemindeki büyük tahkim davalarının sekizi enerji alanında açıldı. Venezuela dört davayla tahkime en çok götürülen ülke oldu. 

Haberin tamamı için bkz. : ~/UserFiles/OldSiteFiles/image/files/mahkemesiz%20cozum.pdf

HABERİ PAYLAŞIN
HABERİ YAZDIRIN